HASAN MEKKİ

Cezayir'de 22 Şubat'ta başlayan ve Eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'yı istifaya götüren kitlesel halk protestoların ardından ülkede yeni döneme ilişkin gizli bir iktidar savaşı sürüyor.
Göstericiler, ordunun "uyarıları" sonucu 20 yıldır yönetimde bulunan Buteflika'nın görevden ayrılmış olmasına karşın eski liderin çevresinde kümelenmiş siyaset, bürokrasi, asker ve iş dünyasından yolsuzluğa bulaşanların görevden alınmasını ve bu kişilerden yargı önünde hesap sorulmasını istiyor.

Gözlemcilere göre ise ordu ile Fransa ya da eski Cumhurbaşkanı Abdulaziz Buteflika'nın çevresindeki yönetici sınıfın temsil ettiği Fransa'nın nüfuzu altındaki zümre arasında gizli bir mücadele devam ediyor. Ordunun halihazırdaki komutanları, eski Cumhurbaşkanı Huari Bumedyen'in 1970'lerde Fransız nüfuzundan uzakta olması için kurduğu Yüksek Askeri Okul mezunu. Bu okulun öğrencileri askeri eğitim için Fransa'ya değil Rusya'ya gönderildi. Bu nedenle bugünkü komutanlar Fransa'nın etkisinden uzakta tam bir bağımsızlık duygusu içinde yetişmiş durumdalar.

Cezayir Genelkurmay Başkanı Ahmed Kayid Salih ve diğer komutanlar, bu okulun ilk mezunlarından oldukları için Fransa'dan bağımsız hareket etme eğilimindeler. Buteflika'nın çevresindeki yönetici sınıfla çatışmaları da buradan kaynaklanıyor. Ordu, bu sınıfın yolsuzluklarına karşı çıkan halk hareketinden istifade ederek, bu kişileri birer birer tutukladı. Bunlardan biri de Buteflika'nın kardeşi Said Buteflika'ydı. Ordunun, bu yönetici sınıftan kurtulması, hem Fransa destekçilerinden ve onun nüfuzundan kurtulma hem de yolsuzluk mafyasını ve Buteflika dö

FRANSA İLE İLİŞKİLER
İHTİLAFA YOL AÇABİLİR

Buna mukabil Cezayir entelijansiyasının, ordunun niyeti hakkında şüpheler taşıdığı söylenebilir. Ahmed Kayid Salih, askeri şahsiyetlerin aralık ayında yapılacak seçimlerde aday olmayacağı sözünü verse de en azından oy verme hakkı bulunan bir milyon ordu mensubunun oylarına dair tartışmalar devam ediyor. Oy verme işlemi, genellikle askeri talimatlarla yönlendirilmelerin yapılabileceği kışlalar içinde gerçekleşiyor.


 

Herhangi bir aday desteklenmemiş olsa bile ordu, cumhurbaşkanı seçilecek kişinin, eninde sonunda ordunun kırmızı çizgilerini geçmeyeceğini öngörüyor. Özellikle yönetim sürecinin başında ordunun desteğini almak zorunda olduğu için de yeni idarenin bu çizgileri zorlamaması gerektiğini bileceği düşünülüyor.

Ordunun kırmızı çizgileri, iç ve dış siyasetteki sabitelerinden oluşuyor ve bunlara bağlı kalmanın zorunlu olduğu düşünülüyor. İsrail'le normalleşmenin ve dar gelirlilere desteğin kaldırılmasının reddi gibi sabiteler, adayların çoğu tarafından kabul görecek konular. Öte yandan ordu ile cumhurbaşkanı arasında anlaşmazlık noktası olabilecek başlıca mevzu ise Fransa ile ilişkiler.
Ordu, halk ve entelijansiya, derin devletin yani Buteflika dönemi yönetici sınıfının, Cezayir devlet kademelerinde halen varlığını sürdürdüğünü, bunların kökünün tam olarak kazınmadığını düşünüyor.

Aynı şekilde tüm Cezayirliler, cumhurbaşkanı olacak kişinin, altyapısı eskimiş bulunan ülkenin bu bakımdan geliştirilmesi konusunda titiz davranacağına inanıyor. Derin devlete son verilememiş olsa da Cezayir'de yeni cumhurbaşkanıyla birlikte dış siyaset ve ekonomide açılım yaşanacağına inanılıyor.