Merkeze bağlı Çeltikli köyünde asırlardır ekimi yapılan pirincin hasadına başlandı. Mayıs ayının ilk haftasında imece usulüyle ekimi yapılan pirincin hasadı başladı.

Hasattan istenilen verimi alamayan çiftçi, ecdatlarında kalan pirinç ekim geleneğini devam ettireceklerini belirtiyorlar. Merkeze bağlı Çeltikli (Şeyhcıman) köyünde ürettikleri pirinci, Türkiye’nin dört bir yanına gönderdiklerini belirten köylülerden Ahmet Kın, verim düşük olsa da pirinç ekim geleneğini devam ettireceklerini söyledi.

Kın, “Pirinç ekmek, bin yıldan bu yana dedelerimizden, babalarımızdan gelen bir gelenektir. 15 Mayıs’ta ekimine başlıyoruz. Eskiden hayvanlarla yaptığımız ekimi, teknolojinin gelişmesiyle birlikte artık traktörler ile yapıyoruz. Ekimden 4 buçuk ay sonra hasat dönemi başlıyor.” dedi.

“Şeker hastaları Çeltikli köy pirincini rahatlıkla tüketebilirler”

Ürettikleri Çeltikli köyü pirincini, diğer pirinçlerden ayıran özelliğine dikkat çeken Kın, şunları söyledi:

“Şeker hastası olan bir insan rahatlıkla kullanabilir. Tamamen organik olarak üretiyoruz. Hayvan gübresi ve su kullanıyoruz. Hiçbir şekilde kimyasal madde kullanılmaz. Türkiye'nin dört bir yanına gönderiyoruz. Özellikle Bitlis’ten İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa ve diğer illere göç eden Bitlislilerin verdiği sipariş üzerine gönderiyoruz. Fiyatının yüksek olmasından dolayı herkes tüketemiyor. Geçen yıl kilosunu 12-13 TL’ye satıyorduk, bu yıl kilosu 15 TL’dir. Bitlis'te sadece Çeltikli köyü civarında üretiliyor. Bu yılki verim, geçen yıla göre daha azdır. Bu da sıcak havalardan kaynaklanıyor.”

“Pirinç hasadını insan gücüyle yapıyoruz”                

Pirincin üretiminde hiçbir şekilde katkı maddesi kullanılmadığının altını çizen üreticilerden Murat Kın ise, tamamen hayvan gübresi ve su kullanıldığını belirterek, “Mayıs ayının ilk haftasından itibaren pirinç ekimine başlıyoruz. Ekim dönemi traktör ve insan gücüyle çok zor şartlar altında yapıyoruz. Ekimden 4 buçuk ay sonra hasat dönemi başlıyor. Şu anda hasat yapıyoruz. Hasat insan gücüyle yapılıyor. Burada gördüğünüz gibi pirinçler tek tek ayıklanarak temizleniyor. Temizlendikten sonra çuvallara doldurularak Diyarbakır’a götürüp, değirmende öğütülecek. Yaklaşık bin yıldan bu yana köyümüzde pirinç ekimi yapılıyor.” diye konuştu.

“Ekim ve hasatta köylüler dayanışma içerisinde çalışıyorlar”

Pirinç ekiminden hasat dönemine kadar geçen sürede yapılan işlemler hakkında bilgi veren pirinç üreticisi İbrahim Badur, ekim ve hasadın en güzel yönünün, köylülerin dayanışma içinde yardımlaşarak yapılması olduğunu söyledi.

Badur, ekim ve hasat sürecini şöyle anlattı:

“Öncelikle tarlalarımızı traktörle sürüyoruz. Daha sonra tarlanın içerisinde su için kanallar açılıyor ve pirinç tohumları atılıyor. Tohum atıldıktan sonra bunun bakımları yapılıyor. Hem ekim hem de hasat döneminde köylüler hep birlikte dayanışma içerisinde 15-20 kişilik gruplar halinde yapıyorlar. Ekimden hasat dönemine kadar yapılan bakımlarda kesinlikle kimyasal maddeler, farklı gübreler kullanılmaz. Tamamen organik bir şekilde hayvan gübresi veriliyor. Hasadı yapılan pirinçler burada ayıklanarak temizleniyor ve güneşte kuruttuktan sonra çuvallara dolduruluyor. Daha önce bizim taş değirmenlerimiz vardı. Fakat burada daha önce oluşan sel nedeniyle bu değirmenler bozuldu. Şu anda çuvallara doldurduğumuz bu pirinçleri Diyarbakır ve Siirt illerine götürerek buradaki değirmenlerde öğütülüyor.”

İklim değişikliklerine bağlı olarak yıldan yıla verimin farklılık gösterdiğini hatırlatan Baydur, şeker hastalığı olan insanlar da bu pirinci rahatlıkla tüketebildiğini belirtti.(Şükrü Tontaş-İLKHA)