Malumunuz, geçen günlerde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından yayınlanan yönetmenlikte öğrencilerin kılık kıyafetlerine yeni düzenlemeler getiriliyor. Tek tip kıyafetten kurtulma adına Allah’ın emrettiği kısmi tek tip tarz yasaklanıp aksine olan kısmi bir tek tipçiliğe gidiliyor.

Bu yönetmenliğe göre önümüzdeki eğitim-öğretim sezonundan itibaren geçerli olmak üzere artık tek tip önlükler, formalar kalkacak, her veli öğrencisine istediği kıyafeti alabilecek, öğrenciler de istedikleri kıyafetle okula gidebilecek. Tabi bu serbestiyet herkes için geçerli değil. Yıllardır döndürülen zulüm çarkının dişleri arasında ezilen bayanlar, özellikle negatif ayrımcılığa tabi tutulan Müslüman bayanlar bu serbestiyetten faydalanamayacak. Tam aksine, önceki yönetmenliklerde olmadığı halde yeni yönetmenlikte; isteyenin istediğini giyebileceği bu yönetmenlikte Müslümanların evlatları, Müslümanca yaşamak isteyen kızlarımız ve bacılarımız inançları gereği istedikleri şekilde başlarını örtemeyecekler. Artık ilkokul, ortaokul ve liselerde başörtüsü takmak, açıkça konulan bir maddeyle yasak olacak. Yani, aynı zulüm aynı haksızlık, aynı adaletsizlik ve aynı insafsızlık devam edecek.


Yüce Allah’ın emrettiği, uyulmasını istediği yaşam tarzına göre, ergenlik çağına ulaşmış tüm bayanlar başlarını örtmekle mükelleftir. Renk ve kalite farkı olabilmekle beraber, bu yaşlara yaklaşmış her bayan başörtüsünü, İslam’ın emrettiği bir şekilde, takmalıdır. M.E. Bakanlığı ve AKP’nin dayattığı yaşam tarzına göre okul çağındaki tüm genç kızlar saç renklerini ve şekilleri farklı olabilmekle beraber, başlarını örtemeyecek. Şimdiye kadar olduğu gibi başörtü takmak yasak olacak.
Oysa yüce Allah Ahzab Suresinin 59.ayetinde şöyle buyuruyor: “Ey peygamber! Hanımlarına, kızlarına ve müminlerin kadınlarına hep söyle de cilbablarından (1) (dış elbiselerinden) üzerlerini sımsıkı örtsünler.” Yine Nur Suresinin 31.ayetinde “Mümin kadınlarına söyle... Başörtüleriyle, yakalarının üzerine kadar örtsünler.”


Buhari’de  geçen bir rivayette, İbn-i Şihab’ın  Urve’den rivayetine göre Hz.Aişe (r.anha) şöyle diyor: “Allah muhacir kadınlara rahmet etsin, yüce Allah: “Baş örtülerini yakalarının üzerine kadar örtsünler” Ayetini indirdiğinde elbiselerinden bir kısmını yırtarak yüzlerini ve başlarını örttüler.”(2) Yani ayetin inişinden hemen sonra bu emre uymak için böyle bir yola başvurdular.
Yüce Allah örtünmeyi emrediyor, bu gün gücü elinde bulundurup nefislerine göre hareket edenler örtünmeyi yasaklıyorlar. Müslümanlardan aldıkları oylarla iktidara gelenler Müslümanların Müslümanca yaşamalarına engel oluyorlar. İsmi anıldığında adaletin hatırlandığı Hz. Ömer(r.a) Müslüman kadınların örtünmesi için örtü dağıtıyordu. Bugün, isimlerinin başına adalet kelimesini yerleştirenler, Allah’ın emrettiği örtüyü yasakladıklarından adları anıldığında zulmü hatırlıyoruz.
Eğer bu konuda yetkili M.E Bakanı ve Başbakan ise onlara sesleniyorum:


Sayın Bakan ve Sayın Başbakan! Müslümanlardan aldığınız oylarla oturduğunuz koltuklarda, ekranlarda ve meydanlarda İslam adına nutuk atıyorsunuz!. Peki, Alah’ın emrettiği örtüyü yasaklamaya nasıl cüret ediyorsunuz ve bunu yönetmenliklerinizde açıkça belirtebiliyorsunuz. Örtünmenin kaç yaşlarında farz olduğunu bilmeyecek kadar ama böyle bir gaflete düşmeden önce Diyanet İşleri Bakanlığına soramaz mıydınız? Yoksa size göre başörtüsü teferruat mı sayılıyor?
On yıllardır laik, sosyalist ve despotlar tarafından uygulanan örtü yasağını yönetmenlikleriyle açıkça belirtmekle bizlere neyi anlatmak istiyorsunuz, Onlardan bir farkınızın olmadığını, onların döndürdüğü zulüm çarkının varisleri olduğunuzu mu vurguluyorsunuz?


Yoksa o kadar insafsız ve zalim değilsiniz de birilerinin kızmasından, eleştirmesinden ve gündeme getirmesinden mi çekiniyorsunuz, laiklere, solculara ve ateistlere yaranmaya mı çalışıyorsunuz?

İsteyen kızını, kız kardeşini istediği şekilde okulda okutmasına imkan tanıyorsunuz da Müslümanların, kızlarını ve kız kardeşlerini inançları gereği örterek okutmalarını neden yasaklıyorsunuz? Kimilerinin dediği gibi, bu yaşlardaki kızlar çocuktur, kendi iradeleriyle tercihte bulunamazlar, diğerlerine de baskı oluştururlar” mı? diyorsunuz. Peki, örtünmeyenler de aynı durumda değiller mi? Yoksa onlar örtünmeme konusunda iradeleriyle tercihte bulunabiliyorlar mı? Baskı oluşturmuyorlar mı? Bu çelişkiyi ve adaletsizliği nasıl açıklıyorsunuz? Söz ve yazıyla partinizin isminin başına koyduğunuz “adalet” kelimesine icraatlarınızla “siz” ekini getirdiğinizi mi bize gösteriyorsunuz?


İktidara geldiğinizden bu yana birçok konuda “özgürlüklerin” yolunu açtınız. Azınlıklara, “çoğunluklara”, Yahudilere, Hıristiyanlara, oynayana, zıplayana, hopçuya, popçuya, topçuya, serbest hareket etme yolunu açtınız. Peki okullarda başörtüsüne neden yasak getiriyorsunuz?


İmam- hatiplerde başörtüsü takılmasını yasaklamadığınız doğrudur. Örtünerek okumak isteyen bacılarımıza sadece imam-hatipleri gösterip diğer okulları yasaklamakla cezalandırmak mı istediniz?


İmam-hatiplerin dışındaki okullarda sadece Kur’an-ı Kerim dersinde başörtüsü takılabileceğini belirttiniz yönetmeliğinizde. Sizin İslami anlayışınıza göre haftada kaç saat örtünmek farzdır. Allah’ın kesin emrini yasaklayarak Müslümanlara kendinizi nasıl tanıtıyorsunuz? Memnun etmek istediğiniz çevrelere hoş görünmek mi istiyorsunuz? Ramazanda Müslüman Şevvalde laik edasını andıran bu yönetmeliğinizle nasıl bir İslami anlayış dayatıyorsunuz?


En önemlisi, Allah’ın emrettiği bir farzı yasaklamakla nasıl bir cürüm işlediğinizin farkında değil misiniz? Kahhar olan Allah’ın gazabı ve azabı sizin için bir anlam ifade etmiyor mu? Çıkardığınız bu yönetmenlikte zulmünüze maruz kalarak mazlumların ahını ve onların, anne-babalarının ve yakınlarının bedduasını almaktan korkmuyor musunuz?


Bu yasağınızdan dolayı okullarından geri kalacak kızların, onlara sahip çıkarken mahkemelerinizle hapis cezasına çarptırılan Güllü Çevik ve benzeri velilerin mağduriyeti vicdanlarınızı sızlatmadığı gibi göğsünüzü mü kabartıyor?
Unutmayın ki bizim sığınacağımız bir Allah’ımız var. Allah’a havale ediyoruz.


Siz ey zulme uğramış ve bu yönetmelikle zulme uğrayacak bacı ve kardeşlerim, sizden sabır ve metanetle yolunuza devam etmenizi bekleriz. Hepimiz inandığımız gibi yaşamaya devam edip ecirlerimizi Allah’tan bekliyoruz.


Son olarak şöyle diyoruz: Ölümü ve hayatı insanları imtihan etmek için yaratan Allah’a hamd olsun. Wesselam

1) Cilbab: Gözler açık olsa da yüzün büyük kısmını, gerdanını ve bütün bedenini örten elbisedir. 2) Buhari 4758.Hadis

İdris Şimşek
E Tipi Ceza İnfaz Kurumu SİVAS