İSTANBUL - Toplantıda ilk olarak konuşan Mazlum Der İstanbul Şube Başkanı Cüneyt Sarıyaşar, 28 Şubat sürecinde alınan yargı kararlarının adil olmadığına dikkat çekti.
 
Sarıyaşar, "Bu devletin kuruluşundan bu yana Müslüman kimliğin görünürlüğünü örtmek için gösterdiği ceberut tavrı ve çeşitli faaliyetleriyle muhatap olduk. Bu ceberut Cumhuriyet devleti 28 Şubat`ta bir kez daha yüzünü gösterdi ve olanca gücüyle, Batı Çalışma Grubu gibi illegal çabalarıyla Müslüman kesimin varlık alanlarına yönelik büyük saldırılar, hak ihlalleri gerçekleştirdi. Bu süreçte alınan yargı kararları adil olmayan yargılamalarıdır. Biz burada halen haksız yere Malatya cezaevinde yatan Zekeriya Şengöz, Fahri Memur ve diğer mağdurlar için toplandık, adalet talebimizi dile getireceğiz" dedi.
 
İslam`ı Yaşamak Suç
Basın açıklamasına katılan dönemin mağdur Avukatlarından Cüneyt Toraman, o dönemde hazırlanan iddianamelerle ilgili örnek vererek, "Malatya`da hala tutuklu bulunan Zekeriya Şengöz ve Fahri Memur`un dosyalarında `Düğünde davul zurna çalmadıkları, İslami gazete okudukları` gibi ifadeler geçiyordu. Bunlar bir hukuk metninde yazılıydı ve insanlar bunlardan dolayı suçlandılar, fakat mahkeme hepsine beraat kararı verdi. Yargıtay tekrar yargılanmalarını isteyerek sözüm ona askeri kanat, silahlı örgüt üyeliğinden cezalar verildi" diye konuştu.
 
Daha sonra söz alan dönemin mağdurlarından gazeteci yazar Ramazan Kayan, "Bugün, on iki yıl önce hukuk adına nasıl cinayetler işlendiğini, adli katliamların nasıl sergilendiğini açıklamak ve bunların bir an önce giderilmesini talep etmek için buradayız. Malatyalılar davası 1920`lerde istiklal mahkemelerinin 2000`li yıllardaki versiyonudur. O gün idamla yargılananlardan birisiydim, yaptığım eylem başörtüsü mağdurlarını savunmak, o yıllarda binlerce kızımız inançları uğruna bedel öderken bizim bedel ödemeyişimiz aslında garipsenmesi lazımdı. Allah`a hamdolsun bedel ödedik yine ödemeye hazırız" ifadelerini kullandı.
 
Sorumlular Hesap Vermeli
STK`lar adına basın açıklamasını okuyan Cüneyt Sarıyaşar, "28 Şubat darbesi sürecinde, İslami kimlikleri ve çalışmaları ile öne çıkmış, başörtüsü yasağı dâhil uygulanan zulüm ve haksızlıklara karşı fikir beyan eden, protesto gösterilerine katılan insanlar aileleriyle ve çevreleriyle birlikte, vakıflar ve dernekler baskı ve haksızlıklara maruz kalmıştır. Medya, asker ve yargı kıskacında işkenceye ve linçe tabi tutulmuşlardır.
 
Bugün gelinen noktada, TBMM Darbeleri Araştırma Komisyonu çalışması ile Malatya Davasında adil yargılamanın yapılmadığı, kararın siyasi olduğu, ihtimale dayalı değerlendirmelere itibar edilerek hüküm kurulduğu tespitlerine yer verilmiştir.
 
28 Şubat sürecinde siyasi ve askeri güçlerin yargıya olan etki ve baskısı neticesinde haksız ve mesnetsiz suçlamalarla mahkûm edilen insanların haklarının iadesini, hukuksuz yargılama ve uygulamalardan doğan zararların tazminini, sorumluların hesap vermesini, bu amaca yönelik kanuni ve idari düzenlemelerin bir an önce gerçekleştirilmesini istediğimizi kamuoyu önünde deklare ederiz" dedi.