ABD tarihinin en büyük saldırısı olarak tarihe geçen 11 Eylül saldırılarının üzerinden 18 yıl geçti. 11 Eylül saldırısını bahane eden ABD yönetimi, adeta bir "cadı avı" başlatarak İslâm beldelerini dünyanın gözüne baka baka işgal etmeye devam ediyor.
Tarih 11 Eylül 2001’i gösterirken ABD’nin New York şehrinde bulunan Dünya Ticaret Merkezi ikiz kuleler büyük bir gürültüyle yerle bir oldu. 413 metre uzunluğundaki kuleler ardı ardına beyaz bir toza büründü. Uzmanlar garip bir şekilde gerçekleşen yıkıma anlam vermeye çalışıyordu ki olaya dair tüm deliller yok edilmiş, enkaz kaldırılmıştı.
Bu saldırının ardından ABD, İslâm beldelerini işgal etmek için "Radikal İslâm","İslâmi Terör" ve "Terörle Mücadele" adı altında planlarını devreye koymaya başladı. Saldırıdan bir gün sonra el Kaide lideri Usame Bin Ladin ve onun öğrencilerinin isimleri konuşulmaya başlandı. Her şey planlandığı gibi işliyordu.
Saldırılardan kısa bir süre sonra dönemin ABD Başkanı George W. Bush, Afganistan’dan ikiz kulelerin saldırısının faili olduğunu iddia ettiği El Kaide Lideri Usame Bin Ladin'i teslim etmesini istedi.
ABD ve İngiltere Afganistan’ın işgal için 7 Ekim 2001 Pazar günü ilk hava saldırısı düzenleyerek başkent Kabil, Kandahar havalimanı vuruldu. Saldırı sonrası açıklama yapan İngiltere Başbakanı Tony Blair ve ABD Başkanı Bush, süslü yalanlarla işgalci yüzlerini gizlemeye çalışıyorlardı.
Afganistan işgaline; Avustralya, Kanada, Hollanda, İngiltere, Danimarka, Estonya, Almanya, Norveç ve Fransa bu vahşi saldırılara destek verdi. Bu barbar ülkelerin desteklerine rağmen hezimet yaşayan ABD, camileri, medreseleri, okulları, özellikle hastaneleri ve pazar yerlerini bombalamaya başladı.
11 Eylül 2001 sonrası Afganistan ile başlayan bu haçlı işgallerinde Irak, Pakistan ve Suriye’de toplam 2 milyondan fazla Müslüman katledildi. Milyonlarcası sakat kaldı. 13 milyonu aşkın insan evlerini ve topraklarını terk edip sınır boylarında mülteci durumuna düştüler.
Aradan geçen 18 yıla rağmen Afganistan’ı işgal edemeyen ABD, yenilmişlik ve çaresizlik içinde saldırgan bir şekilde tehditlere başvurdu. ABD’nin mevcut Başkanı Donald Trump’ın şu sözleri ülkelerinin nasıl bir bataklığa sağlandığını gösteriyor. Trump,"Eğer Afganistan'da savaşmak istesek bu savaşı bir haftada kazanırdık ama 10 milyon kişiyi öldürmek istemiyorum." diyerek acziyetinin üstünü örtmek istedi.
En büyük bedeli siviller ödüyor
Afganistan’da sadece son 10 yılda 41 bin kişi hayatını kaybetti. Hayatını kaybedenlerin yüzde 17,9'unu çocuklar oluştururken, yüzde 7,5'i de kadınlardan oluşuyor. Sivil ölümlerinin çoğunun sebebi hava bombardımanları ve gelişmiş patlayıcılardan kaynaklanıyor.
BM raporuna göre, Afganistan'da sadece 2018 yılının başından haziran ayına kadar (ilk 6 ay) 3 bin 812 kişi hayatını kaybetti. Bu sayı, 2012'den bu yana ölümlerin en az olduğu dönem olarak gösteriliyor.
İnsan Hakları İzleme Örgütü, ABD ve Afgan ordusunun "Taliban'ı müzakere masasında sıkıştırmak için yaptığını" açıkladığı hava operasyonları ve gece yarısı baskınlarında, sivillerin çok büyük bir bedel ödediğini belirtti.
ABD'nin "yanlışlıkla!" yaptığı katliamlar
ABD'nin İslam ülkelerinde "yanlışlıkla!" yaptığı katliamlar unutulmuyor.
Afganistan'ın Kunduz vilayetinde hafızlık mezuniyet töreni sırasında bir medreseye hava saldırısı düzenleyen ABD, 100’ün üzerinde eğitmen, öğrenci ve sivili şehit etti.
Bölgede ABD ile birlikte çalışan bir Afgan yetkili, saldırının Taliban'a yönelik olarak gerçekleştirildiğini öne sürse de bölgedeki bir hastaneye bir dizi yaralı çocuğun getirilmesi, sivillerin hedef alındığını ortaya çıkardı.
Sivillerin Korunması Savunma Grubu (CPAG) adlı bir kuruluşun raporuna göre, Afganistan’da 2018 yılının mart ayı içerisinde meydana gelen olaylarda en az 121 sivil hayatını kaybetti, 322 sivil ise yaralandı.
4 Mayıs 2009'da Afganistan'a B-1 bombalarıyla saldırı düzenleyen ABD, Taliban'ın militanlarının öldürüldüğünü iddia etmişti. Ancak ABD askeri yetkilileri sivil katliam yaptığını kabul etmek zorunda kalarak, "Söz konusu saldırıda çok sıkı olan kurallara uyulmadı ve bu da sivil kayıplara yol açmış olabilir" şeklinde skandal bir açıklama yapıldı.
Bu saldırıda da en az 140 sivil hayatını kaybetmiş, yüzlerce kişi de yaralanmıştı.
Hastaneler hedef alındı
ABD uçakları, 4 Ekim 2015'te "Taliban ile mücadele" gerekçesiyle Afganistan'ın Kunduz eyaletinde bir hastaneyi vurarak katliam yaptı. ABD, yine 2015 yılı ekim ayı içerisinde Afganistan'da Sınır Tanımayan Doktorlar örgütüne ait hastaneyi bombalamıştı. Aralarında doktorların da olduğu 9 sağlık görevlisi ile 3'ü çocuk 7 hastanın hayatını kaybettiği açıklanmıştı.
Afganistan'ın Kunduz vilayetinde Taliban'a karşı gerçekleştirdiği iddia ettiği operasyon sırasında, yine sivilleri hedef almış ve yaptığı bombardımanda çoğu çocuk ve kadının bulunduğu 30 kişi hayatını kaybetmişti.
ABD'nin Afganistan'ın orta kesiminde düzenlediği bombardımanlar ve baskınlar sonucu 18 sivil hayatını kaybetti. Gece saatlerinde gerçekleştirilen bombardımanda hayatını kaybedenlerin çoğu kadın ve çocuklardan oluşuyor. Ayrıca bombardımanda çok sayıda sivil de yaralanmış ve çok sayıda ev hasar görerek kullanılamaz hale gelmişti.
ABD'nin katliamı bunlarla sınırlı olmayıp tarih yaprakları 11 Mart 2012'yi gösterdiğinde Afganistan'ın Kandahar ilinde pazar günü üssünden ayrılan bir Amerikan askeri 9'u çocuk 16 Afgan sivili katletti.
15 Aralık 2018 tarihinde yerel yöneticiler, doğudaki Kunar Vilayeti'nde bir Taliban komutanını hedef aldığı iddia edilen saldırıda, en az 12'si çocuk 20 sivilin öldüğünü açıkladı.
28 Kasım 2018'de yerel yöneticilere göre Helmand Vilayeti'ndeki ABD hava saldırılarında en az 30 Afgan sivil hayatını kaybetti. Bu kişilerden 16'sı çocuktu.
3 Ekim 2015'de Kunduz'a koalisyon güçleri tarafından düzenlenen bir hava saldırısında, Sınır Tanımayan Doktorlar örgütüne ait bir hastanede 42 sağlık çalışanı ve hasta hayatını kaybetti. Örgütün açıklamasına göre, hayatını kaybedenlerden 3'ü çocuktu.
7 Mayıs 2019'da Afgsanistan'ın batısına düzenlenen hava saldırısında en az 45 sivil hayatını kaybetti.
4 Kasım 2016 tarihinde Kunduz Eyaleti'nin yerel yetkilileri, ABD hava saldırısında aralarında çocukların ve yaşlıların da olduğu 30'dan fazla sivilin öldüğünü duyurdu.
ABD'nin ve müttefik olduğu ülkelerin yaptığı katliamlar bunlarla sınırlı değil. ABD yaptığı bu katliamları İslam ülkeleri yöneticilerinin gözünün içine bakarak pişkince "yanlışlıkla vurduk!" açıklamalarını yaptılar.
Irak, Suriye ve Yemen'de siviller bombalandı
Irak'ın başkenti Bağdat'ta 2007 yılında, sivillerin bulunduğu bir binayı hedef alan ABD hava saldırısında kadın ve çocukların da bulunduğu en az 10 kişi hayatını kaybetti.
ABD Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM), 16 Mart 2017'de Suriye'nin Halep kentinin Cina köyünce bir camiye hava saldırı düzenledi. ABD, yaptığı katliamı kabul ederek, "El-Kaide zannettik" açıklamasını yaptı. ABD'nin saldırı sırasında camide 200 kişi camide namaz kılıyordu. Bu saldırıda 70'den fazla kişinin hayatını kaybetti.
Suriye İnsan Hakları Gözlem Örgütü'nün (SOHR), Rakka'nın El-Ayaş köyüne ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin gerçekleştirdiği hava saldırısında 20 sivil hayatını kaybetti, 30'dan fazla sivil de yaralandı.
ABD Askeri Komuta Merkezi, Yemen'de El-Kaide'ye yönelik operasyonda sivilleri de katlettiğini itiraf etti. ABD ordusu tarafından yapılan açıklamada, "Yemen'de ABD komandoları tarafından yapılan saldırıda siviller ve çocukları da öldürmüş olabiliriz." denilmişti.
Yemenli yetkililer daha önce, Beyda'ya yapılan saldırılarda 8 kadın 8 çocuk 16 sivilin öldüğünü açıklamıştı. CENTCOM bu konuda bir rakam vermedi.
Yapılan bunca katliama karşı İran Milli Güvenlik Yüksek Konseyi, ABD Merkez Kuvvetlerini (CENTCOM) terör örgütleri listesine aldı.
ABD'nin kullandığı kimyasal silahlar nedeniyle çocuklar özürlü doğuyor
ABD kullandığı yasaklı silahlar nedeniyle Afganistanlı, Iraklı, Suriyeli, Yemenli ve İslam coğrafyasındaki çocukların geleceğini çaldı.
Birleşmiş Miletler Çevre Programı tarafından 2007’de hazırlanan bir rapora göre, Seyreltilmiş Uranyum (DU) silahları Irak’ta sadece depolanmadı, aynı zamanda sahada da kullanıldığına dikkat çekildi. Irak’ta o güne kadar bin ila 2 bin metrik ton seyreltilmiş uranyum silahı ateşlendi.
Seyreltilmiş Uranyum içeren silahlar kullanılan Irak'ta aradan geçen yıllara rağmen çocuklar üzerinde etkisini hâlâ gösteriyor. Bölgede doğan çocuklarda ciddi doğum kusurları görülüyor.
ABD ordusu, Irak’ta çoğu insanların yoğun olarak yaşadığı şehirlere yakın 500’ün üzerinde yeni askeri üs inşa etti. Bu şehirler, bombalar, kurşunlar, kimyasal ve diğer türden silahların yanı sıra, üslerdeki atıkların imha edildiği açık ateş çukurları, terk edilmiş tanklar ve kamyonlar, üslerde ABD’ye ait uranyumlu silahların depolanması yüzünden meydana gelen çevresel zararlardan nasibini aldı.
ABD'nin İslam coğrafyasında yaptığı katliamlar bunlarla sınırlı değil. ABD bugün de birçok İslam ülkesine karşı soğuk savaşını sürdürüyor. (İLKHA)