HABER MERKEZİ
Televizyon kanallarında yayınlanan dizilerdeki ahlaksız-sapkın ilişkiler adeta toplum ve aile kurumunu dinamitliyor. Dizilerin içeriğindeki ahlaksız görüntülerden dolayı bazı ülkeler Türkiye’de yapılan dizilerin yayınlanmasını yasakladı. Adeta kanalizasyona dönüşen dizilerin oluşturduğu gayri ahlaki görüntüler yetmezmiş gibi şimdi de Kültür ve Turizm Bakanlığı, hazırladığı tanıtım videosu ile yeni bir skandala imza attı. Kültür ve Turizm Bakanlığının internet sitesinde yer alan ve 2020'de kullanılacak tanıtım filmlerinde yer alan görüntüler bu kadar da olmaz dedirtiyor. Tanıtım filminde yer alan görüntülerde şampanya gibi alkollü içecekler ve "gece alemi" ön plana çıkarılırken filmde yer alan kadın karakterin hamam ve denizde müstehcen görüntüleri de yer alıyor.
“SIRF TURİST ÇEKMEK İÇİN İSLAM’IN HARAM KILDIĞI…”
Türkiye'de alkollü içeceklerin reklamının yapılması, film ve dizilerde açıkça verilmesi yasakken Kültür ve Turizm Bakanlığının söz konusu tanıtım filminde bu yasağı çiğnemesi büyük bir garabet olarak karşılandı. Söz konusu tanıtım filmine bazı sosyal medya kullanıcılarının tepki gösterdiği görüldü. Kullanıcılar, "sırf turist çekmek için İslam'ın haram kıldığı alkolün ve müstehcenliğin reklam olarak kullanılmasının kabul edilemez olduğunu" ifade ettiler, "Müslüman bir ülke neden alkol ve müstehcenlikle tanıtılmak isteniyor" sorusunu yönelttiler.
DİZİ DİZİ AHLAKSIZLIK
Tecavüzden çarpık-sapkın ilişkilere kadar her tür temayı bol bol kullanan TV dizileri reyting için hiç sınır tanımıyor, RTÜK ise izlemekle yetiniyor! TV dizileri, aile yapısını temelinden dinamitleyen bir sürecin silahına dönüştü. Reyting bahanesine sığınılarak dizilere katılan ahlaksız içerikler çocukları da hedef alıyor. Çocukların psikolojisi bozuluyor, bilinçaltı zararlı unsurlarla dolduruluyor. Dizilerin ’genel izleyici’ amblemi altında ve çocukların uyumadığı saatlerde yayınına izin veren RTÜK’e de büyük tepki var. İçeride ailenin ifsadına ve yıkılmasına neden olan böylesi ahlaksızlığı teşvik bu dizilerin bir de övünülerek birçok ülkeye kültür ihracı olarak sunulması ise şer yapıların değirmenine su taşımak anlamına geleceği gibi kirli bir garabet olarak orta yerde duruyor.
RTÜK’E HER YIL ŞİKÂYET YAĞIYOR
Sapkın-çarpık ilişkilerin gösterildiği diziler, her geçen gün artıyor ve aile yapımız dinamitleniyor. Ahlaksızlığın had safhaya çıktığı bazı televizyon dizileri, ne yazık ki çocuklarımız için büyük bir tehlike arz ediyor. Henüz hayatı yeni yeni tanımaya çalışan çocuklar, pek çok sahneleri yasak olması gereken bu dizileri izleyerek, kendi öz değerlerinden kopuk bir şekilde büyüyor. Fuhuş, çarpık-sapkın ilişkiler gibi ahlaksızlıkları sık sık veren bu dizi ve programlar taptaze beyinleri zehirliyor. Sanat adı altında televizyonlarda yayınlanan dizilerdeki ilişkiler, toplumun ahlak anlayışını zedeliyor ve aile kurumunu dinamitliyor. Televizyonlarda yayınlanan dizi ve programlarda ahlaksızlık ve şiddet her geçen gün toplumsal yapıyı bozacak boyutlara ulaşırken, televizyon yayınlarını denetlemekle görevli olan RTÜK'e vatandaşlardan şikâyet yağıyor. RTÜK'ün vatandaş bildirimleri raporuna göre, geçen yıl Üst Kurula, 124 bin 234 şikâyet ulaştı. Bunların 48 binini dizi filmlere ilişkin bildirimler oluşturdu. RTÜK'e yapılan şikâyetler ise ya cevapsız kalıyor ya da uygulanan yaptırımlar diziler için caydırıcı olmuyor.
“LÜTFEN DİZİ BİTSİN DE BABAM ANNEME AYNISINI YAPAMASIN”
RTÜK'ün ahlaksız yayınlardan dolayı ceza uygulama yoluna nadiren gitmesi ise tepkilere yol açıyor. Bir çocuğun RTÜK'e yaptığı şikâyet başvurusunda, babasının bir dizideki eşini döven karaktere çok benzediğini belirterek, "Annemle ben, şu anda babamdan kaçıyoruz. Lütfen diziyi bitirin. Lütfen bitsin de babam anneme aynısını yapamasın." şeklindeki şikâyetin, dizilerin çocuklar üzerindeki olumsuz etkisini gözler önüne seriyor.