"Bulaşıcı Olmayan Hastalıkların Önlenmesi ve Kontrolü, Endüstriyel Trans Yağların Eliminasyonu, Sürdürülebilir Kalkınma İçin Gıda Güvenliği ve Risk Yönetimi" sempozyumu düzenlendi.
Yapılan sempozyumda gıdaya erişimin ve sağlıksız beslenmenin neden olduğu hastalıklardan bahsedildi.
Sempozyum öncesi açılış konuşması yapan FAO Orta Asya Alt Bölge Ofisi Koordinatörü ve FAO Türkiye Temsilcisi Viorel Gutu, 820 milyondan fazla insanın yeterli gıdaya erişim sağlayamadığına dikkat çekti.
Gutu, "Bugün, açlığa son verme ve diğer kötü beslenme türlerini ortadan kaldırma, herkes için gıda güvencesi ve sağlıklı beslenmeyi sağlama çabalarının hızlandırılması gerekliliğini hepimize hatırlatan bir gündür. Bu vesile ile 150 ayrı ülkede düzenlenen etkinlikler kamu, STK'lar, işletmeler, medya kuruluşları, sivil toplum ve halkı bir araya getirmekte. Sürdürülebilir kalkınma hedefi olan açlığa son hedefine ulaşmamız için bize yapılan bir çağrı niteliğinde geçmektedir. Sevgili dostlarım, dünyada yetersiz beslenen insan sayısının giderek arttığı gözlenmektedir. 820 milyondan fazla insan yeterli gıdaya erişim sağlayamamaktadır. Ancak bir yandan da özellikle okul çağındaki çocuklar ve yetişkinler arasında olmak üzere tüm bölgede şişmanlık ve obezite artmaya devam etmektedir. Açlığa son verme hedefi sadece açlığın sorununa inmek ile ilgili değildir. İnsanımızı beslerken gezegenimizi de besleyip kucaklamamızla ilgilidir. Çalışmalar gösteriyor ki sağlıksız beslenme dünya genelinde bulaşıcı olmayan hastalıklardan kaynaklandığı önde gelen sebeplerinden biridir. Dünya genelinde ölümlerin 5'te birinden sorumlu olan sağlıksız beslenme alışkanlıkları yıllık 2 trilyon dolar ile ulusal gelir bütçelerine de dokunmaktadır." dedi.
Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Pavel Ursu ise sağlıklı yaşamın hayatın ilk gününden itibaren yaşanması gerektiğini vurguladı.
"Günlük olarak bir insan 400 gr meyve ve sebze tüketmelidir"
Ursu, "Bu süreçte anne sütü çok önemlidir. Anne sütünün ilk günden itibaren verilmesi sağlıklı gelişim için temel oluşturmakta. Bununla beraber obezite ve kronik hastalıkların gelişim riskini azaltmaktadır. Aslında sağlıklı beslenmenin temelinde tüm küresel boyutta sağlıklı besinler yatmaktadır. Günlük olarak bir insan 400 gr meyve ve sebze tüketmelidir. Enerji alımı aslında enerjinin ne kadar harcandığı ile dengeli olarak hesaplanmalıdır. Aslında bu yüzden insanlar çok kilolu ve obez olabiliyorlar." dedi.
Ursu, "Fazla kilolardan kurtulmak için toplam alınan enerji miktarı günde 30 gramdan fazla olmamalıdır. Serbest şeker alımı miktarı toplam enerji miktarının yüzde 10'dan az olmalıdır. Günde tuz alımı oranı yüzde 5'den az olması Hipertansiyonun, kalp hastalıklarının ve immenin yetişkinlerde azalmasında yardımcı olur. Tarımı, sağlık ve diğer alanlardaki politikalarla bağdaştıracak olursak sağlıklı beslenmenin uygulanabilir ve diğer sektörlerde desteklenebilir olursa sağlıklı beslenme kullanılabilir ve ulaşılabilir olduğunu göreceğiz." ifadelerini kullandı.
BM Türkiye Mukim Koordinatörü Alvaro Rodriguez Türkiye'nin gün geçtikçe gelişen bir ülke konumunda olduğunu ifade etti.
Rodriguez, "Türkiye'nin kabul etmiş olduğu sürdürülebilir kalkınma hedeflerine baktığımız zaman bu hedeflerin dünya genelinde insani kalkınma için bağlayıcı bir ilke olduğunu görmekteyiz. Sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşabilmek için FAO ve Dünya Sağlık Örgütü sizlerle beraber önemli adım atmaktadır. Bu sempozyumda bu adımlardan biri olarak görülmektedir. Diğer taraftan herhangi bir kişi Türkiye'ye gelen bir kişi ilk geldiğinde ben de aynı şeyi düşünmüştüm. Bu ülkede son zamanlarda gelişen ilerlemeyi net bir şekilde görebilmektedir. Şu konuda hiç şüphem yoktur ki Türkiye sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşmak için aynı ilerlemeyi önümüzdeki dönemde de sergileyecektir." dedi.
"Hayat stillerinden kaynaklanan sorunlar yaşamaktayız"
Rodriguez, "Ben bir kalkınma ekonomistiyim, doktor ve hekim olmadığımı tekrar dile getirmek isterim. Bir kalkınma ekonomistinin gözünden bakıldığında şunu ifade etmek lazım; bazen dünyada sorunların bu tür sıkıntıların kaynak noktası paranın yokluğu, gıdanın, teknolojinin yokluğu değildir. Genellikle hayat stillerinden kaynaklanan sorunlar yaşamaktayız. Şunu da vurgulamak gerekir ki bugün sağlıklı beslenmeyi hayatı konuşmak için buradayız. Ve sağlıklı bir hayat dediğimiz zaman içerisinde birçok unsuru barındırır. Bunlardan bir tanesi hayatın ilk gününden itibaren emziremeye başlamaktır. Diğeri yağ oranı düşük lif oranı yüksek beslenme türleriyle beslenmektir. Bir diğeri de hayatımız boyunca uygun egzersizlerden yaralanmak olacak." dedi.
Dünyada yaşanan kültür çatışması ve sağlıksız beslenmeye dikkat çeken Vali Çetin Oktay Kaldırım Hazreti İsa Aleyhisselam kıssasından örnek vererek insanların ve yöneticilerin kendilerine çeki düzen vermeleri gerektiğini vurguladı.
Kaldırım, "Hazreti İsa zamanında bir kişi günah işler ve çevredeki insanlar taşlanmasını önerir. O arada tartışma çıkar ve Hazreti İsa'nın yanına gelirler Hazreti İsa ise taşlayalım der ama şöyle uyarıda bulunup 'ilk taşı günahsız olan atsın' der. Şimdi çözüm üretmek istiyoruz sorunları gidermek istiyoruz burada herkes sorumlu. Her fert her yönetici dünyada her kurum ve kuruluş var olan bu tablodan sorumlu hiç kimse sorumluluktan kaçamaz. Dolayısıyla herkes günahkar hiç kimsenin taş atmaya hakkı yok." ifadelerini kullandı. (Mustafa Daştan - İLKHA)