Geçen hafta İstanbul’da meydana gelen sarsıntı pek çok insanı sokakta uyumaya mecbur bıraktı. Uzay çağı denilen bu yüzyılda bile depreme karşı etkili önlemler alınamıyorken Osmanlılar depreme karşı hangi yöntemlerle korunmaya çalıştı?

Tarihin en eski medeniyet kurucusu merkezlerinden bir olan İstanbul sık sık deprem yaşamıştır. Bir Alman bilim adamı İstanbul kentinin M.Ö .500 ve M. S.l890 arasında 548 büyük deprem geçirdiğini hesapladı.

İstanbul’da en şiddetli depremler

Osmanlı döneminde, büyük tahribata sebep olan ilk deprem 16 Ocak 1489 tarihine rastlamaktadır. İkinci büyük deprem ise 22 Ağustos 1509'da oldu ve sarsıntılar 45 gün sürdü. Bu deprem, bir çok insanın hayatını yitirmesine ve İstanbul'da büyük yıkıma sebebiyet verdi. 1000'in üzerinde ev yıkılmış 4 ile 5 bin arasında insan hayatını kaybetmiştir. Deprem o denli şiddetliydi ki Fatih, Beyazıt camileri, Topkapı Sarayı, Ayasofya hasar gördü. Denizde büyük dalgalar ortaya çıktı ve bu dalgalar Galata ve İstanbul surlarını aşmıştı.

Osmanlılar dönemi deprem saptamaları ve alınan önlemleri

2.Bayezid döneminde yaşanan bu deprem üzerine Sultan, depreme karşı önlem amaçlı olarak şehrin muhtelif yerlerine kuyular kazdırdı. Yerin altında sıkışık durumdaki gazı yer üstüne verme amaçlı bu girişimin yanı sıra Osmanlılar İstanbul’da ahşap mimariyi tercih etmeye başladı. İstanbul için ahşap mimari bir gelenekten değil sık sık meydana gelen depremlere önlem amaçlı olarak gelişti.

1894 depremi ve Sultan Abdulhamid’in çalışmaları

İstanbul 1690 yılında da çok şiddetli bir deprem yaşadı ama herhalde en sarsıcı olanı 1894 depremiydi. 1894'deki deprem öğle vakti meydana geldi. Sarsıntılar İstanbul dışında, Yanya, Bükreş, Girit, Yunanistan, Konya ve Anadolu'nun büyük bir kesiminde hissedilmiştir. 474 kişinin hayatını kaybettiği deprem 1087 ev, 299 dükkanın büyük ölçüde hasar görmesine yol açmıştı.

Yaşanan şiddetli deprem üzerine Sultan 2. Abdulhamid Atina Rasathanesi Müdürü Eserinisti ile İstanbul Rasathanesi Müdürü Kumbari ve yardımcısı Emil Lakvan'dan  incelemelerde bulunmalarını istemiş ve bu sonucunda deprem  raporu hazırlanmıştır.

1894 depremi öncesinde kuyu sularının ve (kıyıda oturanların verdiği bilgiye göre) kıyıdaki suların ısındığı rapora yansımış, keza depremin hızı saniyede 3 kilometre o dönemde ölçülebilmiştir. Deprem öncesinde kırlangıçların bulunduğu yeri terk ettiği, tavukların garip sesler çıkardığı ve kaçmaya çalıştığı raporda belirtilmişti.

Doğruhaber