Üsküdar Üniversitesi ev sahiplinde iCAAD’in (İnternational Conference Addiction Associated Disorders)desteği ile düzenlenen; "Bağımlılık Tedavisinde Bütüncül Yaklaşım; Tedavi ve Bakım Hizmetlerinin Psikososyal Müdahaleler ile Entegrasyonu" konulu konferans ulusal ve uluslararası uzmanları bir araya getirdi.

Psikiyatri uzmanları, aile hekimleri, psikologlar, sosyal çalışmacılar, PDR uzmanları, hemşireler ile bağımlılıkla ilgili olan personellerin ve yerel yönetim birimlerinin katılım gösterdiği konferansta; tüm dünyada giderek artış gösteren bağımlılık ve bağımlılık ile ilgili sorunların çözümüne ilişkin tüm konular masaya yatırıldı.

Prof. Dr. Nesrin Dilbaz: Bağımlılık alanında bilgi paylaşımını amaçladık

NPİSTANBUL Beyin Hastanesi AMATEM Klinik Direktörü Prof. Dr. Nesrin Dilbaz, konferansın açılış konuşmasında bağımlılık alanındaki rehabilitasyon ve tedavi sonrası bakım hizmetlerinin önemine işaret ederek "Bu konulara artık çok daha fazla yoğunlaşmamız gerekiyor. Çünkü rehabilitasyon ve tedavi sonrası bakım hizmetlerini istediğimiz gibi geliştiremezsek hastaların çok sıklıkla relapsla geriye geldiklerini görüyoruz. Bu anlamda bizim de kendimizi geliştirmeye ve gelen konuk profesyonellerden deneyim ve bilgilerini almaya ihtiyacımız var." dedi.

"Aile desteği önemli"

Bağımlı bireylerde en iyi sosyal desteğin aile olduğunu belirten Prof. Dr. Dilbaz, aile ile iş birliği ve desteğin önemini belirterek aileyi de sistemin içine almanın önemine işaret etti. Dilbaz, bağımlı bireylerin topluma yeniden uyum aşamasında karşılaştığı en önemli sorunlardan birinin kalabilecekleri bir yer ve iş bulma sorunu olduğunu söyledi.

Yasal düzenlemeler içerisinde ruhsal özürlülerin rehabilitasyonuyla ilgili bir yasa ve yönetmelik olmadığına değinen Dilbaz, "Bu konuda haklar daha çok özürlüklerle ilgili mevzuatta. İş yasasının içinde her özel kurum ya da belediye olsun iş yerinin çalıştırdığı personelin yüzde 3’ü oranında engelli personel çalıştırmak zorunda fakat ilanlara baktığınızda ruhsal hastalık engeli olmama kaydı yazılı. Yani engellileri alıyor ama bu kişi bağımlı olmayacak ya da başka bir psikiyatrik rahatsızlığından dolayı engeli olmayacak." diyerek bu kişilerin iş olanakları yaratılması için düzenleme yapılması gerektiğini kaydetti.

"Amerika’da çok ciddi bir opioid ağrı kesici salgını var"

Bağımlılığın aslında acil uyarı sistemi olduğunu kaydeden Dilbaz, "Avrupa’da bir ülkede bir sorun ortaya çıktığında diğer ülkelere çok hızlı yayılabiliyor. Şimdi baktığımızda özellikle Amerika’da çok ciddi bir opioid ağrı kesici salgını var. Türkiye henüz o noktaya gelmiş değil." dedi.

Psikolog Yılmaz: Tedavi süreçlerine aile de katılmalı

Psikolog Ahmet Yılmaz da "Bağımlılık ve Aile Terapileri" başlıklı sunumunda ailenin tedavi sürecine katılımının önemini vurguladı. Çocuğun bağımlılıkla tanışmasında aile tutumlarının önemli olduğunu kaydeden Yılmaz, "Aile dinamikleri bireyin madde kullanmaya başlamasında önemli bir risk faktörü olmakla birlikte tedavinin başarılı olmasında da önemli bir etkendir." dedi.

"Çocuğa sorumluluk verilmeli"

Çocuğun sorunlarını tek başına çözmesine fırsat vermenin, çocuğa sorumluluk vermenin ve çocuğa sınır koymamanın önemini vurgulayan Yılmaz, "Çocuğunun zorluk çekmesini ve sıkıntı yaşamasını istemiyor. Kendi çocukluğunda yaşadığı zorlukları çocuğunun yaşamaması için her şeyi yapıyor. Çocuğa sorumluluk verilmiyor. Çocuğa sınır çizilmiyor. Bazı kavramlardan uzak büyüyorlar. Çocuklar bir şeyi elde ederken onun bedelinin olduğunu, bir şeyi hak etmek gerektiğini öğrenmeden büyüyorlar ve olumsuz duyguya katlanmamaya başlıyor. Problemi ailesi tarafından çözülüyor. Çocuğa hiçbir şekilde hayır kelimesi kullanılmıyor." ifadelerini kullandı. (İLKHA)