Türkiye Aile Meclisi ve Yeniden Refah Partisi Zeytinburnu İlçe Teşkilatı, “İstanbul Sözleşmesi”nin iptal edilmesi talebi ile ortaklaşa olarak bir basın açıklaması düzenledi.
Zeytinburnu 58’inci Bulvar Caddesi Depo Durağında düzenlenen basın açıklamasında, İstanbul Sözleşmesi'nin aile yapımıza yönelik yapılan bir darbe girişimi olduğu ifade edildi.
Grup adına basın açıklamasını okuyan yeniden Refah Partisi Zeytinburnu İlçe Teşkilatı Başkanı Onur Dolar, Türkiye’de yozlaşma sürecinin zinanın suç olmaktan çıkarılması ile başladığını söyledi.
Dolar, “Yozlaşma süreci, milletimizi, kendi ruh köklerinden ve sahih İslam geleneğinden koparmıştır. Siyonist zihniyetin, son kırk yıldır aile birliğimize yönelik yıkım çalışmaları, dizi filmler, reklamlar ve animasyonlar ile desteklenmiş ve İstanbul Sözleşmesi ile zirve noktasına ulaşmıştır.” dedi.
İstanbul Sözleşmesi'nin aile yapımıza yönelik yapılan bir darbe girişimi olduğunu söyleyen Dolar, “Nasıl ki, 15 Temmuz hain ve kahpe darbe girişimi, milletimizin cesareti ve feraseti ile püskürtüldüyse İstanbul Sözleşmesi de Zeytinburnu’ndan başlatılan kıvılcımla tüm Türkiye sathına yayılacak ve İnşallah iptal edilecektir.” diye konuştu.
"Sözleşme toplumumuzun temel değerlerini derinden sarsacak maddeler içermektedir"
Söz konusu sözleşmenin 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açıldığını, TBMM tarafından 14 Mart 2012’de kabul edildiği ve 1 Ağustos 2014 tarihinde de yürürlüğe girdiği hatırlatan Dolar, devamında şu ifadeleri kullandı:
“Kısa adı 'İstanbul Sözleşmesi' olan maddenin açılımı ‘Kadınlara Yönelik Şiddet ve Ev İçi Şiddetin Önlenmesi ve Bunlarla Mücadele Hakkındaki Avrupa Konseyi Sözleşmesi’ dir. Bu sözleşme toplumumuzun temel değerlerini derinden sarsacak maddeler içermektedir. Yüce Rabbimiz Kur’an-ı Kerim’inde Hucurat süresinin 13. ayetinde şöyle buyuruyor. ‘Ey insanlar! Şüphe yok ki biz sizi bir erkekle bir dişiden yarattık. Ayrıca, Zariyat suresinin 49. ayetinde de Rabbimiz, ‘Düşünüp ibret alasınız diye her şeyden erkekli ve dişili iki eş yarattık.’ buyurmuştur. Görünürde şiddet gören, ezilen, mahrum bırakılan ve sömürülen kadının haklarını savunmakla ilgili kalabalık maddelerden oluşan bu sözleşme, aslında kesinlikle bu ulvi hedef ve gayelerin zerresini dahi taşımamaktadır. Dikkat ederseniz sözleşmenin başlığında, kadın ya da erkek haklarından değil, toplumsal cinsiyet haklarından, yani toplumdaki tüm cinsel eğilimlerin haklarından bahsedilmektedir. Kadın, erkek ve bir üçüncü cins olarak diğerlerinin hakları ve toplumdaki yerlerine vurgu yapılmaktadır. Eşitlik ilkesinden dem vurularak, eşitlik ilkesi manipüle edilerek, tüm cinsel eğilimlerin de eşit haklara sahip olması gerektiğine gizli bir vurgu yapılmaktadır. Bunu yapabilmek için de yöneticilerimize sözleşmeyi; Lütfen buraya dikkat edelim! ‘Üreme şartı olmaksızın toplumsal cinsiyet eşitliği’ şeklinde imzalatmışlardır.”
“Bu gizli Siyonist yıkım projesine son verilmeli ve derhal dur denilmelidir”
Dolar, “Başta Evlilik yapısını bozan bu sözleşmeyi saatlerce konuşarak eleştirilebiliriz. Sonuç olarak, Bu vahim sözleşme birçok Hristiyan ülke de dahi kabul görmemişken, Müslümanların son kalesi olan ülkemizde maalesef imzalanmıştır. ‘Erkeklere benzeyen kadınlara ve kadınlara benzeyen erkeklere Allah(cc) lanet etsin.’ Hadisindeki lanetin muhatabı olmamak için, ülkemiz derhal bu sözleşmeye attığı imzayı geri çekmelidir. Aklı başında tüm sosyal bilimcilerimiz, kamuoyunu ve tüm yetkililerimizi bu gizli amaç konusunda bilgilendirmelidir. Bu gizli Siyonist yıkım projesine son verilmeli ve derhal dur denilmelidir.” (Nizamettin Aşkın- İLKHA)