Dış Haberler Servisi

Türkiye, Pakistan ve Malezya, dünya genelinde artan İslam düşmanlığı ve bunun sonucunda Müslümanlara yönelik saldırılarla mücadele etmek için ortak bir televizyon kanalı kurma kararı aldı.

Pakistan Başbakanı İmran Han, kararı, Türkiye, Pakistan ve Malezya liderleri olarak New York’ta düzenlenen Birleşmiş Milletler (BM) 74. Genel Kurulundaki ortak görüşmede aldıklarını dile getirerek, kurulması planlanan kanalın, İngilizce dilinde olacağını belirtti.

Han, toplantıya ilişkin sosyal medya hesabından, "Cumhurbaşkanı Erdoğan, Başbakan Mahathir ve ben bugün yaptığımız toplantıda üç ülke olarak ortaklaşa, İslamofobi'nin ortaya çıkardığı zorluklarla mücadele etmek ve yüce dinimiz İslam hakkında yanlış bilinenleri düzeltmek için İngilizce dilinde bir kanal kurma kararı aldık." paylaşımında bulundu.

Kişileri Müslümanlara karşı birleştiren yanlış algılamaların bu yolla düzeltileceğini belirten Han, "Dini değerlere hakaret meselesi doğru bir şekilde anlatılacak, insanları bilgilendirmek ve eğitmek için Müslümanların tarihini anlatan film ve diziler üretilecek ve Müslümanlara özel bir medya hayata geçecek." ifadelerini kullandı.

İSLAM DÜŞMANLIĞI, YENİ ZELANDA SALDIRISINDA KENDİNİ GÖSTERDİ

Özelde Batı ülkelerinde genel anlamda ise bütün dünyada son dönemlerde belirgin bir şekilde artan İslam düşmanlığı ve Müslümanlara yönelik saldırılar, Müslümanlar tarafından endişeyle takip ediliyor.

Son olarak Yeni Zelanda’nın Christchurch kentinde iki camiye düzenlenen saldırı, meselenin ciddiyetini bir kez daha gözler önüne sermişti.

Kentteki Nur ve Linwood camilerine 15 Mart'ta yapılan terör saldırısında 51 Müslüman şehit olmuş, 49 kişi yaralanmıştı.

Teröristin saldırıdan hemen önce sosyal medyada yayımladığı sözde manifestoda, Müslüman mültecilerin Avrupa’yı istila etmesinden ve Müslümanlar arasında doğum oranlarının yüksek olmasından yakınmıştı. Terörist ayrıca dünya genelinde Müslüman karşıtı binlerce grubun olduğunu iddia etmiş ve bunların da kendisi gibi Müslümanlara saldırı düzenleyebileceği uyarısında bulunmuştu.

ERDOĞAN’DAN 15 MART ÇAĞRISI

Nitekim Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da BM Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmada, bu doğrultuda BM'ye anlamlı bir teklifte bulunmuştu.

Yeni Zelanda’daki saldırıların 15 Mart’ta düzenlendiğini hatırlatan Erdoğan, BM tarafından ‘İslam Düşmanlığına Karşı Uluslararası Dayanışma Günü’ olarak ilan edilmesi çağrısında bulunmuştu.

AVRUPA’DAKİ SALDIRILAR

Bilindiği üzere İslam düşmanlığı sadece Yeni Zelanda saldırılarıyla sınırlı değil. Nitekim Müslümanlara ve İslami simgelere yönelik saldırılar, Avrupa ülkelerinde sıklıkla görünüyor.

Suriye’de 2011’de başlayan iç savaşla birlikte bölge ülkelerinden ve Afrika’dan Avrupa’ya doğru büyük bir göç dalgası başladı. Avrupa ülkeleri, sayıları milyonları bulan mültecilerin durdurulması için birçok yolu denedi. Bu yollardan biri de mülteci düşmanlığının ve İslam düşmanlığının artmasının önünü açmak oldu.

Son dönemde Avrupa ülkelerinde popülist ve mülteci karşıtı partilerin önemli ölçüde oy alması ve hatta bazı ülkelerde iktidara gelmeleri, bu politikaların sonuçlarından sadece biri oldu. Neticede birçok ülkede Müslümanlara yönelik kısıtlamalar, artık açık bir şekilde yasalaşıp uygulanıyor.

İslam düşmanlığının sonuçlarından belki en tehlikelisi de özellikle Avrupa’da Müslümanları hedef alan saldırılar. İşte neredeyse sıradan hale gelen saldırılardan bazıları:

İSVEÇ

Ekim 2010’da İsveç’in Malmö şehrinde ırkçı Peter Mangs, 11 gün içinde seri olarak çoğu Ortadoğulu ve Afrikalı 13 kişiyi yaralamış, bir İsveçliyi ise öldürmüştü. 2003 yılında da iki göçmeni öldüren Mangs, 13 kez cinayete teşebbüs, 3 kez ise cinayetten müebbet hapis cezasına çarptırılmıştı.

Yine İsveç’te, Trollhattan kasabasında Ekim 2017’de, 21 yaşındaki bir aşırı sağcı, kılıç kullanarak biri öğrenci, diğeri öğretmen iki göçmeni öldürdü.

NORVEÇ

Temmuz 2011’de Anders Breivik adlı Norveçli aşırı sağcı saldırgan, bir devlet binasına bombalı saldırı düzenleyip yedi kişiyi öldürdükten sonra göçmen yanlısı politikalarıyla bilinen İsveç Sosyal Demokrat Partisi’nin düzenlediği gençlik kampına giderek 69’u 18 yaşın altındaki 77 kişiyi öldürmüştü.

Katil, saldırı sonrası çıktığı duruşmalarda defalarca katliamın meşru olduğuna inandığını söylemişti.

Geçtiğimiz Ağustos ayında da bir saldırgan Oslo’da bir camiye girip etrafa ateş etmeye başlamış, İslam düşmanı saldırgan Muhammed Refik adında bir Müslüman tarafından engellenip yakalanmıştı.

ALMANYA

2011 yılında Nasyonal Sosyalist Yeraltı Örgütü (NSU) isimli Neo-Nazi grubun, 2000-2007 yılları arasında 8’i Türkiye vatandaşı 10 kişiyi öldürdüğü ortaya çıkarılmıştı. Grup üyelerinden Uwe Böhnhard ve Uwe Mundlos, 4 Kasım 2011’de bir banka soygununun ardından saklandıkları karavanda ölü bulunmuş, örgüt üyelerinin intihar ettikleri öne sürülmüştü. NSU üyesi olduğu gerekçesiyle yargılanan Beate Zschaepe ise NSU üyelerinin kullandığı hücre evini ateşe verdikten sonra polise teslim olmuştu.

Temmuz 2018’de sonuçlanan davada, grubun hayatta kalan tek üyesi Zschaepe müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiş, gruba yardım etmekle suçlanan diğer dört kişi ise çeşitli hapis cezalarına çarptırılmıştı.

İNGİLTERE

Ekim 2013’te Ukraynalı Pavlo Lapşin, iş amaçlı aldığı bir bursla geldiği Birmingham’da, önce akşam namazından dönen 82 yaşındaki Muhammed Saleem’i sırtından bıçaklayarak öldürdü, sonra da bir camiye bombalı saldırı düzenledi. Saldırıda ölen olmadı.

2017 yılında da İngiltere’nin başkenti Londra’da minibüslü bir saldırgan, bir camiye doğru sürdüğü araçla bir kişiyi öldürürken sekiz kişiyi yaraladı.

FRANSA

Ocak 2017’de Fransa’da bıçaklı bir saldırgan, Faslı bir adamı eşinin önünde 17 kez bıçaklayarak öldürdü. Görgü tanıklarının ifadesine göre saldırgan, Faslı adamı bıçaklarken “Senin tanrın benim, senin İslam’ın benim” diye bağırdı.

2017 yılında Kanada’nın Quebec kentindeki Quebec İslami Merkezi’nde silahlı bir saldırganın düzenlediği silahlı saldırıda altı kişi hayatını kaybetti, 18 kişi ise yaralandı.