3 Eylül'de Diyarbakır HDP binası önünde başlayan annelerin evlat nöbetine destek çığ gibi büyüyor. İstanbul'daki kadın STK'lar ve STK'ların kadın temsilcileri, evlatlarını PKK'nin elinden kurtarabilmek için evlat nöbetini sürdüren annelere destek vermek amacıyla Saraçhane Parkı'nda bir araya geldiler.
Aralarında KADEM, TÜRGEV, TÜGVA, 15 Temmuz Derneği gibi 68 farklı STK'nın kadın temsilcileri, "Anaların yanında, PKK'nın karşısındayız", "Terörü bitirecek olan analarımızın yiğit yürekleridir", "Teröriste lanet, annelere destek" dövizleriyle birlikte, Diyarbakır annelerine destek için Fatih'teki Saraçhane Parkı'nda buluştular.
Sivil toplum kuruluşları adına ortak basın açıklamasını okuyan üniversite öğrencisi Nisa Nur Çavuşoğlu, annelerin Diyarbakır'da başlattığı onurlu direnişlerine destek olmak üzere 81 ilde eş zamanlı olarak toplandıklarını söyledi.
Çavuşoğlu, "Tarih, Diyarbakır'daki anneleri ve teröre meydan okuyan direnişleri saygı ile yazacaktır. Bulundukları şehirlerde siyasi ve toplumsal yalnızlaştırılma dâhil her şeyi göze alıp evlatlarının dönmesini isteyen anneler, başka canlar yanmasın diye çıktıkları yolda inşallah zafere ulaşacaklardır." dedi.
Günlerdir yaşanan evlat nöbetlerinde tarifi imkânsız acılara şahit olunduğunu dile getiren Çavuşoğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü
"Evladımın ölüsüne bile razıyım, diyen annelerin masum ve insani direnişinin yanında olmak, hepimizin boynunun borcudur. Bizler, Edirne'den Kars'a, tek yürek olmuş kadınlar ve anneler olarak 'Anne acısının etiketi olmaz.' diyor, yerel, ulusal ve uluslararası kamuoyunu Diyarbakır'daki annelerin yanında olmaya davet ediyoruz. Ülkemizin geleceğine, refahına, birlik ve beraberliğine zarar vermeye çalışan terör örgütlerine ve siyasi uzantılarına karşı yıllardır topyekûn mücadele içerisindeyiz. Vatan uğruna verdiğimiz şehitlerin kanı, evlatlarımız için döktüğümüz gözyaşı hala kurumadı. Bu mücadelemize bir mihenk taşını da dağa kaçırılan evladını geri almak için 'teröre yeter' diyen Hacire annemiz ekledi. Gördük ki yanan bir anne yüreği tüm acılara, gözyaşına ve gencecik fidanların ölümüne son verebilir."
"Sessiz çığlık, güçlü bir sese dönüştü"
Bu duruş ve cesaretin, terör örgütünün ağına düşmüş her evlada ve annesine umut olduğunu vurgulayan Çavuşoğlu, "3 Eylül'den bu yana tam 23 gündür Diyarbakır'da yeni annelerin katılımıyla büyüyen bu sessiz çığlık, dünya üzerindeki terörün tümüne 'dur' diye haykıran güçlü bir sese dönüştü." diye konuştu.
"Evlat nöbetindeki annelerle birlikte 'teröre son' diyoruz."
Diyarbakır'da toplanan annelerin günlerdir ve hatta yıllardır süren mücadelesinde, kadınların tek yürek ve tek dua olduğunu anlatan Çavuşoğlu, şunları kaydetti:
"Biz de bugün İstanbul'daki kadın sivil toplum temsilcileri olarak Diyarbakır'daki evlat nöbeti tutan annelerin yanında bedenen olmasak da onların 'Ne pahasına olursa olsun.' diyerek teröre karşı gösterdikleri kararlı duruşlarının yanındayız. Annelerin başlattığı bu hareket karşısında karanlık yapıların yıkılacağına gönülden inanıyoruz. Ailelerimizin bir an önce evlatlarına kavuşmalarını diliyor ve evlat nöbetindeki annelerle birlikte 'teröre son' diyoruz."
Yapılan basın açıklamasının ardından İstanbul'daki anneler, evlat nöbeti tutan annelerin yanlarında olduklarını ve onların acısını kendi acıları gibi içlerinde yaşadıklarını ifade ettiler.
"Evlatlarımız olmasalar da kendi evlatlarımız gibi içimizde o acıyı hissediyoruz"
Kaçırılan çocukların her ne kadar kendi çocukları olmasa da çocuklarına üzüldükleri kadar üzüldüklerini belirten Zuhal Yetkiner, "Anneler vazgeçmesinler, direnmeye devam etsinler. İnşallah bu direnişin sonunda hayır olacak. Biz onların yanındayız. Her ne kadar kendi evlatlarımız olmasalar da kendi evlatlarımız gibi içimizde o acıyı hissediyoruz. Yazık günah! bu çocukları geri versinler. Onları harcamasınlar. Kendi çocukları keyif içeresinde, lüks içerisinde yaşarken bu çocukları götürmeleri günahtır. Anne babalar da çocuklarına sahip çıksınlar. Hepimiz üzülüyoruz." diye konuştu.
"Hiç kimsenin çocuğu terör örgütlerinde olmaya layık değildir"
"Bir STK adına buraya geldim. Buraya daha fazla annenin gelmesi gerekir." diyen Funda Bulut, "Yarın öbür gün bizler gideceğiz ama buradan yetişen nesiller daha güzel bir Türkiye için çalışmaları gerekiyor. Bu annelerin seslerini daha iyi duyurabilmek için hep birlikte olmalıyız. Hiçbir anne çocuğunun telef olmasını istemez. Hiç kimse çocuğunun oralarda olmasını istemez. Ne kadar destek, o kadar çocukların bize geri gelmesi demektir. Hiç kimsenin çocuğu terör örgütlerinde olmaya layık değildir. Hiç birisi terörist olmamalıdır. Terörist olmaları için çaba sarf edenleri de engellemek için ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır." ifadelerini kullandı.
"Hepimizin kalbinin, gönlünün aynı olduğunu herkes görsün"
Eyleme katılan annelerden Fatma Cankurt ise şunları söyledi:
"Biz de STK'larda görev yapıyoruz. Bir kişi deyip geçmeyelim. Bir kişi bir dünya demektir. Bir kişi dünyayı yönetiyor. Biz de anneler olarak oradaki annelerin bir kişi olmadıklarını, tüm annelerin onların arkalarında olduklarını göstermek için hasta yatağımızdan kalkıp buraya geldik. Burada gerçekten az olduğumuza, daha çok olmamız gerektiğine inanıyorum. Burada olanlar da can-u gönülden destek veriyorlar. Bir arkadaşımız burada Kürtçe röportaj verdi ve çok hoşuma gitti. Hepimizin kalbinin, gönlünün aynı olduğunu herkes görsün. Yarabbi! O yavruları orada öldürenlerin acısını kendilerine tattır. Beddua etmek istemiyorum ama gerçekten çok yaralıyız. TV izleyemiyoruz. Gözlerimizden yaş aktığını daha sonra fark ediyoruz. Onun için birlik olmalıyız. Tek kişiyle bu iş olmaz. Daha fazla olalım. Daha fazla insan bir araya gelelim. Basın mensuplarına da teşekkür ederim. Sesimizi ancak siz duyurabilirsiniz. (Nizamettin Aşkın-İLKHA)