Mısır halkı, geçtiğimiz Cuma günü müteahhit Muhammed Ali’nin çektiği videolarla halkı sokağa çağırmasından bu yana başkent Kahire başta olmak üzere birçok şehirde, darbeci Sisi karşıtı sloganlar atarak yürüyüşler düzenliyor ve Sisi'nin istifasını istiyor.

Mısır'ın başkenti Kahire başta olmak üzere çeşitli şehirlerde darbeci Sisi'yi protesto etmek için halk sokaklara döküldü. Kahire'de binlerce protestocu, Tahrir Meydanı'na doğru yürürken "Özgürlük, adalet, git artık Sisi, tek halk tek ordu, artık yeter Sisi!" sloganlarıyla cunta rejimi ve başındaki diktatör Sisi'yi protesto etti.

Protestolar devam ederken şu ana kadar yüzlerce gösterici cunta rejimi tarafından gözaltına alındı.

Mısır’da yaşananları İLKHA’ya değerlendiren Mısır Cemaat-i İslami yetkilisi İslam El Ğamri, ülkede yaşananların rejim içerisinde meydana gelen iç çekişmelerin bir yansıması olduğunu belirtti.  

Ğamri, "Mısır’da şuan yaşananlar, rejimin ekonomik başarısızlıkları, hükümetin Sisi gibi darbeci bir komutanla yönetilmesi ve yeni anayasal düzenlemelerle hükümette en az 2030’a kadar kalmasını güvence altına almasının yaşattığı bıkkınlıkların sonucunda oluşan bir halk hareketidir. Sisi, hükümetin tüm alanlarını kendi kontrolü altına almış durumda. Bu da onu Mısır’ı yönetmede despot bir Firavun şekline bürümüştür. Bu durum tedirginlik ortamı yaratıyor. Sadece Mısır halkı ve bürokraside değil birçok alanda bu oluyor. Ordu, polis, yargı, iş adamları bunlara örnek olarak verilebilir. Sisi hepsine müdahale ediyor. Tüm bu yaşananlar birikerek ve sanatçı Muhammed Ali’nin bir video çekip halkı barışçıl eylemlere çağırmasıyla geçtiğimiz Cuma günü sürpriz bir toplumsal patlamaya sebep oldu." dedi.  

Mısır’da yaşananlar rejim içerisinde meydana gelen iç çekişmelerin bir yansıması

25 Ocak devriminin başlangıcındaki süreç ile Cuma gününden beridir süren protestoları karşılaştıran Ğamri, "Geçtiğimiz Cuma günü başlayan halk hareketini 25 Ocak devriminde baş gösteren halk hareketine benzetemez ve aynı derecede göremeyiz. Çünkü şu an Mısır’da yaşananlar rejim içerisinde meydana gelen iç çekişmelerin bir yansıması. Bir tarafta Abdulfettah Essisi’den yana tavır koyarak hükümeti tek başlarına yönetme çabası içerisinde olanlar ve vatanı satarak ihanete içerisine olanlar, öbür taraftaysa vatanın bağımsızlığını isteyen ve kalbinde vatan sevgisi olan ve ülkesini düştüğü bu durumdan kurtarmak isteyenler var. Fakat bu taraf halkın bir kısmı, toplumun içerisinde bir kısım olduğunu söylüyor ve tam anlamıyla bir halk hareketi olmadan, halkın tamamı onlarla olmadan bu girişimde başarılı olamayacağını söylüyor." ifadelerine yer verdi.  

"Tüm bu taraflar, müesseseler ve şahsiyetler vatani bilinci idrak ederek hareket ediyorlar"

Mısır’ın cemaatler, hareketler ve STK’larının gösterilere bakış açısını aktaran Ğamri, "Mısır dâhilindeki sivil toplum kuruluşları rahat bir şekilde hareket edemiyor ve rahatça açıklamalarda bulunamıyorlar. Başlarına dolanmış bin bir engel var. Siyasi partiler ve islami hareket ve cemaatler aynı şekilde bir durum yaşıyorlar. Darbeci rejimin 6 yıl boyunca baskı ve yıldırma politikaları neticesinde böyle bir durumla yüz yüze kaldılar. Fakat Mısır haricinde bulunan rejim muhaliflerine tabi olan kuruluşlar, değişik partilere tabi olan kişiler, farklı basın platformları ve televizyon kanalları, insan hakları üzerinde çalışma yürüten kuruluşlar tüm bu taraflar, müesseseler ve şahsiyetler vatani bilinci idrak ederek hareket ediyorlar." şeklinde konuştu.  

Mısır’ın genel muhalefeti, her ne kadar bu seferki halk hareketinin 25 Ocak devriminin gerektirdiği neticeleri vermeyeceğini bilseler de rejim içerisinden çıkan bu hareketlenmenin olumlu bir hareketlenme olduğunu düşündüğünü dile getiren Ğamri, ülkenin bir çöküş içerisinde olduğunu belirtti.

"Bu zor süreçte bu ayaklanma çok önemli bir adımdır"

Ğamri, "Çünkü şuan hükümette tüm bu çöküşü, suçları işleyen daha büyük bir tehlikeyi temsil eden biri var. Yönetimde yeni bir değişiklikle siyasi ve birçok anlamda yumuşama ve rahatlama yaşanabilir. Tutuklulara özgürlük kapısı açılabilir. Özgürlük anlamında alanlar açılır. Asıl istenilen sonuç elde edilemeyecek yalnız bu zor süreçte bu ayaklanma çok önemli bir adımdır." dedi.

"Sisi’nin güvenlik güçlerine büyük bir rehavet çökmüş durumda"

Güvenlik güçlerinin gösterilere alışıldık sert müdahalesinin görülmemesini değerlendiren Ğamri, "Gündemi takip eden, özellikle son dönemlerde hükümetin farklı kanatları ve bölümleri arasında görüş ayrılığını gözlemleyen idrak eder ki Sisi’nin güvenlik güçlerine büyük bir rehavet çökmüş durumda. Hükümet içerisindeki taraflar Sisi’nin kalmasını istemiyor. Özellikle devletin mallarını idare etme noktasındaki başarısızlık ve fiyaskolarından ve davranışlarındaki ahlaki bozuklukları görüldükten sonra bu kendini daha fazla hissettirdi." ifadelerini kullandı.

"Sisi’nin, Mısır’ın haysiyetini hiçe sayarak yaptığı yolsuzluklar, hatta bunun da ötesinde ihanetleri var." diyen Ğamri, "Tiran ve Sanafir adalarından vazgeçmesi, israilin maslahatı adına Akdeniz'deki doğal gaz alanlarından vazgeçmesi, Etiyopya ile girdiği Nil Nehri anlaşması ve Sina’da gerçekleştirdiği sistematik yıkım gibi meseleler buna örnektir. Tüm bunların hepsi yeni bir gerçeği gerektirdi. O gerçek de devlet içerisinde gücü olan bir tarafın, nüfuzunu kullanarak artık devleti saran bu sert ele bir dur demeye itti. Bunun yansımasını da geçtiğimiz Cuma günü gördük." değerlendirmesinde bulundu.

"Hareket olarak halkımızla aynı hendekteyiz ve onların taleplerinin arkasındayız"

Ğamri, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Mısır’ın tüm vatan hareketleri, partiler ve cemaatleri darbeci Es Sisi’ye karşı tavrı nettir. Tüm ahlak dışı davranışlar ve sivillere yönelik girişilen katliamların hepsine baktığımızda baştan beri duruşumuz bellidir. Bu askeri darbeden ve siyasiler, siviller ve Mısır anayasası hakkında girişilen düşmanlıklardan yüz çevirme noktasında fiili icraatlarımız ortadadır. Duruşumuz sabit ve ortadır; onunla şeref duyuyor, ona sımsıkı sarılmış ve o yolda ilerliyoruz. Biliyoruz barışçıl hareketlenme ve protesto anayasal olarak güvenceye alınmış bir haktır. Zorba ve diktatör rejim bu hakkı tanımıyorsa bile ve meydanlara inenleri esir ediyorsa bile bu anayasal bir haktır. Biz hareket olarak halkımızla aynı hendekteyiz ve onların taleplerinin arkasındayız." dedi.

"Birbirimizle kenetlenirsek istikrarı elde ederiz"

Rejimin tam anlamıyla yıkılmasının kolay ve rahat bir şekilde başarılabilecek bir şey olmadığını savunan Ğamri, "Bundan dolayı geçen hafta başlayan protestolar gerçekte Abdulfettah Es Sisi’nin temsil ettiği rejimin düşürülmesini, rejime yeni bir başın tayin edilmesini ve cüzi olarak bazı reformları getirmeyi hedefliyor. Bu yeni halk hareketine stratejik bakış açısıyla bakıldığında ve 25 Ocak devrimiyle kıyaslandığında uzak bir ihtimal olarak görünüyor. Mısırlıların rahat nefes alabilmeleri, yaralarını sarması ve cunta rejiminin halk içerisinde oluşturduğu parçalanmaya bir çözüm buluncaya kadar, sadece siyasi açılımların gerçekleşmesi bu süreçte yeterli görülüyor. Tüm bunların hepsi ilk merhale olarak kabul görülen şeylerdir. Bunun üzerine bir şeyler bina edebiliriz. Özellikle bu durum Abdülfettah Es Sisi’nin oluşturduğu halka düşmanlık havasından değişirse yani geleceğimizin teminatı için ortam ortaklık, istişare, iletişim ve diyalog havasına bürünürse, Mısır’ın ömründen yiyen bu zorlu süreçle yüzleşebilir ve atlatabiliriz. Mısır halkı olarak birbirimizle kenetlenir ve beraber hareket edersek demokrasiyi ve istikrarı elde eder ve yolsuzluklara ve diktatörlüğe karşı mücadele ederiz." dedi.  

"Dış ve gizli ellerin desteği Sisi’yi yıkmak için değil bilakis onun hükmünü uzatmak içindir"

"Gizli eller tarafından, Sisi’nin devrilmesiyle darbe yönetimine bir meşruluk kazandırılabileceği ihtimali biraz uzak bir ihtimal olarak duruyor." diyen Ğamri, "Çünkü Abdulfettah Es Sisi, siyonistleri temsil ediyor. Ona karşı girişilen bu hareketlenmeye baktığımızda vatani bir hareketlenme olduğunu görüyoruz. Bu hareketlenme ihaneti kabul etmiyor, vatan topraklarından vazgeçmeyi kabul etmiyor. Vatanı bu karanlık tuzaktan kurtarmayı hedefliyor. Bilakis gizli odakların, dış güçlerin ve Siyonistlerin Sisi’ye desteğinin devam ettiğini ve onu meşru hale getirmeye devam ettiğini görüyoruz. Ayrıca Sisi’ye muhalif olanları onu devirmekten engellemek için ona desteklerini esirgemiyorlar. Sisi’ye yeniden bir fırsat ve hükümetine süre veriyorlar. Dış ve gizli ellerin desteği Sisi’yi yıkmak için değil bilakis onun hükmünü uzatmak içindir." şeklinde konuştu.  

"25 Ocak devriminin değerleri destekleniyorsa bu çağrıya katılmak tüm Mısır vatandaşları üzerine vacip olur"

Ğamri, "Burada milyonluk ve halksal bir protesto olursa ve halkın hepsi çağırılırsa ve 25 Ocak devriminin değerleri destekleniyorsa bu çağrıya katılmak tüm Mısır vatandaşları üzerine vacip olur. Vatanın korunmasını hedefleyen ve barışçıl olarak halkın protestolar düzenlemesi her toplumun bir kanuni hakkıdır. Fakat bunun ideolojik ve ötekileştiren sloganlar ve sembollerle değil tek bir bayrak ve tek bir sloganla olması gerekli. Partilerin, cemaatlerin ve insanları bölen şeylerle değil insanları farklılıkları ile birlikte tek bayrak altında toplayan toplumun akil insanları tarafından ve vatanın maslahatını önceleyen insanlar tarafından organize edilen bir yürüyüş ve halk hareketi olması gerek." ifadelerine yer verdi. (Zeyd Varol-İLKHA)