HDP Diyarbakır İl Başkanlığı önünde 3 Eylül'de başlattıkları oturma eylemini sürdüren aileler, artık annelerin ağlatılmamasını, akan gözyaşını dinmesi ve evlat hasretinin sonlandırılması için çağrıda bulundu.

16 yaşındaki kızı Yasemin'in 2014 yılında İstanbul Esenyurt'tan kaçırılan acılı anne Yıldız Ballı, "Allah rızası için bize yardımcı olunuz. Evlatlarımıza kavuşalım. Kızımın 2018 yılında Şırnak'ta öldürüldüğünü söylüyorlar. Ben inanmıyorum. Ölü veya diri kızımı istiyorum. Allah korkusu varsa evladımı bana göndersinler, bana bir haber göndersinler." dedi.

"Artık annelerin bu duygularını görün"

7 yıldır kızı Ceylan Şeyma Tekin'den haber alamadığı için oturma eylemine katılan anne Türkan Mutlu, "Yalnız Türkiye değil, bütün dünya bu işe el atsın. Artık anneler ağlamasın. Bize bir çare bulsunlar. 'Kızım eve dön gel. Allah'tan başka kimseden korkma. Sana kızgın değilim. Ailen gerçekten perişandır. Senden sonra o kadar acılar başımıza geldi.' Cumhurbaşkanına ve bütün siyasi parti yetkililerine sesleniyorum, artık bizi görün. Annelerin bu duygularını görün. 7 yıldır bu hasreti çekiyorum. Kış olduğu zaman kızımın üşüdüğünü düşünerek yatağa giremiyorum." diyerek "Bütün dünya sesimi duysun. Benim durumumda olanlar artık evlatlarına kavuşsunlar." çağrısında bulundu.

"Kandırarak dağa götürülen çocuğum Kur'an'ın 23 cüzünü ezbere biliyordu"

Kandırarak dağa götürülen çocuğunun Kur'an-ı Kerim'den 23'ünü ezbere bildiğini hatırlatan acılı anne Mevlüde Üçdağ, evladının gelmesiyle müjdelenmek istediğini söyledi.

Üçdağ, "2015 yılından bu yana kayıp olan oğlumu istiyorum. Evladım gelmeyene kadar buradan ayrılmayacağım. Oğlum 23 cüz Kur'an ezberleyen, namazında niyazında biriydi. Ahlaklı ve hayırlı bir evlattı. Nasıl kanına girip, götürdüler bilmiyorum. Sayın Cumhurbaşkanım, 'Her gün açtığını Kur'an-ı Kerim hatırına, benim oğlumda hafızdı. Ne olur onu kurtarın. Bir çözüm yolu bularak, bu evladımı oradan kurtarın. Size yalvarıyorum, bizi evlatlarımızla müjdeleyin. Senin oğlun, benim oğlum yerinde olabilirdi. Sen kendi oğluna ne yapıyorsan, benim hafız oğluma da onu yap. Ciğeri yanan bu annelerin ateşine bir su serp. Bu yaşlı annelerimiz hastadır, burada oturamıyorlar."

"HDP İl binası bir nevi Kandil'in şubesidir"

"Buradan özellikle Cumhurbaşkanına ve tüm siyasi liderlere sesleniyorum; 'Artık yeter! Analar ağlamasın, yürekler yanmasın." diyen acılı anne Ayşegül Biçer, hakkı olan evlatlarını istemek için oturma eyleminde olduklarını belirtti.

Anne Ayşegül Biçer, "17 Ağustos 2018 yılında oğlum YPG'li teröristler tarafından alıkonuldu. 19 Kasım 2018'de gelen bir telefonla oğlumun YPG'li teröristlerle olduğu söylendi. Oğlumun adı Muhammed Mustafa'dır, kendisine 'Agid Baran' diye bir kod takmışlar. Dünya ve mahşerde onlardan davacıyım ismini bozdukları için. Buradan özellikle Cumhurbaşkanına ve tüm siyasi liderlere sesleniyorum. 'Artık Yeter! Analar ağlamasın, yürekler yanmasın.' Kimseden bir mal mülk talep etmedik. Hakkımız olan evladımızı istiyoruz. Her gün hakarette uğruyoruz. Para alıp burada konuştuğumuz söyleniyor. Kesinlikle öyle bir şey yok. Özgür irademizle buradayız. Geldiğimiz gün 'Ya ölüm ya zafer' demiştik. Tehditlere boyun eğmiyoruz. Sırtımızı devlete dayadık, burada rahat oturuyoruz. Bize 'Neden HDP İl binasının önünde oturuyorsunuz, Ak Parti binasının önünde oturmuyorsunuz.' diyorlar. Çocuklarımızı AK Parti götürmedi. HDP kandilin hedef noktası olduğu için bir nevi onların şubesi olduğundan dolayı buradayız. Çocuklarımızı buradan toplayıp götürüyorlar. O yüzden HDP İl binasının önünde oturuyoruz. Çocuklarımızı geri versinler." dedi. (Mehmet Sait Çelik, Şükrü Tontaş İLKHA)