Mustafa Karakaş/Doğruhaber

Tam o günler ve o zihniyet geride kaldı derken MHP Genel Sekreteri İsmet Büyükataman arzı endam eyledi. 9. Sınıf Tarih Ders Kitabında Kürdün adı geçiyor diye bastı vaveylayı, Milli Eğitim Bakanına yazdı şikayet mektubunu.

Peki müştekinin derdi neydi? Önce Büyükataman’ın kendi cümlelerini verelim:

"Bildiğiniz üzere başlıklar 'efradını cami, ağyarını mani' olmalıdır. 'Türklerin İslamiyet'i Kabulü' başlığına sahip yazının muhtevasında Türklerin İslamiyet'le müşerref oluşunun tarihi vesikalarla ifade edilmesini beklerken bir Kürt tarihi oluşturmak üzere bazı noktaların üstüne basa basa tekrarlanmaya çalışıldığı bir propaganda bölümü ile karşı karşıya bulunmaktayız.”

Cümleye bakar mısınız propaganda bölümü…

Bir tarih kitabında bu ülkenin yerli halkı, milyonlarcası yaşayan Kürtlerden bahsedilmesine propaganda demek…

Bir başka iddiası ise Kürt Tarihi oluşturma düşüncesi…

Velevki Büyükataman’ın dediği gibi olsun, yani MEB’in bir Kürt tarihi oluşturma düşüncesi olsun… Kürt varsa (ki var) neden tarihi olmasın?

Bu ülkede çocuklarımız Roma Tarihini, Bizans Tarihini, Grek Tarihini, Çin Tarihini öğrenirken sorun olmuyor da bir Kürt Tarihi olsa ve bunu çocuklarımız öğrense neden sorun oluyor?

Eğer Kürt tarihini öğrenirse Kürtçü olur diyecekseniz bu ülkede İslam Tarihi dışındaki diğer tüm dinlerin tarihi yasaklansın o zaman. Öyle ya Yahudilik tarihini öğrenirse çocuklarımız Yahudi olur… Öyle mi?

Ya da Eski Yunan Tarihini öğrenen kaç Türk çocuğu “Ben artık Yunanım” dedi ki…

Büyükataman, Kürt kelimesine yer verdi diye MEB’i bilimsel olmamakla suçlarken aslında derdinin bilim olmadığını reşit olan ve bu zihinsel kodları tanıyan herkes rahatlıkla anlamıştır.

Geçelim Büyükataman’ın diğer cümlelerine:

'Türklerin İslamiyet'i Kabulü' başlığı altında yine başlıkla bir alakası bulunmadığı halde Acemler ve Berberilerin Müslüman olmaları ile kamufle edilen Kürtlerin İslamiyet'i kabulünü anlatan paragraflar üzüntü ile ifade etmeliyiz ki belli bir amaca matuftur, bu amaç da milli birliğimize bir fayda sağlamamaktadır.”

Büyükataman şunu diyor;

Ey MEB!!! Araplardan, Acemlerden, Berberilerden, Ruslardan, pigmelerden, Papua Yeni Ginelilerden hatta uzaylılardan bahsedebilirsin ama Kürtlerden bahsedemezsin. Zira Kürt dersen bu yaptığın “belli bir amaca matuftur,” milli birliğimize zarar verirsin!

Öyle bir mektup yazmış ki Büyükataman, sözlerinden nefret dökülüyor. Alın bir örnek daha.

Büyükataman Kürtlerin kabile olduğunu icat etti

Buyurun Büyükataman’ın cümlelerine…

“Dört Halife devrinde pek çok kabile İslam'la tanıştığı halde bunlar içinden ısrarla Kürtlerin zikredilmesi…”

Kürtler kabile…!!! Dil sürçmesi mi, klavye hatası mı yoksa belleğin dışa vurumu mu?!!!

Sayın! Büyükataman!!! Kürtler kabile değil kavimdir, kavim… Hatta öyle bir kavim ki Araplardan sonra İslam’ı kabul eden ilk kavim…  Velev ki bu hakikat sizi rahatsız etse de.

Büyükataman’ın cümlelerini tek tek inceleyip cevap yazmaya kalksak onlarca sayfa daha yazmamız gerekecek. Çünkü neredeyse tek bir doğru cümle yok mektubunda.

El Cezire’nin Kürt coğrafyası olmadığını iddia eden büyük Tarihçi! Büyükataman’a göre El-Cezire bölgesinin de Kürtlerle hiçbir alakası yok!

“Bununla birlikte 'El-Cezire (Güneydoğu Anadolu Bölgesi)' şeklinde geçen coğrafyanın (ki El Cezire, Güneydoğu Anadolu Bölgesi değildir) tarihi Kürt yurtlarından olduğu, Kürtlerin Türklerden önce burada olması hasebiyle bu coğrafyanın asıl sahiplerinin Kürtler olduğu algısı oluşturulmaya çalışılmaktadır. Bu; tarihi gerçeklerle uyuşmamakta, sözde Kürdistan heveslilerinin propaganda metinlerinde yer almanın ötesinde hiçbir ilmi metne dayanmamaktadır. Bu talihsiz ifadelerin eğitim-öğretim faaliyetlerinde öğrenciye bir faydası olmadığı gibi milli şuurdan ve gerçeklerden uzak olan bu sözler, okullarımızda tarih şuuruna sahip öğretmenlerimizi zor durumda bırakacak, öğrenciler arasında tartışmalara sebep olacak mahiyettedir."

Aslında “Hepimiz Türküz”, “El-Cezire diye bir yer yok” yada “Kürt diye bir şey yok” desek sanırım tüm mesele hallolacak ve Büyükataman da oraya buraya saldırmayacak. Ama Büyükataman için bu da yetmiyor demek ki “Hayal bile etmeyeceksiniz” der gibi bir de ilgililere de “gereğinin yapılması”nı buyuruyor!

Neyse… Gereğinden kastın ne olduğunu bilen biliyor zaten.