Faruk Kuzu – Haber Yorum
PKK’nin 18 kurucusundan ve silahlı birimlerinin (HPG) organizesinden sorumlu olan Murat Karayılan ANF’ye verdiği demeçte ilginç şeyler söylemiş. İlginç dememin sebebi cümlelerinin tümünde mesajların görülmesidir.
Konu PKK ve idarecileri olunca mesaj içerikli konuşma olmaması düşünülemez zaten. Röportajlarında devamlı bir yerlere mesaj gönderirler bu da onlar için savaşın bir cephesidir adeta.
ANF’nin haberi şöyle: “HDP vakti zamanında kendi görevlerine sahip çıksaydı, doğru yürüseydi belki de böyle olmazdı. Şimdi bakın, birçok HDP yetkilisi cezaevindedir. Hepsini suçlayıp, ‘öz yönetim direnişleri döneminde HDP hendek siyasetini savundu’ diyorlar. Bu bir yalandır. HDP o süreci desteklemedi. Eğer HDP o süreci destekleseydi, belki de süreç şimdi böyle olmazdı. HDP'nin o süreçteki tavrının tereddüt yarattığını ve halkın aklını karıştırdığını savunan Karayılan, "Türk devleti, HDP'ye bu kadar saldırırken, baskı altına almaya çalışırken biz de kalkıp eleştirmeyi pek yerinde görmüyoruz. Eğer bu devlet sadece PKK'yi yok etmek isteseydi, o zaman siyasetçilere yol verir ve zemin açardı.”
Birkaç cümlesini alıp ne dediğine ne demek istediğine bir daha bakalım:
-“HDP’nin hendek olaylarında tereddüt yaşadığını!” söylüyor. Yani HDP bizimle birlikte hareket etmedi. HDP’yi mi suçluyor? Hayır. Devlet nezdinde HDP’yi aklamaya çalışıyor, onlar suçsuzlar! Demek istiyor. Ancak PKK militanlarına sınırsız lojistik veren belediyelerin yüzlerce görüntüleri ve itirafları görmezden geliniyor.
- “Eğer HDP o süreci destekleseydi, belki de süreç şimdi böyle olmazdı.” Diyerek bir taraftan HDP’yi aklamaya bir taraftan da halka “Biz zaferin kıyısından döndük!” yalanına inandırmaya çalışıyor.
-"Türk devleti, HDP'ye bu kadar saldırırken, baskı altına almaya çalışırken biz de kalkıp eleştirmeyi pek yerinde görmüyoruz” HDP her fırsatta PKK’yi savunurken PKK üst yönetimi neden onu eleştirecekmiş? Devletin bu aralar HDP’ye yüklenmesinin sebebi çocuğu dağa kaçırılan/ çıkarılan annelerin oturma eylemi sebebiyledir. Ne HDP ne de Karayılan çıkıp “Ya arkadaşlar HDP’nin bu işle ne alakası var, dağdakilere sorun!” diyemiyorlar. Bu kabullenme HDP ile PKK’nin organik ilişkisini yeterince resmetmiyor mu?
- “Eğer bu devlet sadece PKK'yi yok etmek isteseydi, o zaman siyasetçilere yol verir ve zemin açardı.” Karayılan diyor ki Devlet tüm Kürdleri düşman görüyor! Bu da onun PR çalışması. Bir yandan Kürd halkına fasid ırkçılığı empoze ederken öte yandan devlete göz kırpıp “Düz ovada siyasetin önünü açın!” diye mesaj yolluyor.
-ABD’nin 5 milyon $ ödülle aradığı(!), Karayılan (Cemil Bayık, Duran Kalkan…) her gün bir ajansa/medya organına demeç vererek veya yazı yazarak örgüte moral veriyorlar.
-Dikkat çekici noktalardan biri de; bahsi geçen PKK önde gelenlerinin örgüt ağır darbeler aldığında basın yayın organlarında daha fazla görünmeye başlamalarıdır. HDP ağır darbeler aldığında bunlar sahneye çıkarlar, PKK ağır darbeler aldığında HDP çığırtkanlık yaparak sahne alır. Şu anda HDP de PKK de ağır darbeler altında. İkisine de kim yardım ediyor dersiniz? Tabii ki CHP(li sözde aydın ve sanatçılar) ve suskunluğuyla uluslararası medya organları.