Kur'an-ı Kerim tilaveti ile başlayan program EL-HAK Platformu Dönem Sözcüsü Mehmet Zülfü Öztürk'ün açılış konuşması ile devam etti. Öztürk, Hazreti Peygamberin bir hadis-i şerifinden örnek vererek var olan sıkıntıların çözümünün imkânsız olmadığını belirtti.

Programda bir konuşma yapan Türkiye Aile Meclisi Platformu Başkanı Adem Çevik ise “Bu insanlığa karşı bir savaştır. Dünyada 8 milyar insanı 500 milyona düşürmek için bir savaş var. Bizler bu savaşa el birliği ile vakıf, dernek, sendika, dinli, dinsiz, ateist, komünist, faşist, Hıristiyan ve Yahudi demeden durdurmamız lazım. Çünkü aile bütün insanlık için kutsaldır. İnsanlığın son kalesi aile, aileyi savunmak ve diriltmemiz imani ve insani bir vazifemizdir. Hayatımızdan Kur'an'ı çıkarınca aile de yıkılıyor. 15 yılda 10 milyon evlilik, 2 milyon boşanma var. Anneliği istihdam olarak görmemiz lazım. Anneliğe sahip çıkmazsanız ekonomi de gider.” ifadelerini kullandı.

Çevik, “Her gün cinnet, cinayet haberleri var. İstanbul Sözleşmesi çıkmadan önce 121 civarında cinayet olayı vardı. Aileyi yıkan 6284 Sayılı İstanbul Sözleşmesi çıktıktan sonra, geçen yıl 441, bu yıl ise 900 küsur olması bekleniyor. Bizim kanunlarımız İsviçre, İtalya, Fransa ve Almanya'ya doğru hızla gidiyor. İngiltere’de Yalnızlık Bakanlığı var. Bizim ailelerimiz ya anneyle ya da babayla kalıyor. Zaten geniş aileyi öldürdük. Ben annemle kalıyorsam boşanma sebebim, Yargıtay'ın 'annenizle kalamazsınız' kararıdır. Bu yıkımlar 30-40 sene evvel başladı. Kadın çocuğuna bakmak, süt emzirmek zorunda değil. Belki de yanlış buradan başladı.” dedi.

“Bir hafta evli kaldı 29 yıl nafaka ödedi”

İnsanları ölüme sürükleyen ve toplumun dinamiği olan aile yapısını bozan nafakanın ortaya koyduğu sıkıntıları aktaran Çevik, “1985 yılından sonra Papatya Derneği nüfus planlanması gibi çalışma yaparken nafakayı ömür boyu yaptılar. Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Latif Tarbak, bir hafta evli kaldı ve 29 buçuk yıldır nafaka ödüyor. Yani evliliği cezalandırıyorsun ama fuhşu serbest yapıyorsun. Hud suresinde, 'Zulme sessizlik ateştir, ateşi sizi de yakar.' buyrulur. Bu 'gerçekten zülümdür kardeşler' ifadelerini kullandı.

“Bu savaşın adına toplumsal cinsiyet eşitliği diyorlar”

Çevik, “Bakın cinsi sapıklık örgütünde normal evlilik yok. İstanbul Tabip Odası, 'cinsel yönelim, cinsel tercih' dedi. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 8-12 maddeleri 'cinsel yönelim insan hakkı' diyor. Cinsel tercihi insan hakkı olarak görüyor. Hollanda'da bunların partisi var. Aile dernekleri bunu kapatmak için uğraştı ama insan hakkı olarak görüldü. Biz de taklit ettiğimiz ülkelere doğru gidiyoruz. Ama bu savaşın adına eşcinsellik, cinsellik veya cinsiyet eşitliği demiyorlar, toplumsal cinsiyet eşitliği diyorlar. Buna karşı Türkiye’de elhamdülillah bir duyarlılık oluştu. Operasyonun adı toplumsal cinsiyet eşitliği, buna el birliği ile 'dur' dememiz lazım.” ifadelerini kullandı. (Mustafa Daştan - İLKHA)