Filistin Esirler Cemiyetinden yapılan yazılı açıklamada, kemik ve ilik kanseri teşhisi konulan Filistinli Bessam es-Sayih'in (47), tedavi için 12 Ağustos'ta nakledildiği İşgalci İsrail'in Beer Yakov beldesindeki Assaf Harofeh Hastanesinde hayatını kaybettiği ifade edildi.

Açıklamada, 1967 yılından bu yana İşgalci İsrail hapishanelerinde yaşamını yitiren Filistinli tutukluların sayısının 217'ye yükseldiği aktarıldı.

Filistinli Gazeteciler Forumu, çarşamba günü çok sayıda gazeteci ve hukukçunun katılımıyla, sağlık durumu ciddi derecede kötüye giden Sayih'in kurtarılması için Gazze'deki Uluslararası Kızılhaç Komitesi binası önünde gösteri düzelemişti.

Filistinli Sayih, eşi Muna Ebubekir'in duruşmasına gitmeye çalıştığı sırada "İsrailli bir subay ile eşini öldürme eylemine karışma" suçlamasıyla Ekim 2015'te Nablus kentinde işgalci İsrail güçleri tarafından gözaltına alınmıştı.

Kemik ve ilik kanserinin yanı sıra kronik akciğer iltihabı teşhisi konulan Sayih'in kalp kaslarında zayıflık olduğu, yürüme ve konuşmada zorluk çektiği aktarılmıştı.

"İŞGALCİ İSRAİL YAVAŞ YAVAŞ ÖLÜMÜNE NEDEN OLDU"

Filistin Sağlık Bakanı Mey el-Kile, yaptığı yazılı açıklamada,işgalci  İsrail'in tedavisindeki ihmalkar tutumunun Filistinli tutuklunun yavaş yavaş ölümüne neden olduğunu belirterek, tıbbi ihmalin devam etmesi halinde ölüm vakalarının sayısının artacağı uyarısında bulundu.

Kile, uluslararası toplum ve insan hakları örgütlerinden, "sessizliğini bozmasını, Filistinli tutukluların korunması için ciddi çalışmalar yapmasını ve işgalci İsrail'i uluslararası insan hakları hukukuna uymaya zorlamasını" istedi.

"UCM ACİLEN HAREKETE GEÇMELİ"

Hamas Sözcüsü Abdullatif el-Kanu da yaptığı yazılı açıklamada, "Gazeteci Bessam es-Sayih'in hapishanede tıbbi ihmal sonucu şehit olmasının yansımalarından işgalci İsrail sorumludur. Bu çirkin suç, işgalci İsrail'in kahraman esirlere karşı vahşi yüzünü yansıtıyor." ifadesini kullandı.

Kanu, Uluslararası Ceza Mahkemesine (UCM) işgalci İsrailli yöneticileri işledikleri suçlardan dolayı yargılamak için acilen harekete geçme çağrısında bulundu.

FKÖ'ye bağlı Filistin Esirler Cemiyeti tarafından yapılan yazılı açıklamada ise Filistinli tutuklulara karşı uyguladığı fiziksel ve psikolojik işkenceler ile tıbbi ihmal gibi ırkçı suçlardan işgalci İsrail sorumlu tutuldu.

Açıklamada, Filistinli tutuklulara yönelik hukuk ihlallerinin soruşturulması ve işgalci İsrail'e uluslararası hukukun dayatılması talep edildi.

"SAYİH'İN KANI YERDE KALMAYACAK"

Hamas'ın askeri kanadı Kassam Tugaylarından yapılan açıklamada da "Şehit Sayih'in kanının yerde kalmayacağı, işgal altındaki Batı Şeria'da ve her bir karış Filistin toprağında işgalci İsrail'in peşini bırakmayan bir lanet olacağı" kaydedildi.

Açıklamada, Batı Şeria'daki direniş ateşinin ve Kassam Tugaylarının her daim hazır olacağı, işgalcilerin peşini bırakmayacağı ifade edildi.

İŞGALCİ İSRAİL HAPİSHANELERİNDEKİ FİLİSTİNLİLER

Filistin resmi kaynaklarına göre, işgalci İsrail hapishanelerinde 500'e yakını idari tutuklu, 250'si çocuk olmak üzere yaklaşık 5 bin 700 Filistinli bulunuyor.

Tutuklulardan bin 800'ünün hasta olduğu, 700'ünün ise sürekli tıbbi desteğe ihtiyaç duyduğu belirtiliyor.

İşgalci İsrail'in "idari tutukluluk" adını verdiği uygulamaya göre, istihbarata dayalı olarak Filistinliler 1 ila 6 ay alıkonulabiliyor. Tutuklunun, "işgalci İsrail'in güvenliği için tehlike teşkil ettiğine" karar verilmesi halinde ise askeri hakim, suç isnadında bile bulunmadan tutukluluk süresini 5 yıla kadar uzatabiliyor.