2019-2020 eğitim-öğretim yılının 9 Eylül 2019 tarihinde başlayacak olması hasebiyle çocukların güven altına alınabilmesi gerektiğini belirten Adıyaman Rehberlik Araştırma Merkezi, Rehberlik ve Psikolojik Danışma Hizmetleri Bölüm Başkanı Fuat Turan, "El birliğiyle taşın altına elimizi koymamız gerekiyor." ifadelerini kullandı.
"Veliler çocuklarıyla ve okulla barışık olmalıdır"
Ebeveynlerin çocuklarına ve eğitim gördükleri okullara karşı daha duyarlı davranması gerektiğini belirten Turan "Pazartesi günü okular açılıyor. Hepimizin gayesi; nitelikli bir toplum, başarılı öğrenciler ve topluma daha faydalı fertler yetiştirmek. Bu noktada başarı, tamamen öğrenciden, veliden veya okuldan kaynaklı değildir. Hepimizin el birliğiyle bu taşın altına elimizi koymamız ve bu taşı kaldırmamız gerekiyor. Bu noktada bu sacayaklarının hepsi birbirinden önemlidir. Veliler öğrencileriyle ve okulla barışık olmalıdır. Toplumumuzda en çok gördüğümüz şey; veli öğrenciyi okula kaydediyor ve arkasını dönüyor. Bu çok tehlikeli bir durumdur. Çocuk okuldan eve geldiğinde 'evladım bugün neler yaptın, neler yaşadın' demiyor. Haliyle çocuk da okul hayatının anne, baba üzerinde olumlu ya da olumsuz bir tesiri olmadığını düşünerek okulu hesaba katmıyor, önemsemiyor." şeklinde konuştu.
"Okul idaresi ve öğretmenler ailelerle iletişim halinde olmalı"
Okul idaresi ve eğitimcilerin de öğrenci velilerine karşı sürekli suçlayıcı bir tavır takınmaması gerektiğini vurgulayan Turan, "Veli okula geldiğinde genelde öğrenci hakkında veliye, 'iyi not almadı, dersin akışını bozdu, yaramazlık yaptı' gibi olumsuz ifadeler kullanılıyor. Bunu duyan veli bir daha okula gider mi? Ben şahsen veli olsam gittiğim ortamda bana olumsuz ifadeler kullanılsa, kaş çatılırsa bir daha oraya gitmek istemem. Bu noktada okullarımızın, öğretmenlerimizin, idarelerimizin de veliyle olan iletişimleri güzel olursa, çocuk hakkındaki ifadeler biraz daha özen ve itinayla seçilirse veli de okulu sevecek, okulla barışık olacak ve böylece başarıda bu kendini gösterecektir." ifadelerini kullandı.
Öğrencinin dünyasında da öğretmen tarafından, anne-baba tarafından değer görmenin önemli olduğunun altını çizen Turan, "Çocuğun bu yönü harekete geçirilirse çocuk motive olacaktır. Öğretmenin, okulun ve ailenin motive etme noktasında çok etkin rolleri vardır. Bunlar hayata geçirilirse inanıyorum ki çok etkili faydalı bir süreç yaşanacaktır." şeklinde konuştu.
"En büyük problem; okul köşelerinde uyuşturucu madde satıcılarının bulunması"
Özellikle okul çağındaki çocukların madde satıcılarının hedefi olduğunu belirten ve bunun toplumun en büyük sorunlarından bir tanesi olduğunu dile getiren Turan şöyle devam etti:
"Maalesef en büyük handikaplarımızdan bir tanesi; okul köşelerinde, okul çevrelerinde hap, bonzai uyuşturucu, esrara rastlanıyor. En büyük yaramız, en büyük problemimiz budur. Bunun da üstesinden gelebilmemiz için toplumun bütün kesimlerinin görevini yerine getirmesi gerekir. Okul idaresi; mahalle bakkalını, mahallede ekmek satan fırını, berberi, internet kafe sahibini tanımalıdır. Onlarla bir bağ bir muhabbet kurmalıdır. Okul idaresi olarak mahalle esnafını, mahallede yaşayan komşularımızı kazanmamız gerekir. Okullarda şimdi toplum destekli polisler bulunuyor. Okul idaresiyle beraber uyuşturucu veya benzeri faaliyetlerin önüne geçmek için birlikte koordineli çalışmalarını arttırmaları gerekmektedir."
"Televizyon kanallarında gayriahlaki, müstehcen, alkole ve madde bağımlılığına teşvik eden diziler var"
Uyuşturucuyla mücadele noktasında yapılması gereken birçok görev bulunduğunu belirten Turan "Bu noktada sosyal medya ve internetin daha derli toplu olması gerekmektedir. Filtrelemeyle bazı sitelere girilmemesi amaçlansa da bir türlü bunun önüne geçemedik. RTÜK diyoruz, herhangi bir televizyon kanalını açtığımız da gayriahlaki, müstehcen, alkole veya maddeye teşvik eden diziler görüyoruz. Birileri söylüyor ama bunların önüne neden geçilemiyor bilmiyorum. Çocuk sosyal medya da nefsine hoş gelebilecek çok kolay farklı sitelere girebiliyor." dedi.
"Aileler çocuğa eğitici, faydalı ve değer eğitimi kazandırıcı sosyal medya ile yardımcı olmalı"
Çocukların sosyal medyada yalnız başlarına dolaşmasının sakıncalı olduğunu ailelere hatırlatan Turan son olarak, "Evde bilgisayar varsa aileler bilgisayarı evin en işlek yerine koysunlar. En azından anne, babalar oradan geçtiğinde çocuk hangi siteye giriyor bunu görebilsin. Ta ki, çocuk burası kamu alanı deyip belki kendini frenler, bu noktada utanır. Televizyonun kumandası bizim elimizde, kanal değiştirmek ve silmek bizim elimizde olmalı. Bu konuda gereğini kendimiz yapmalıyız. En çok reyting yapan kanallar; madde bağımlılığı, cinsellik veya şiddeti teşvik eden kanallar oluyor. Bu noktada anne ve babalar da bir silkelenmelidir. Ben toplumun içerisine bir birey katacağım diyerek bu noktada eğitici, faydalı, çocuğa değer eğitimi kazandırıcı sosyal medya ile yardımcı olurlarsa bu anlamda dünyaya örnek bir ülke haline gelebiliriz." dedi. (Cemil Özdaş-İLKHA)