Milyarlarca arabayı meydana getirecek tüm parçalar büyük bir arazide duruyor ve hiç bir müdahale olmadan tüm parçalar “Tesadüfen-Kendiliğinden” bir araya gelip daha sonra kendiliğinden çalışıyor. İçlerinde sürücü olmadan her biri olağan üstü bir hızla aynı anda hem kendi etrafında hem de diğer araçların etrafında birbirlerine çarpmadan, yolları da kesişmeden milyonlarca yıl bu hareketleri dengeli bir şekilde yapabilecek mi?

Dünyamız 12 bin 750 km. çapına rağmen içinde tüm insanlar dağlar, denizler, ormanlar, hayvanlar ve aklımıza gelebilecek her şeyle uzay boşluğunda altlı üstlü, sağlı sollu boş bir şekilde kendi etrafında saatte 1670 km. hızla dönerek hareket ederken aynı anda saatte 108 bin km. hızla da güneşin etrafında dönüyor. Bir futbol topunu bir binanın üstünde boşluğa bırakırsak o top boşlukta hızla milyonlarca yıl hiç bir yere savrulmadan, yere düşmeden dönerek hareket edebilir mi? Biri size evet bu topu bırakırsan, dünya gibi milyonlarca yıl o hareketleri yapar dese, eminim ki, siz de onun aklından şüphe duyarsınız. İşte dünyamız bir futbol topu ile kıyaslanmayacak kadar büyük olmasına rağmen, güneş sistemine bağlı olarak, olağan üstü hızla bu hareketleri yapıyor ve biz bunu hissetmiyoruz. Tabi ki dünya dönüş yaptığı sırada, aynı sisteme bağlı daha küçük ve daha büyük, hem kendi etrafında, hem de güneşin etrafında, dünyadan çok daha hızlı hareket eden, diğer gezegenler de hareket halinde, ancak hiç biri diğerinin yolunu kesmiyor ve çarpışmıyorlar.

Yüce yaratıcımız Allah (c.c) kâinatı öylesine harikulade sistem ve bu sistemleri dengede tutan detaylarla düzenlemiş ki, şaşmamak mümkün değil. Dünyadan 1 milyon 300 bin kat daha büyük güneş, kendine bağlı gezegenlerle beraber güneş sistemini oluşturuyor. Bu sistem 285 trilyon km. çapına rağmen çoğu güneşten binlerce kat büyük, 200 milyar yıldızı bulunan galaksinin merkezine yakın, saatte 720 bin km. hızla hareket eder. Güneş sistemi ve 200 milyar yıldızı bulunan galaksinin devasa yapısı insanı hayretler içinde bırakacak büyüklüktedir. Bir ucundan diğer ucuna 946 katrilyon km. olup genişliği ise 284 katrilyon km.dir. Galaksi saatte 950 bin km. hızla yaklaşık 200 milyar dev galaksinin bulunduğu uzayda hareket ediyor. Bu galaksinin ve diğer galaksilerin bünyesinde bulunan dev yıldızların her birinin gezegenleri ve o gezegenlerinde birçok uyduları bulunur. Her biri bir kaç hareketi bir anda yakarak hareket halindedir. İnsanın aklını durduran ise tüm bunların hiç birinin, birbirinin yolunu kesmemesi, çarpışmamasıdır. Hatta bünyesinde 300-400 milyar dev yıldız bulunan galaksiler, öyle akıllara durgunluk veren, insanı dehşete düşüren dakik bir hesaba göre hareket ederek, birbirinin içinden geçerler ki hayrete düşmemek mümkün değil.

Aynı rotada ilerleyen iki galaksiden, arkadakinin hızı öndekinin hızından daha fazla olursa, yaklaşık 500 milyar yıldızıyla birlikte, iki dev galaksi birbirine girip kâinattaki düzeni bozacak. Her galaksinin çapının milyonlarca km. olduğu düşünülürse, iki galaksinin birbiri içerisinden geçmesi, milyonlarca yıl sürecektir. Bu sırada her birinin bir kaç çeşit hareketi olan 500 milyar yıldızın birbirine çarpmaması, insanı hayret ve dehşete düşürmektedir. Tabi ki bu sadece varlığı tespit edilen 200 milyar galaksiden ikisidir.

Bakınız birileri çıkmış, tüm kâinatın, dolayısıyla insanın aklını acze düşüren şu bahşetmiş olduğumuz sistemlerin ve dengelerin tesadüfler sonucu, kendiliğinden var olduğunu iddia ediyor. Dünya, güneş etrafında hareket ederken her 29 km’de bir doğru düzlemden yalnızca (denge icabı) 0,28 milimetre sapma gösteriyor. Eğer bu sapma 0,31 milimetre olsaydı donarak, 0,25 milimetre olsaydı yanarak yok olurduk. Şu kadarıyla düşünün 3 tane dosya kağıdı üst üste koyarsak 0,03 kalınlığında bir sapma bile, tüm canlıların yaşamının sonunu getirebiliyorsa ve biz de hala yaşıyor olduğumuza göre, buna tesadüf ve ya kendiliğinden diyebilir miyiz?

Dünya daha büyük olsaydı. Ona paralel çekim kuvveti (yer çekimi) daha güçlü olacak, insanlar adım dahi atamayacak, su yerin dibine çekilecek, ağaçların bitkilerin dallarına, yaprağına su ulaşmayacak, bitkiler yok olacak, insanların ve diğer canlıların kan dolaşım sistemi bozulup, tüm kan ayaklarda toplanacaktı. Dünya daha küçük olsaydı, bu sefer de çekim kuvveti hiçbir şeyi yerde tutmayacak, her şey uzaya savrulup gidecekti. Ancak dünya tam olması gerektiği kadar ve uzayda olması gerektiği yerde. Unutmamak gerekir ki, bu ve diğer sistemler milyonlarca denge ve bu dengeleri birbirine bağlayan sayısız detaylarla birbirine zincirleme şeklinde bağlıdır. Herhangi bir dengesizlik ve sapma tüm dengeleri alt üst edecektir. Evrenin tek hâkimi olan yüce Allah(c.c) her şeyi o kadar güzel ve mükemmel yaratmış. Kur’an-ı Kerim’de, “Kaldır kafanı gökyüzüne, kusur görebilir misin?” buyuruyor. Ya yeryüzünün en şerefli varlığı olan insan, bir damla su olan meninin içinde bulunan 250 milyon spermden, bir tanesi yarım tuz tanesi kadar büyüklükteki anne yumurtalığında üreyerek, harikalar üstü bir varlık olarak, yürüyen, konuşan, düşünen sevinen, ağlayan vs. bir insan olarak dünyaya geliyor. Bir başka ifade ile insan bir damla meninin 250 milyonda birinin içine programlanmış. Bizleri sevgisinden sevgiyle yaratan Rabbimiz bizlere mükâfat üstüne mükâfat sunmuş. Ya biz hiç teşekkür ettik mi? Huzurunda secde edip saygımızı, sevgimizi sunduk mu? Tüm bu nimetlerin şükrünü, teşekkürünü sevgi ve saygımızı yapalım. Yüce Allah’ın(c.c.) huzurunda secde edelim. Yüce Allah(c.c) cümlemizin yar ve yardımcısı olsun inşallah.
Selam ve dua ile...

İbrahim BALAÇ
1 Nolu F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza Evi – Tekirdağ