Kur'an Nesli Platformu Batman Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen ve çok sayıda yazar, araştırmacı, ilahiyatçı, akademisyen, eğitimci ve âlimin katıldığı “Hayat Namazla Güzeldir” çalıştayı sona erdi. İki oturum şeklinde devam eden çalıştayın sonuç bildirgesi okundu.

Sonuç bildirgesinde yetkililer görevlerini yapmaya çağrılarak, namaz üzerinde hassasiyetle durulması tavsiyesinde bulunuldu.

Namazın hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesini sağlamak için bu alanda faaliyet yürüten STK’ların birbirleriyle temas halinde olması, Namaz ile ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşların sorumluluk yüklenmeleri, ilköğretimden itibaren namaz ibadetinin müfredata alınması gibi konular bildirgede öne çıktı.

Çalıştayın sonuç bildirgesi Kur’an Nesli Platformu Eğitim Komisyonu Başkanı Mehmet Emin Sütçü tarafından okundu.

Sonuç bildirgesinde şu maddelere yer verildi;

1-Bütün peygamberlerin hayatında namaz vardır ve namaz, peygamberlerin hayatları boyunca verdikleri Tevhit mücadelesinin sembolü ve eyleme dönüşmüş halidir. Bütün peygamberler ümmetlerine Tevhitten sonra ilk olarak namazı emretmişlerdir.

2-İnsanın yaradılış amacı ayet-i kerimenin de açıkça beyan ettiği üzere, yüce yaratıcıya ibadet etmektir. Bu nedenle namaz kılmamanın ferdi ve toplumsal hiçbir mazereti yoktur. “Şüphe yok ki ben Allah’ım. Benden başka hiçbir ilah yoktur. O halde bana ibadet et ve beni anmak için namaz kıl. “ (Taha-14)

3-Toplumsal hastalıkların ve sorunların asıl kaynağı namazsızlık olduğu gibi, hiç şüphesiz bu sorunların çözüm kaynağı da yine namazdır. “(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahiy olunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah’ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor. “ (Ankebût-45)

4-Namazın Allah’ın yardımına vesile olduğu, namazsızlığın ise birçok bela ve musibete duçar olmanın sebebi olduğu gerçeğinden hareketle, İslam ümmeti olarak içinde bulunduğumuz hazin halin en önemli sebebi başta namaz olmak üzere terk ettiğimiz ibadetlerimizdir. “Onlardan sonra, namazı zayi eden, şehvet ve dünyevi tutkularının peşine düşen bir nesil geldi. Onlar bu tutumlarından ötürü büyük bir azaba çarptırılacaklardır. “ (Meryem-59)

5-Camiler ümmet bilincinin tesisi hususunda en önemli kurumlardır. Her cami Kâbe’nin bir şubesidir ve Kâbe gibi farklı renkleri bir araya getiren birleştirici bir unsur olarak toplumsal hayatın merkezinde yer almalıdır. Namazı ve camiyi öncelemeden hiçbir şekilde toplumsal uyanışın beklenemeyeceği bilinmelidir.

6-Namaz ile ilgili Diyanet İşleri Başkanlığı ve Milli Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere ilgili kurum ve kuruluşlar büyük bir sorumluluk altındadırlar. Bu konu üzerinde hassasiyetle durulmalı, okullarda ve camilerde namazla ilgili teorik ve pratik programlar yapılmalıdır.

7-İlköğretimden itibaren namaz ibadeti mutlak surette müfredatta yer almalıdır.

8-Namazla ilgili istatistiki veriler düşündürücüdür. İmam Hatip Ortaokulu ve liselerinin sayısındaki artışa rağmen gençlerde namaz kılma oranının düşmesi endişe vericidir. Tüm okullarda ve de özellikle İmam Hatip Okullarında değerler eğitimi kapsamında namaz bilinci oluşturulmaya gayret edilmelidir.

9-Resmi kurum ve kuruluşlarda ibadethane olarak ayrılan alanlar, bodrum katlar gibi izbe-kör yerlerden çıkarılmalı, fiziki şartlar itibariyle hak ettiği statüye kavuşturulmalı ve görünür alanlarda olmalıdır.

10-Medeniyetimizde ibadethaneler en kıymetli mekânlardır. Bu nedenle mescit ve camilerin toplumu bir araya getiren kaynaşma mekânları olması için gereken kolaylık sağlanmalı ve imkânlar oluşturulmalıdır.

11-Cami ve mescitler sadece hayırseverler eliyle değil, bizzat devlet tarafından imar ve inşa edilmelidir. Camiler hayatın merkezi haline getirilmelidir.

12-Namaz konusu hepimizin öncelikli ortak paydası olmalı, namaz ana gündemimizi teşkil etmelidir. Namaz ibadetinin sevdirilmesi hususunda tüm Müslümanların sorumlu olduğu ve bunu öncelemeleri gerektiği kesinlikle unutulmamalıdır. Bu hususta yapılması gereken faaliyet ve etkinlikler için herkes bütün imkânlarını seferber etmeli ve katkı sunmalıdır.

13-Namazın hayatın vazgeçilmez bir parçası haline gelmesini sağlamak için bu alanda faaliyet yürüten STK’ların birbirleriyle temas halinde olması ve mümkün mertebe “Namaz Elçileri” adı altında ortak çalışmalar yürütmesi, destek veya teşvik niteliğinde adımların atılması sağlanmalıdır.

14-Özellikle yaz dönemlerinde ve Ramazan aylarında ağırlıklı olmak üzere çocukları namaza ve camiye teşvik edici programların arttırılması ve uygulanması için çalışılmalı, yapılacak çalışmaların içeriklerinin, çocukların ruhuna uygun olmasına dikkat edilmeli ve aynı hassasiyetle yılın tümüne teşmil edilmelidir.

15-Neslin namazla olan bağlarının güçlendirilmesi için TV, radyo, gazete, site ve dergiler başta olmak üzere tüm medyada namazla ilgili gündem oluşturulmalı, görseller çoğaltılmalı ve kısa medya spotları hazırlanarak sosyal medya platformları üzerinden paylaşımlar yapılmalıdır. Bütün bunlar yapılırken duyarlı basın ve yayın kuruluşlarından da destek alınmalı ve işin içine katılmaya çalışılmalıdır.

16-Öncelikle namaz eğitiminin küçük yaşlarda başlaması gerektiği, ilerleyen yaşlarda bu alışkanlığı kazandırmanın çok zor olduğu hususu bilinmeli ve veliler bu hususta bilinçlenmelidirler.

17-Namazın önemi ve geçmişten günümüze İslam düşmanlarının namaza olan karşıtlığı bilinmeli, buna göre hareket edilmelidir. (Mehmet Fatih Akgül, Mehmet Sait Çelik-İLKHA)