İstanbul Büyükşehir Belediyesinde İSPARK, İSTGÜVEN, BELTUR, İSTAÇ gibi birçok farklı iştirak firmada çalışan işçilerin işten çıkarılmaları devam ediyor.
Seçim sürecinde hak ve adalet söylemleriyle gündeme gelen İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, göreve geldikten sonra hiç kimsenin işten çıkarılmayacağını ifade etmesine rağmen göreve geldiği günden bu yana farklı iştirak firmalarında çalışan işçilerin işten çıkarılmaları sürüyor.
İBB Genel Sekreteri, İSKİ Genel Müdürü ve birçok farklı birimde üst düzey yönetici olanların istifasıyla başlayan değişimler, iştirak firmalarda yönetici olanların işten çıkarılıp yerine yenilerinin atanmasıyla devam etti. Hızlı bir değişimle başlayan işten çıkarılmalar, 20 Ağustos'ta Medya A.Ş bünyesinde çalışan 50 kişinin işine son verilmesi ve işçilerin basın açıklaması yapmasıyla tekrar gündeme geldi. Art arda devam eden işçi çıkarmaları, İBB tarafından çarşamba günü İSPARK, İSTGÜVEN, BELTUR, İSTAÇ gibi farklı firmalarda çalışan işçilere, "İş akdiniz feshedilmiştir." şeklinde gönderilen SMS ile devam etti.
İBB önünde 2 gündür oturma eylemi yapan işçiler, kendilerine "Bankamatik İşçisi" denildiğini ve bu söylemden ciddi rahatsızlık duyduklarını belirterek işlerine geri dönmek istediklerini ifade ettiler.
İSTGÜVEN A.Ş bünyesinde Saraçhane bölgesinde parkta güvenlik görevlisi olarak çalışan İlhan Balaman, "Dün itibariyle bir mesajla hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldığımızı duyduk. Neye uğradığımızı şaşırdık. Herkesin bir planı vardı, borcu vardı. Bütün planlar alt üst oldu. Herkesin geçindirmesi gereken ailesi, çoluk çocuğu var. Âcizane bir şekilde işten çıkarıldık." şeklinde konuştu.
İşten çıkarılanların genelde yeni işe alınan personeller olduğunu belirten Balaman, bunun sebebinin de tazminat alamamaktan kaynaklandığını söyledi.
Sadece kendi birimleri değil, İSPARK, BELTUR gibi birçok birimden sayıları 3-4 bini bulan işçinin çıkarıldığını söyleyen Balaman, "Bankamatik Çalışanları" yakıştırmasının asılsız olduğunu, sabahtan akşama kadar çalıştıklarını ve işlerine geri istediklerini ifade etti.
"Bunun hesabını kim verecek?"
Edirnekapı bölgesinde temizlik işçisi olarak çalıştığını belirten Mahmut Özdemir, "Ben Sultanahmet'te çalışırken bana gelen mesajla işten çıkarıldığımı öğrendim. İnsanlar bir yerde çalıştığında şirket kendisini çağırıp işin iyi gitmediğini söyleyerek işine son verir. Ama maalesef insan yerine konulmadan bir mesajla işimize son verildi. Burada binlerce insan var. İşten çıkarılanların 10 bin civarı olduğu söyleniyor. Sayın Cumhurbaşkanımızdan yardım istiyoruz. Bu işe bir el atsınlar. Yoksa bunun sonu olmaz. Arkadaşlarımız işe güvenerek kredi çekmişler. Şimdi ne olacak? Bunun hesabını kim verecek?" diyerek endişesini dile getirdi.
Otogarın kendi çalıştığı şirkete geçtiğini ve gerekli şekilde temizliğin yapıldığını belirten Özdemir, kendilerine "Bankamatik İşçisi" denilmesinden rahatsız olduğunu, işlerinin hakkını vererek sıcakta çalıştığını ve işlerini geri istediğini söyledi.
İBB Maltepe şantiyesinde İSTAÇ A.Ş çalışanı olan Hasan Çetin, telefonuna gelen bir SMS ile işlerine son verildiğini söyledi.
"Alnımızın teriyle, bileğimizin hakkıyla çalışıyoruz"
Çetin, "Ne yapacağımızı şaşırdık. Amirlerimizle görüştük ama onların da bir şeyden haberi yoktu. Birkaç arkadaşımız İSTAÇ Genel Merkezine uğradılar ve oradan 'bir şey yapılamayacağı' cevabını aldılar. Yeni atanan Genel Müdür, hiçbir sıkıntının olmayacağına dair söz vermişti. Buradan yetkililere sesleniyorum: Bize yardım etsinler. İşimizi geri istiyoruz. Herkesin borcu var, çoluk çocuğu var. 800 TL kira ödüyorum. Sabah 7'den öğlen 3'e kadar el ile süpürme işi yapıyoruz. Yeri geldiğinde kedi, köpek leşi topluyoruz. Çalışmadığımızı söylüyorlar ama bunlar kesinlikle yalan. Alnımızın teriyle, bileğimizin hakkıyla çalışıyoruz." dedi.
"Şeflerimiz bizi arayarak ailemizde şehid ya da gazi olup olmadığını sordular"
İSPARK bünyesinde Çemberlitaş açık otoparkında 5 aydır görev yapan ve diğer arkadaşları gibi bir SMS ile işine son verilen Nazmi Olgun ise, "Dün sabah her zaman olduğu gibi işimize gittik. Sabah saatlerinde şeflerimiz bizi arayarak ailemizde şehid ya da gazi olup olmadığını sordular. Biz de 'yok' dedik. Gün içerisinde hiç kimseye bir şey söylenmedi. Akşamüstü bir mesajla 'iş akdiniz feshedilmiştir' denildi. Bugün de buradayız. Hakkımızı arıyoruz." şeklinde konuştu. (Nizamettin Aşkın-İLKHA)