Türkiye'nin önemli fıstık üretim merkezlerinden olan Gaziantep'te, Antep fıstığı hasat sezonu devam ediyor. Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nde halk arasında "yeşil altın" olarak nitelendirilen Antep fıstığı hasadı devam ederken, bölgenin yöresel lezzetlerinden Antep fıstığında kayıt dışı sorunu yaşanıyor. Fıstık üretiminin tam anlamıyla kayıt altına alınamaması nedeniyle rekolteye ilişkin de net rakamlar açıklanamıyor.
Gaziantep'in ve bölgenin önemli tarımsal ve endüstriyel ürünü olan Antep fıstığında bu yıl rekoltenin düşük olmasından dolayı fıstık fiyatları yüksek seviyelerde seyrediyor. İki yılda bir büyük oranda ürün veren Antep fıstığı üretimi konusunda sürdürülen rekolte belirleme çalışmalarında ise yüzde 100 sonuç elde edilememesi, üretimde yaşanan kayıt dışı sorununu bir kez daha gündeme getirdi.
Antep fıstığı üretimine ilişkin yapılan rekolte çalışmalarında ortaya konulan sonuçların, reel rakamları tam olarak yansıtmaması, üreticinin fiyat politikasını etkiliyor. Üreticiler, ürettikleri ürünleri açıklanan rekolte oranına göre belirliyor. Belirlenen rekolte az olduğu zaman fiyatlar artarken, yüksek olduğu dönemlerde ise bu rakamlar aşağıya düşüyor.
Antep fıstığı rekoltesinin net olarak belirlenmesi noktasında fıstık üretiminin kayıt altına alınması için üreticilere destek verilmesi gerektiğini ifade eden Yüksek Ziraat Mühendisleri Birliği Gaziantep Şube Başkanı Kenan Seçkin, üreticilere verilecek desteklerin üretimde yaşanan kayıt dışı sorununu ortadan kaldıracağını belirtti.
Bölgenin en önemli tarımsal ürünlerinden olan Antep fıstığının tarımsal ürün destekleme programının dışında kalmasının doğru olmadığını belirten Seçkin, Antep fıstığı ve fındığın şekerleme sanayisi başta olmak üzere birçok alanda kullanılan 2 ürün olduğunu ve bundan dolayı da fındığa verilen alan bazlı desteğin Antep fıstığına da verilmesi gerektiğini söyledi.
"Türkiye'nin yıllık Antep Fıstığı ihtiyacı 130 bin ton"
Antep fıstığının bu sene "yok yılı" olduğunu belirten Seçkin, "Geçen yıl 'var' yılımızdı ama bu sene ise 'yok' yılımız. 'Yok yılı' olunca bizim rekoltemiz bir önceki yıla göre yüzde 50-60 azalır. Rekolte azaldığı için bu sene piyasada biraz da fıstık az ama geçen yılki bizim rekoltemiz Türkiye ihtiyacının çok fazla üzerindeydi. Türkiye'nin fıstık ihtiyacı resmi verilerine göre veya Antepfıstığı Araştırma Enstitüsü'nün yaptığı açıklamaya göre 120-130 bin ton civarında. Geçen yıl rekoltemiz gerçekten de piyasanın çok üzerindeydi. Şu an halen stoklarımızda ve çiftçilerimizin evinde yeteri kadar Antep fıstığı var. Bu yılın rekoltesi de önceki yılın 3'te biri kadar bekleniyor. Bu kadar olsa bile stoktaki fıstıkla birlikte şu an bizim ihtiyacımız olan Antep fıstığı, gerek stoklarda gerek yeni mahsulle birlikte yeteri kadar var." dedi.
"Antep fıstığı iki dönemde hasat ediliyor"
Antep fıstığının yaklaşık bir ay gibi farkla iki ayrı dönemde hasat edildiğini belirten Seçkin, "Biz, Antep fıstığını her yıl 2 dönemde hasat ediyoruz. Birincisi baklava sektöründe kullanılan 'boz' dediğimiz tam olgunlaşmadan hasat ettiğimiz dönemdir, ikincisi de 'kırmızı ben' dediğimiz yani sofralık veya çerezlik sektöründe kullandığımız ürünleri hasat ediyoruz." ifadelerini kullandı.
"Yeteri kadar ürün gelmemesinden dolayı fıstık fiyatları yükseldi"
Hem rekolte düşüklüğünden hem de Antep fıstığının depolardan çıkartılmamasından dolayı bu sene fiyatların yüksek olduğunu belirten Seçkin, "Gerçekten yeteri kadar ürün gelmemesinden dolayı fıstık fiyatları biraz yükseldi. Bu çiftçinin menfaatine ama genel olarak baktığımızda Antep fıstığı fiyatının bu kadar yükselmesi aslında çok istenmeyen bir durum. Özellikle stokçular, halen geçen yılki ürünü elinde olan insanlar, bunu daha sonra piyasaya sürerek esas rantı onlar elde ediyor. Çiftçilerin aslında burada pek bir etkisi, kârı olmuyor. Ama genel olarak baktığımızda geçen yıl artan fıstığımızla rekolte fazlalığı olan ürünümüzde bu yılki rekolteyi üstüne eklediğimiz zaman Türkiye'deki üretimimiz, iç piyasayı ve ihracatı karşılayacak miktarda fıstığımız var." şeklinde konuştu.
"Yeteri kadar Antep fıstığımız var"
Antep fıstığı fiyatlarının daha da yükselmesinin beklenmediğini belirten Seçkin, "Şu anda bir suni fiyat yükselmesi var. Fıstık fiyatı 16 TL'den başladı, 19 TL'ye kadar yükseldi. Bu sene fıstığın az olması ve pazara yeteri kadar fıstığın gelmemesi, stoktaki fıstıklarda hasat sonunda fiyatlar biraz daha düşer diye bir beklenti var. Bundan dolayı herkes şu zamanda fıstığını piyasaya pek fazla sürmez. Bu ürünler piyasaya sürüldüğü zaman fiyat biraz daha düşer. Çünkü bizim elimizde yeteri kadar Antep fıstığı var. Hatta ithalat yapılacağı söylentileri var. Tarım Bakanlığı'nın Çin'e Antep fıstığı ihracatı protokolü var. Çin'e fıstık ihracatı yapılacağı söylentileri spekülasyon söylentiler. Çünkü net hiçbir şey yok. Bunlar fiyat dalgalanmasına neden oluyor. Fiyat dalgalanmasının olmasını istemiyoruz. Fiyatların stabil, çiftçiyi, sanayici ve işletmecisini de mağdur etmeyecek bir fiyatta olması lazım." diye konuştu.
"Antep fıstığının sabit ve düzenli fiyatı olmalıdır"
Antep fıstığının altın gibi yatırım amacı olarak görülmesinin doğru olmadığını belirten Seçkin, "Bu durumdan vazgeçilmesi gerekir. Antep fıstığının sabit ve düzenli fiyatının olması gerekir. Aksi taktirde geçen yıllarda olduğu gibi ani bir fiyat yükselmesinde, özellikle Antep fıstığını kullanan sektörlerin başında gelen baklava sektöründe fiyatlar çok yükseldi ama fıstık fiyatları düştüğü zaman baklavanın fiyatı ise yine stabil kaldı. Bunlar piyasayı olumsuz ve dengesiz etkiliyor. Piyasanın mutlaka olumlu etkilenmesi için fıstıkta bir fiyat garantisi veya sabitlemesinin olması gerekiyor. Piyasada düzgün bir fiyatın oluşması lazım. Aşırı yüksek veya düşük fiyatlar piyasayı olumsuz etkiliyor. Hem üretici yönünden hem tüketici hem de sanayici yönünden olumsuz etkiliyor." diye belirtti.
Seçkin, Türkiye'de Antep fıstığı yetiştiriciliğinin genellikle sulama imkânlarının yeterli olmamasından dolayı kuru tarım alanlarında yapıldığını belirterek, Antep fıstığı yetiştiriciliğinin artırılması için Antep fıstığına da alan bazlı destek verilmesi çağrısında bulundu.
"Antep fıstığına alan bazlı destek verilmeli"
Seçkin, "Tarım Bakanlığının da bu konuda bilgisi var. Antep fıstığının kayıt altına alınması için üretim bazlı destekleme olmasını savunduk. Bakanlığın da savunması, 'Antep fıstığı bölgesel bir ürün, Antep fıstığına destek verirsek Aydın incire, Manisa üzüme başka il kestaneye, başka bir il zeytine destek isteyecek.' şeklinde. Antep fıstığına hiçbir zaman alan bazında destek vermeye Tarım Bakanlığı sıcak bakmadı ama şu da unutmamalıdır ki bugün Karadeniz fındığına üretim bazlı destek varsa Antep fıstığına da üretim bazlı destek verilmesi lazım. Çünkü fındık ve fıstık birbirinin ekülüsüdür. Özellikle çikolata, şekerleme sanayisi ve diğer sanayide ya fıstık ya da fındık kullanılır. Aynı iki ekülünün birisine üretim bazlı destek varken, diğerine de üretim bazlı destek olması gayet normaldir. Böyle bir desteğin olması Antep fıstığı üretimini kayıt altına alır, rekoltemiz, ihtiyacımız ve ihracatımız belli olur. Fiyat dalgalanmaları da ortadan kalkmış olur." dedi.
Hasat mevsiminin iyi geçtiğini sözlerine ekleyen Seçkin, geçtiğimiz haftalarda başlayan "boz" hasadın bu hafta sonuna doğru biteceğini, "kırmızı ben" hasadın da önümüzdeki günlerde başlayacağını ifade etti. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)