Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Donald Trump ile yaptığı telefon görüşmesinde, Suriye’deki son gelişmeler ile İdlib’de Esed rejiminin saldırıları ve sivillerin korunması konularının ele alındığı bildirildi.
Bu arada Rusya dönüşü uçakta soruları yanıtlayan Erdoğan, ‘güvenli bölge’ konusunda Trump’ın gönderdiği ekibin, daha önce Obama döneminde ifade edilen 20 milden daha dar bir teklifle geldiğini, ancak şimdi söz konusu ‘güvenli bölge’nin Trump’ın önerdiğinden de dar bir alanda gerçekleşeceğini açıkladı.
Erdoğan, Turmp’ın ‘güvenli bölge’ için alan derinliği teklifinin kaç mil olduğunu ise belirtmedi.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’ndan yapılan açıklamada, Erdoğan ile Trump arasındaki telefon görüşmesinde ikili meselelerin yanı sıra Suriye’de yaşanan son gelişmelerin ele alındığı belirtilerek, Esed rejiminin saldırılarının sürdüğü İdlib’de sivillerin korunması ve yeni insani krizlerin önlenmesi amacıyla iş birliğinin sürdürülmesinin kararlaştırıldığı vurgulandı.
Açıklamada, Erdoğan’ın, Fransa’da gerçekleştirilen G-7 Zirvesi’nde İran konusunda atılan adımlar ile ABD Büyükelçisi David Satterfield’ın görevine başlamasından duyduğu memnuniyeti de Trump ile paylaştığı ifade edildi.
"İdam parlamentodan çıkarsa onaylarım"
Öte yandan Rusya ziyareti dönüşü uçakta ‘akredite’ gazetecilerin sorularını yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Emine Bulut cinayeti ile ilgili olarak ”Benim gönlüm idamdan yana, parlamentodan çıksın ben onaylarım” dedi.
NTV’nin haberine göre, Türk Hava Kurumu ile ilgili de dikkat çeken açıklamalar yapan Erdoğan, ‘‘Bu kurum ile bir yere varamayız, kısa sürede masaya yatıracağız” dedi.
‘Güvenli bölge, Trump’ın söylediği kadar değil, biraz daha dar’
Suriye ve ‘güvenli bölge’ konusunda da önemli açıklamalarda bulunan Erdoğan, şöyle konuştu: “Tabi Fırat’ın doğusu konusu özellikle Sayın Trump’ın çok iddialı bir çıkışıydı. Fakat o iddialı çıkıştan sonra maalesef Trump bu işin üzerinde duramadı.
Hep Obama’ya yüklendi; yani ‘biz bu bedeli onlardan dolayı ödüyoruz’ dedi. Tamam da onlar geçti, şimdi sıra sende, ne yapacaksan yap. Ama yapamadı. Adamlarını gönderdi, bizim arkadaşlarla görüşmeler oldu. Bütün bu görüşmelerden sonra en sonunda onlar Obama’nın söylediği 20 milin dışında bir teklifle arkadaşlarımızın karşısına geldiler. Yani derinliği daha da daralttılar.
Bunun üzerine ben Hulusi Paşa ve ekibine dedim ki ‘Burada bunu şöyle böyle yapmanıza gerek yok. Biz bunu bu şekilde bir başlatalım ve bu süreci sürdürelim. Daha sonra da zaten gereği yapılır’ dedik ve adımı attık. Şu anda bu süreç bir şekilde işliyor ama biz tabi asla rehavete kapılıp da hazırlıklarımızı bir kenara koymadık. Şu anda bütün sınır boylarında hazırız."
"('Kaç mil kadar?’ sorusu üzerine) Trump’ın söylediği kadar değil. Biraz daha dar ama biz planımızı ona göre yaptık. Şimdi hepsi sınırda. Bütün personel, zırhlı taşıyıcılarımız hepsi sınırda. Yani her an her şeyi yapabilecek durumdayız. Bizim için orada bir sıkıntı yok. Münbiç’te de şimdi PYD-YPG numara çekiyor. İşte çıktık, çıkıyoruz vesaire…
Çıktıkları yok. Biraz bir azalma olayı var ama asıl olan Kobani ötesi… Oralarla ilgili olarak da biz tabi diğer taraftan güvenli bölge hazırlıklarının da çalışmasını yapıyoruz. Güvenli bölge ile ilgili olarak da inşallah 16 Eylül’de Türkiye’de yapacağımız Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi’nde bunu da aramızda konuşacağız.