Doğruhaber – Faruk Kuzu- haber yorum
Malum Sn. Erdoğan dün Putin’le bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşmenin temel konusunun “İdlib” olacağını sağır sultana dahi duyurdular. Ancak görüşme sonrasında sadra şifa bir açıklama gelmedi. Her iki taraf da kendi söylemlerinde ısrar etmeye devam etti. Ajanslara düşen haberlerde şu açıklamalar geçiyor:
- Erdoğan, "Gayemiz Suriye'nin bir an önce huzur ortamına kavuşmasıdır." dedi.
-Putin de “Türkiye sınırında güvenli bölge kurulmasını desteklediklerini” söyledi.
- Rusya Savunma Bakanı Şoygu, İdlib'de çatışmasızlık bölgesine ilişkin Türkiye ve Rusya arasındaki anlaşmaların zorluklara rağmen uygulandığına dikkati çekerek, 'Umarım İdlib'de durum şimdi istikrara kavuşacak ve tümüyle normale dönecek' dedi.
- Putin ise, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmenin ardından, İdlib konusunda anlaşma sağladıklarını” bildirdi.
Buraya kadar her şey normal görünüyor. Ancak sabah saatlerinde “Baas Rejimi güçleri İdlib’in güneyindeki TSK’ya ait 10. Gözlem noktasını vurdu!” şeklinde bir haber dolaşmaya başladı. Haliyle insan soruyor; Hani anlaşmaya varılmıştı, hani her şey yolundaydı?
Anlaşılan o ki İdlib konusunda net bir anlaşmaya varılamadı. Bundan dolayı Moskova’daki buluşmanın yönü SU-35 ve SU-57 savaş uçaklarının alım- satımı konusuna döndü.
Rusya Türkiye’den İdlib’te aşırı unsur olarak görülen grupların lojistik desteğini kesmesini istiyor. “Gerisini biz hallederiz!” diyorlar.
Yakın gelecekte görünen o ki; Baas Rejimi İdlib’ten vazgeçmeyecek, Rusya da bu konuda ona yardımını esirgemeyecek. Rus uçakları Türkiye’ye karşı Baas Rejimini korumaya devam edecek bu arada Türkiye’ye üstün teknoloji ürünü (5. nesil savaş uçağı gibi) silahlarını satarak onu NATO bloğundan uzaklaştırmaya çalışacaktır. Türkiye ise mevcut pozisyonunu korumaya çalışırken iki süper gücün arasında ezilmemeye çalışacak. Yani İdlib “Kanayan Yara” olmaya devam edecek.