İbranice yayın yapan Siyonist İsrail haber sitesi nziv.net, “İsrail'in Suriye ve Irak'a saldırılarına izin vermek için Rus ve Amerikan anlaşmaları imzalandı mı?” başlıklı analiz haberde, 3 ülke arasında varılan gizli anlaşma sayesinde İsrail'in, İran'a ait hedeflere saldırı düzenlediği öne sürüldü.
nziv.net'te çıkan analiz haberin tercümesi şöyle:
Raporlar, Irak üslerindeki gizemli patlamaların, İsrail'in ülkedeki İran silahlarına ve depolarına düzenlediği saldırının ardından gerçekleştiğini doğruladı.
Üç Batılı diplomatın açıklamasına göre, son haftalarda Amerikan-Rus anlaşması sayesinde Irak'ta üç saldırı gerçekleşti.
ABD ile Rusya arasındaki anlaşmanın, siyonist İsrail'in en büyük önceliği olduğu bildiriliyor.
Ek olarak, Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'nden alıntı yapılan Batılı diplomatların kaynaklarına göre, İran'ın Suriye ve Irak'tan çekilmesine izin veren İsrail'in önceliklendirilmesi konusunda bir anlaşmaya varıldı.
Meseleye aşina olan Batılı kaynaklar tarafından yayınlanan "El-Sharq el-Awsat", Rusya ile ABD arasındaki anlaşmanın İsrail'in resmi olarak saldırıları ilan etmemesi ve gizliliğin bölgesel gerginliği kontrol etmesine yardımcı olacağı ümidini vurgulamaktadır.
Suriye İnsan Hakları Gözlemevi'ne göre, Batı ülkeleri geçen yıl İsrail'in siyasi kararından haberdar edildi:
Ancak, bu kararın uygulanmasında üç engel vardı:
▪ İlk engel şuydu: ABD, İsrail'in Irak'taki saldırılarının ülkedeki ABD güçlerinin varlığının yanı sıra IŞİD'e ve Irak'ın siyasi geleceğine karşı savaşı etkileyebilecekleri korkusunu etkileyeceği endişesiyle karşı karşıya kaldı.
▪ İkinci engel, Eylül 2018'deki “Rus uçak kazası” olayından sonra Rusya ile İsrail arasındaki gerilimdi.
▪ Üçüncü engel ise gerekli askeri potansiyeldi ve bunun F-35 savaş uçağı ile bağlantılı olması gerekiyordu.
2019'un ortalarında, siyasi karar alma süreci başladı ve İsrail Hava Kuvvetleri komutanı Amikam Norkin Mayıs ayında İsrail'in ABD yapımı F-35'leri operasyonel operasyonlarda kullanan ilk ülke olmadığını açıkladı.
Bu açıklama, İsrail uçaklarının saldırılarından birkaç hafta sonra, Suriye topraklarına yönelik birkaç İran hedefinde yapıldı.
Bu, Başbakan Benjamin Netanyahu'nun Suriye'ye askeri koordinasyonu sağlamak ve Rus uçağının çöküşünü takiben gerginlikleri azaltmak için Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile bir araya geldiği Rusya ziyareti ile aynı çizgide.
Rusya ile İsrail arasındaki eşgüdüm, ülkeler arasında "etkili ve açık iletişimde" olduğu gibi, Rusya'dan, Rus uçaklarının düşürülmesinden sonra Suriye'ye gelen S-300 savunma sisteminin çalışmayacağına dair güvence verdi.
Aynı zamanda, asıl ve önemli adım, Putin'in Haziran ayının sonunda Kudüs'te ABD ve İsrail ile üçlü bir toplantı yapma anlaşmasıydı.
Batılı diplomatlara göre, toplantı sembolikti ve yalnızca İsrail'in Suriye ve Irak'ta güvenliğine öncelik vermesi ve ABD'nin Suriye'de Rus varlığının sürmesine izin vermesi ve ABD'nin kuvvetlerinin bölgeden çekilmesi konusunda uzlaşma sağlayacağı kabul edildi.
Kaynaklar, ABD'nin İran'a yönelik azami baskı politikasında bir adım olarak “yeşil ışığı” sağladığını ve İsrail'in Irak'taki saldırılarında operasyonel koordinasyon ve destek operasyonları yürütmek amacıyla Rusya'nın Irak'taki etkisinin önlenmeyeceği konusunda anlaşmaya vardı.
ABD ile Rusya arasında yapılan anlaşma sonucunda, hem Suriye hem de Irak'ta İsrail saldırılarının “ağırlığı” yeni bir aşamaya geçiyor.
Kuşkusuz, jeopolitik ilişkilerle mücadele eden iki farklı uçtan iki süper gücün desteğini kazanmak, şimdiye kadar görülmemiş bir İsrail başarısı.