Ağrı

Ağrı'nın Taşlıçay ilçesinde yaşayan 105 yaşındaki Dilber Karahan, uzun ömrünü doğal beslenme, düzenli uyku ve zinde kalabilmek için çalışmaya borçlu olduğunu vurguladı.

Taşlıçay ilçesine 25 kilometre uzaklıktaki Kağnılı köyünde yaşayan Karahan, 1914'te doğdu. 1934 yılında Muhittin Karahan ile evlenen Dilber Karahan, mutlu evliliğinden 7 kız dünyaya getirdi.

Zamanla 7 kızından 5'i vefat eden, yıllar önce de eşini kaybeden Karahan, hayattaki 2 kızının da evlenerek ayrılmasıyla köydeki evinde tek başına yaşamaya başladı.

İki kızından 25 torunu olan, torunlarının çocuklarını da gören Karahan, bir asrı devirdiği ömrünü 2 odalı köy evinde yaşına rağmen kendi işlerini yaparak sürdürüyor.

Köyün en büyüğü olan Karahan, kulaklarının iyi işittiğini ve bugüne kadar önemli bir sağlık sorunu yaşamadığını söyledi.

Henüz baston kullanmadığını, kendini iyi hissettiğini anlatan Karahan, uzun ömrünün sırrının doğal beslenme olduğunu ifade etti.

"Arpa ekmeğiyle büyüdük"
"Bugüne kadar doğal beslenmeye önem verdim. En çok bitki tükettim ve tatlı yiyecekler yemekten kaçındım." diyen Karahan, şöyle konuştu:

"Eskiden hayat çok zordu. Otu patoza vurup saman elde ediyorduk. Arpa ve buğdayı ellerimizle ayırıyorduk. Eskiden buğday ekmeği herkeste yoktu, o zamanlar arpa ekmeği vardı. Biz arpa ekmeğiyle büyüdük. Yaşlanmadan önce küçükbaş ve büyükbaş hayvanları sağıyordum. Yaylalara hayvanları otlatırdık ve yaz mevsimi boyunca orada kalırdık. Yünleri yıkayıp çeyizlik yorganlar yapardık. Köyün en büyüğü benim, benden daha yaşlısı burada yok."

Evliliğinden dünyaya gelen 7 kızından 5'ini kaybettiğini hatırlatan Karahan, hayatta olan 2 kızı ve onlardan olan torunlarıyla tatil dönemlerinde hasret giderdiğini aktardı.

"Kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılıyorum"
Köyünde tek başına yaşadığını, sıkılmamak için komşularına gittiğini dile getiren Karahan, şöyle devam etti:

"Sert ve zorlu geçen bazı kış mevsimlerinde Aydın'da yaşayan kızımın evine gidiyorum, yazın da Ağrı'ya geliyorum. Eskiden hayat çok zordu, son dönemlerde her şey daha kolay oldu. Yalnızlık Allah'a mahsustur, yalnız yaşamak zor. Kendi ihtiyaçlarımı kendim karşılıyorum, evimi süpürüyor, bulaşıklarımı yıkıyorum. Yemeğimi yapıyor, canım sıkıldığında da çıkıp köyü dolaşıyorum. Komşularımı ziyaret ediyorum. Hayat bu şekilde devam ediyor."

Kaynak, AA