17 Ağustos 1999 Marmara Depremi’nin 20’nci yıl dönümü vesilesiyle açıklamada bulunan Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve Türkiye Hazır Beton Birliği Başkanı Yavuz Işık, 2019 yılında yürürlüğe giren yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritası incelendiğinde nüfusun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğunun görüldüğünü ve Türkiye’de depreme dayanıksız olan 6,7 milyondan fazla konutun acil olarak yenilenmesi gerektiğini vurguladı.

Türkiye Hazır Beton Birliği (THBB), 17 Ağustos 1999’da yaşanan deprem felaketinin 20’nci yıl dönümünde deprem gerçeğini bir kez daha hatırlattı. Geçmişte Türkiye'de birçok yıkıcı deprem olduğu gibi, gelecekte de sık sık oluşacak depremlerle önlem alınmazsa büyük can ve mal kaybına uğrayacağımıza dikkat çeken Avrupa Hazır Beton Birliği (ERMCO) ve THBB Yönetim Kurulu Başkanı Yavuz Işık, şu açıklamalarda bulundu, “2019 yılında yürürlüğe giren yeni Türkiye Deprem Tehlike Haritasını incelediğimizde nüfusun yüzde 70’ten fazlasının deprem tehlikesi yüksek bölgelerde yaşamakta olduğunu görüyoruz. T.C. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı da 6,7 milyondan fazla konutun depreme dayanıksız olduğunu ve bu konutların yenilenmesi gerektiğini açıkladı. Son 58 yıl içerisinde depremlerden, 58.202 vatandaşımız hayatını kaybetmiş, 122.096 kişi yaralanmış ve yaklaşık olarak 411.465 bina yıkılmış veya ağır hasar görmüştür. Sonuç olarak, depremlerden her yıl ortalama 1.003 vatandaşımız hayatını kaybetmekte ve 7.094 bina yıkılmaktadır. T.C. İçişleri Bakanlığı Afet ve Acil Durum Yönetimi Başkanlığı (AFAD) Deprem Dairesi Başkanlığı verilerine göre Marmara Depremi’nin yaşandığı 17 Ağustos 1999’dan bugüne kadar ülkemizde 305.238 deprem gerçekleşmiştir. Bugün Türkiye’de depreme dayanıksız olan 6,7 milyondan fazla konut bulunmaktadır. Bütün bu veriler göstermektedir ki depreme dayanıksız yapıların acil olarak yenilenmesi gerekmektedir. Bununla ilgili Çevre ve Şehircilik Bakanlığının mevzuatta düzenlemeler yaparak bu süreci kolaylaştırıcı ve hızlandırıcı adımlar atmaya çalıştığını biliyoruz. Bunun bir an önce gerçekleşmesini her şeyden önce bir vatandaş olarak bekliyorum.

Yapılan araştırmalarda deprem yıkımlarının önemli nedenlerinden birinin standart dışı beton kullanılması, uygulama ve proje hataları olduğu görülmektedir. Depreme dayanıklı yapılara ihtiyaç olan ülkemizde hazır beton sektörünün en önemli sorunu bir kısım üreticinin denetim dışı, kalitesiz üretim yapmasıdır. THBB olarak önceliğimiz bu üreticilerle ilgili bütün kesimleri ve halkımızı bilgilendirmek, THBB Kalite Güvence Sisteminin (KGS) önemini anlatmak ve ülkemizde kullanılan betonun tamamının kaliteli üretilmesi için çalışmaktır.” dedi.

Kalite Güvence Sistemi belgeli kaliteli hazır beton, olası bir depremde birçok binayı ayakta tutacaktır.

Kaliteli beton kullanımı ve denetim ile depremi en az hasarla atlatmanın mümkün olduğunu vurgulayan Işık, “Hazır beton alanında kaliteyi garanti altına almayı hedefleyen Birliğimiz, Kalite Güvence Sistemi denetimleri ile kaliteli ve yüksek dayanım sınıflarında beton üretimi gerçekleşmesini sağlamaktadır. Beton üretim tesislerinin yerinde denetiminin yanı sıra habersiz ürün denetimleri de gerçekleştiren KGS tarafsızlığını kanıtlayarak kaliteli beton kullanımının yaygınlaşmasına katkı sağlamaktadır. Hazır betonun üretim sürecinin tamamını kapsayacak şekilde denetlenmesi, deprem ve diğer dış etkilere dayanıklı binalar üretmek için kaçınılmaz bir şarttır. Yeni yapıların oluşturulmasında ve kentsel dönüşüm çalışmalarında kullanılacak KGS belgeli kaliteli hazır beton, olası bir depremde birçok binanın yıkılmasına engel olacaktır.

THBB olarak hem üyelerimiz hem de beton kullanıcıları için depreme dayanıklı yapı tasarımı ve hazır beton uygulamalarını konu alan bilgilendirmeler yapıyoruz. Birliğimizin kurulduğu günden bu yana, Türkiye’de kaliteli ve standartlara uygun betonun üretilip kullanılması için yurdun dört bir yanında seminerler düzenliyoruz. Beton Bileşenleri, Taze Beton, Betonun Yerleştirilmesi ve Bakımı, Betonun Dayanımı ve Dürabilitesi, Özel Betonlar, Betonda Kalite Denetimi gibi konuların anlatıldığı, Türkiye’nin çeşitli bölgelerinde periyodik olarak gerçekleştirdiğimiz bu seminerlerde beton kullanıcılarına yani müteahhitlere, mimarlara, mühendislere ve betonla ilgili kamu idarelerinin yetkililerine, yapı denetim kuruluşu temsilcilerine ve beton üreticilerine betonun doğru uygulamalarını anlatıyoruz. Son iki yılda 16 farklı ilde 20 seminer gerçekleştirdik. Kaliteli yapılaşma ve deprem konusunda halkımızın bilinçlenmesi adına üzerimize düşeni yapmaya devam ediyoruz.

Ülkemizde üretilen betonların yüzde 65’i Türkiye Hazır Beton Birliği üyeleri tarafından KGS belgeli olarak üretilmektedir. Depreme karşı dayanıklı yapılaşma için bu oranın çok daha yüksek olması gerekmektedir. KGS Sistemi’ne katılan beton tesisleri, yoğun kontroller sonucunda daha stabil bir üretim yapmakta, kalite sapmaları azalmaktadır. Böylece hem kaliteli hem de ekonomik bir üretim sağlanmaktadır. Standartlara uygun üretimin sağlanması sonucunda beton üreticisi ile tüketici arasında güven sağlanmaktadır. Sektördeki bütün üreticilere tarafsız ve doğru bir denetim uyguladığı için KGS Belgeli beton üreticileri özellikle tercih edilmektedir. Bu doğrultuda, bütün beton üreticilerini standartlara uygun üretim yapmak üzere KGS Sistemi’ne davet ediyoruz.” dedi.

“Çipli Beton uygulaması ile ilgili gelişmeleri yakından takip ediyoruz”

“Çipli Beton” olarak adlandırılan Elektronik Beton İzleme Sistemi (EBİS) ve yapı denetimde yapılan diğer değişiklikler hakkında değerlendirmelerde bulunan Işık, “THBB olarak bu sistemi, sektörümüzdeki haksız rekabetin azaltılması ve kalite seviyesinin yükseltilmesi için önemli bir fırsat olarak görmekteyiz ancak şu aşamada uygulamada sorunlar yaşanıyor. Bu konuda raporlar hazırlayarak Bakanlık nezdinde girişimlerde bulunduk. Bu sorunların da çözülmesiyle ‘Çipli Beton’ un beton kalitesine önemli bir etkisinin olacağını düşünüyoruz. Ayrıca Yapı Denetim Sistemi’nde de çok önemli bir değişiklik oldu. Bu yıl yapı denetim kuruluşlarının kura sistemi ile görevlendirilmesine başlandı. Böylece artık kuruluşlar teoride değil pratikte de bağımsız bir şekilde faaliyet gösterebilecek.” dedi. (İLKHA)