Birtakım güçlerin Turgut Özal ile sürekli uğraştıklarını ifade eden Şıvgın, Özal`a karşı pek çok suikast girişiminde bulunulduğunu aktardı. Özellikle 1988 yılında Anavatan Partisi kongresinde yapılan silahlı saldırının önemli olduğunu kaydeden Şıvgın, bu olayın bazı güçlerin Özal`a karşı olan düşmanlığını tescillediğini dile getirdi. 1991 yılında Sovyetler Birliği`nin dağılıp bağımsız devletlerin ortaya çıkmasından sonra ilk resmi ziyaretlerini Azerbaycan, Kazakistan, Özbekistan gibi Türk ülkelerine düzenleyerek Türk gezileri yaptıklarını ve Özal`ın yurda döndükten birkaç gün sonra vefat ettiğini kaydeden eski Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, bu ölümü şüpheli bulduğunu söyledi.

Eski Cumhurbaşkanı Turgut Özal`ın vefatının ardından ölümünün şüpheli bulduğunu Özal`ın ailesi ve dava arkadaşlarına anlattığını söyleyen Şıvgın, “Ne dava arkadaşları ne de ailesi söylediklerime ne yazık ki itibar etmedi” diye konuştu. Yıllar sonra başlatılan soruşturmayı önemsediğini belirten Şıvgın, “Özal suikastı aydınlatıldığı takdirde Özal geri gelmeyecek, ancak olayın karanlık yüzü aydınlığa kavuşturulacak” dedi. Şıvgın, soruşturmaya Özal`dan sonra Cumhurbaşkanı olan Süleyman Demirel`in de dahil edilmesi gerektiğini vurguladı.

Şıvgın: Demirel, Özal`ın Ölmemesi İçin Hangi Tedbiri Aldı

Turgut Özal döneminin Sağlık Bakanı Halil Şıvgın, 9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel`in, Turgut Özal`ın zehirlendiği iddialarına katılmadığı yönündeki açıklamalarını eleştirdi. Emin Çölaşan`ın, 1 Mayıs 2002 yılında Hürriyet gazetesinde yazdığı `Özal`ı öldürmüşler` başlıklı yazısını hatırlatan Şıvgın, bu yazıda Demirel`in, Özal`ın öleceğini bildiğinin yazıldığını belirterek, Demirel`in, Özal`ın ölmemesi için hangi tedbirleri aldığını sordu.

Cihan Haber Ajansı`na (Cihan) konuşan Şıvgın, Çölaşan`ın yazısında, 25 Nisan 1993 ve 1 Mayıs 2002 tarihli yazılarında çarpıcı bilgilerin yer aldığını söyledi. "Demirel, Özal`ın öleceğini biliyorsa, ölmemesi için ne tür tedbiri aldı?" diye soran Şıvgın, Demirel`in sorgulanması gerektiğini savundu.

Zaman aşımına dikkat çeken Şıvgın, Özal`ın otopsisinden somut sonuçlar çıkacağına inandığının altını çizdi. "Özal suikastı aydınlatıldığı takdirde geri gelmeyecek, fakat bu olayın önü açılırsa günümüzdeki suikast girişimlerinin de azalmasını sağlayacaktır." diyen Şıvgın, Özal`ın naaşının çürümemesinin ise bir mucize olduğunu belirterek, "Her ne kadar bilimsel açıklamalar getirilmeye çalışılmış olsa da Özal`ın cesedinin bozulmayışı, onun şehit olduğundan kaynaklanıyor." ifadelerini kullandı.

Devletin olayı aydınlatması, halkın kafasındaki soru işaretlerini gidermesi gerektiğini belirten Şıvgın, sürecin iyi takip edilmesi gerektiğini vurguladı. (Yeni Akit / Cihan)