Gece yarısı tedavi gördüğü Dicle Üniversitesi Onkoloji Hastanesinde Hakk'a yürüyen HÜDA PAR Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Yavuz, memleketi Kahta'da düzenlenen cenaze merasimiyle defnedildi.

Merhum Yavuz'un, cenaze merasimini katılanlardan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Şenlik, İLKHA'ya yaptığı açıklamada, merhum Yavuz gibi bir şahsiyetin toplumun ve davanın kendisinden faydalanacağı bir çağda vefat ettiğini; dolayısıyla bu durumun kendilerini üzdüğünü belirtti.

Yavuz'un hastalığı boyunca çektiği sıkıntılara dikkat çeken Şenlik, Mehmet Yavuz'u tedavi gördüğü süre zarfında birkaç kez ziyaret ettiğini dile getirdi. Şenlik, "En son yanına gittiğimde uyuyordu. Uyandırmaya kıyamadım. Kendisine öylece baktım. Ya Rabbi! Sana emanet, dedim. Ölüm gelse haktır. ona ihtiyacımız vardı ama Allah (Celle Celaluhu) onu yanına almayı layık gördü. Allah'tan temennimiz onun fedakârlığı, cesareti, fesahati ve belagatini yeni genç kardeşlerimize versin ve yeni Mehmet Yavuzlar yetiştirmeyi nasip etsin." ifadelerini kullandı.

"Yavuz hocamın ne büyük bir kayıp olduğunu gün geçtikçe anlayacağız"

Yazar Mehmet Göktaş da Yavuz'un, kendisi için önemli bir fikir adamı olduğunu belirttikten sonra "Mehmet Yavuz hocamın ne büyük bir kayıp olduğunu gün geçtikçe anlayacağız. Ben elimi açtığımda, Ya Rabbi! Bize birkaç tane daha Mehmet Yavuz gönder, diye dua ederdim. Yakınlarım şahittir. Ya Rabbi! Ankara'ya birkaç Mehmet Yavuz ver. Televizyonumuza, gazetemize Mehmet Yavuz ver, diye defalarca Yüce Rabbime yalvardığıma arkadaşlarım şahitlik etmiştir." dedi.

"Hayatta en çok ders aldığım kardeşlerden biriydi"

Merhum Yavuz'a doyamadıklarını dile getiren Göktaş, "En büyük bahtiyarlıktı onunla beraber olmak. Beraberken ayrı şehirlere gittiğimiz zaman gerçekten üzülürdük.  Benden 22 yaş küçük olmasına rağmen hayatta en çok ders aldığım kardeşlerden biriydi. Bir yazı yazacağım zaman, konuşma yapacağım zaman kendisini arardım. O da bana, ya şunu ekle veya bunu çıkar veya şöyle konu,' derdi." diye konuştu.

Göktaş, "Mehmet Yavuz hocamdan aldığımı çok az insandan aldım. Onun bilgisi, kültürü Allah vergisiydi. Tanıştığım gün bir yere not ettim; bu ümmetin önemli bir yerine gelmelidir diye. Eğer birileri kendisinden haberdar değilse ben gittiğim yerde duyuracaktım. Şanlıurfa'da Mehmet Yavuz diye biri var diye…" şeklinde konuştu.

Merhum Yavuz'un yakalandığı ve çektiği sıkıntıların başlangıcının cezaevi sürecinde gördüğü işkencelerle başladığını söyleyen Göktaş, "Onun için biz onun gerçekten şehid olduğunu düşünüyoruz. Zaten Allah yolunda koşturuyordu. Bu ümmetin başı sağ olsun. Cenab-ı Allah'tan niyazımız, Ya Rabbi! Bize tez zamanda Mehmet Yavuzlar gönder." dedi.

Çağrı-Der eski Başkanı Mehmet Aydın da merhum Yavuz'u çocukluğundan beri tanıdığını belirterek, "O, öyle bir edebe, hayaya ve terbiyeye sahipti ki; büyüklere büyük, gençlere genç, çocuklara çocuk gibi davranırdı." dedi.

Merhum Yavuz'un, öngörülü bir insan olduğunu dile getiren Aydın, "Üslubu, oturup kalmasıyla örnek alınacak biriydi. Tam bir dava adamıydı. Bizim göremediklerimi gören, fakirleri mazlumları düşünen bir yapıya sahip bir insandı." ifadelerini kullandı. (İLKHA)