Şanlıurfa İl Müftü Vekili, Eyyübiye İlçe Müftüsü Âdem Dobur, kurban ibadetinin önemi ve Kurban Bayramı ile ilgili değerlendirmelerde bulundu.

Kurbanın ibadetler içerisinde ayrı bir önemi bulunduğuna dikkat çeken Dobur, kurban kesmemek için bahane aramak yerine kurban kesmek için şartların zorlanması gerektiğini ifade etti.

İmkânı olan herkesin, ibadetin sünnet ve vacip kısmına takılmadan kurban kesmesi gerektiğini belirten Dobur, “Kurbanın mezheplere göre vacip veya sünnet diye bir takım hükümleri vardır. Ama biz diyoruz ki, işin hüküm kısmı ayrı ama kurbanın ibadetler içerisinde apayrı bir yeri vardır. Bize şöyle sorular geliyor. ‘Hocam benim şu kadar mal varlığım var, kurban kesmem gerekir mi?’ Biz bu sorulara şöyle cevap veriyoruz. Kurban kesmemek için bahane aramayalım bunun yerine kurban kesmek için imkân arayalım. Gerçekten kurban kesmek çok farklı, özel yeri olan bir ibadettir.” diye konuştu.

Hazreti Ömer döneminde kurban ile ilgili yaşanan bir hadiseye değinen Dobur, “Hazreti Ömer’in halifeliği döneminde zatın biri Hazreti Ömer’in yanına gelerek, ‘Ya Ömer, kurban kesmek vacip midir?’ diye sorar. Hazreti Ömer ona cevaben, ‘ Biz Hazreti Peygamberin sağlığında, Asr-ı Saadet’te, her sene Kurban Bayramı’nda kurban keserdik.’ diyor. Soruyu soran zat tekrar soruyor. ‘Ya Ömer, ben onu sormuyorum. Kurban kesmek vacip midir?’ Hazreti Ömer biraz hiddetlenerek der ki, ‘Ben sana diyorum ki, Peygamberin sağlığında, her Kurban Bayramı’nda kurban keserdik.’ Aynı şahıs üçüncü kez aynı soruyu sorduğu zaman Hazreti Ömer biraz daha sert üslupla aynı cevabı verir. Bunun gibi çok hadise var, hadis-i şerifler var. Bir hadis-i şerifte Peygamber Efendimiz buyuruyor ki, ‘Bir kimsenin kurban kesmeye gücü yettiği halde kurban kesmezse, bizim meclisimizde bulunmasın.’ Ayrıca bu konu hakkında ayetler de var.” şeklinde konuştu.

Kurban kesmek için şartların zorlanması gerektiğini ifade eden Dobur, “Bizim dinimizde, ibadetler içerisinde, kurban kesmenin ayrı bir yeri ve önemi vardır. Onun için biz kurban kesmemek için bahane arama yerine kurban kesmek için imkân arayacağız. İhtiyaçlardan dolayı bir takım borçlar yapıyoruz. Hatta kredi alarak imkânlarımızı zorluyoruz. Kurban yılda bir kez kesiliyor. İmkânlarımızı biraz zorlayarak da olsa kurban kesebileceksek, kurban keselim.” diye konuştu.

“Kurban eti dağıtmak fevkalade bir sadakadır”

Afrika ülkelerinde insanların et bulamadığına vurgu yapan Dobur, “Yurt dışından bir örnek vereyim.  Bizim sofralarımızda et eksik olmaz. Bizim Diyanet İşleri Başkanlığı’mızın yurt içi ve dışında vekâleten kurban kesme organizasyonu yapar. Afrika’da bir ülkeye giden bir hocamızın bir hatırası var, onu sizlerle paylaşmak istiyorum. Bir önceki sene görevli arkadaşlarımız Afrika ülkesine gitmiş ve kurban eti dağıtmışlar. Bir sonraki sene yine gitmişler. Orta yaşlı bir kadın gelmiş bizim hoca arkadaşa demiş ki, ‘Geçen sene siz geldiniz, bana biraz et verdiniz. Sizin vermiş olduğunuz o eti ben yemedim, kuruttum, onu toz yaptım, bir yıldır çocuklarımın mamasına, yemeğine her gün bir çay kaşığı karıştırıyorum. Şimdi bunları düşününce kurbanın ne olduğu zaten ortaya çıkıyor. Kendi ihtiyacımız varsa evimiz için et ayıracağız, ama kurban eti dağıtmak fevkalade bir sadakadır. Onun için bunun önemini düşünerek; borç ve sıkıntılarınıza takılmadan, vacip ve sünnet kısmına da takılmadan, kurbanımızı nasıl keseriz diye imkânlarımızı zorlamamız çok daha isabetli, dini bir davranış olur.” ifadelerini kullandı.

“Kurban keserken hayvana eziyet etmeyelim”

Kurban keserken hayvana eziyet edilmemesi gerektiğini ifade eden Dobur, “Kurban keserden dikkat edilecek bazı hususlar var. Kurban, bir ibadettir. Dolayısıyla kurbanı keserken hayvana eziyet edilmemelidir. Gayet kibar ve nezaketli bir şekilde, hayvanın canını yakmadan, bıçağımızı en keskin hale getirerek kurbanı kesmeliyiz. Peygamber Efendimiz'in bu konuda emri ve tavsiyesi var. ‘ Kurbanınızı ibadet duygusu içerisinde aynı zamanda usulüne göre kesin’ diyor. Bizim bunlara dikkat etmemiz gerekir.” dedi.

“Bayramlar tatil değil ibadet günleridir”

Bayramda ziyaretleşmenin önemini hatırlatan Dobur, “Bayram yaklaşıyor tüm kardeşlerimizin bayramını şimdiden tebrik ediyorum. Hayırlı ve bereketli olsun. Hayırlara vesile olsun inşallah. Bayram bizim dinimizde ve inancımızda bir tatil dönemi olmamalı, bilakis bayram günleri ibadet günleridir. Kurbanımızı kestikten sonra, annemizden ve babamızdan başlamak üzere ziyaretler yapacağız. Ziyaret için attığımız her bir adım bize bir sevap kazandıracak. Bu bilinçle bu bayramları geçirmemiz ve buna göre hareket etmemiz lazım.” diye konuştu.

“Bayram Namazı; hutbesiyle, namazıyla, duasıyla bir bütündür”

Kurban Bayramı namazında hutbeyi dinlemeden bazı kişilerin camiden ayrıldığını belirten Dobur, “Ben burada şöyle bir uyarıda bulunmak istiyorum. Bayram namazı kılıyoruz. Önce Bayram Namazı kılınır sonra hutbe okunur. Özellikle Kurban Bayramlarında namaz kılındıktan sonra insanlar kurbanımı bir an önce keseyim düşüncesiyle hutbeyi beklemeden camiyi terk ediyorlar. Bu doğru bir davranış değildir. Bayram Namazı; hutbesiyle, namazıyla, duasıyla bir bütündür. Hutbeyi dinledikten sonra camiden ayrılmak en doğru olandır, diğer türlü eksik olur. Bütünlüğü bozmuş oluruz. Ben bu vesileyle tekrar bütün Müslüman kardeşlerimizin bayramlarını tebrik ediyorum. Yakın ve uzak coğrafyamızda zulüm gören bütün kardeşlerimizin kurtuluşuna inşallah vesile olur.” dedi. (Abdurahman Uğurlu-İLKHA)