Türkiye son birkaç yıldır yaşanan ekonomik kriz toplumun her kesimini olumsuz etkiliyor. Yaşanan ekonomik sorunları en az zararla atlatmak isteyen ve Türkiye'nin düştüğü dar boğazdan çıkması için çeşitli yollar arayan hükümet, zararı karşılamak için çareyi vatandaşa yüklenmekte ve vergileri arttırmakta buluyor.
Türkiye'de, Rahip Brunson krizi sonrasında ABD ile yaşanan gerginlikler dolar kurunun iki katına çıkmasına sebep oldu. Yaşanan bu dalgalanmalar ekonomiyi ciddi manada olumsuz etkiledi. Rahip krizi sonrasında ise ülkede üst üste yapılan seçimler dolayısıyla yatırım yapmaktan çekinen esnaf iflasın eşiğine geldi.
Bu olumsuzluklardan etkilenen piyasanın sadece bir kısmını oluşturan Tekstil firmaları, doların yükselmesi, faturalarda yapılan zamlar, vergilerin artması, sigorta primlerinin yükselmesi gibi birçok etken sebebiyle zor günler geçiriyorlar. Karşılaştıkları sorunları anlatan esnaflar, piyasanın bu şekilde devam etmesi halinde işyerlerini kapatmak zorunda kalabileceklerini ifade ettiler.
"Birçok firma para kazanamadığı için vergi açılışı yapamıyor"
Yaşanan sürecin kendilerini olumsuz yönde etkilediğini söyleyen Tekstil esnaflarından Ayhan Tekbaş, "Dövizdeki oynamalardan dolayı piyasalarda istikrarsızlık var. İmalatçılar dolar kuruna bakarak hareket ediyorlar. Bundan dolayı işlerimiz kesiliyor. Bununla birlikte fason fiyatlarında da düşüş var. Piyasada eleman da yetişmiyor. Hem eleman hem de iş sıkıntısı yaşıyoruz. Her yönden bir sıkıntı var. Piyasada çalışanların sosyal hakları da yok. Birçok firma para kazanamadığı için vergi açılışı yapamıyor." dedi.
"Bu şekilde devam ederse hem devlet hem de çalışanlar kaybeder"
Sigorta primlerinin çok yüksek olması sebebiyle esnafın bu işten kaçındığını belirten Tekbaş, "Sigorta primleri 800 ile 1000 TL arasında. Orta düzeydeki birçok firma sigorta yapmaktan kaçınıyor. Piyasalardaki istikrarsızlıktan dolayı para kazanamayan firmalar sosyal haklardan kısarak ayakta durmaya çalışıyorlar. Bu da piyasanın kötü olduğunu gösteriyor. Daha küçük firmalar ise kendi ayakları üzerinde durmak, açıklarını kapatmak için fazla mesai yapıyorlar. Piyasaların durumu iyi değil. Faturalar haddinden fazla geliyor. Sadece faturalar değil geçim de zorlaşmış durumda. Yaşanan zamlarla birlikte emek veren bizim gibi firmaların fason fiyatlarında bir artış yaşanmıyor. Giderler artıyor fakat fasonlarımız artmıyor. Bu sebeple zorluk çekiyoruz. Hükümetin bu konuda piyasaya eğilerek ciddi bir düzenleme yapması gerekiyor. Öncelikle piyasada çalışanların sosyal haklarının verilmesi için sigorta fiyatlarının indirilmesi gibi bir takım teşviklerde bulunması gerekiyor. Primler 300-500 TL olsa hem hükümet hem de çalışanlar kazanmış olur. Bu şekilde devam ederse hem devlet hem de çalışanlar kaybeder. Bu durum, zamanla işin bitmesine sebep olur." şeklinde konuştu.
Yaklaşık 20 yıldır baba mesleği olan "Baskı" işini sürdüren Selman Ter, Tekstil piyasalarında kullanılan kumaşlar dövizle satın alınıyor. Döviz yükselmeden önce kumaş fiyatı 20 TL iken şimdi 38-40 TL. Haliyle üreticiler masraflarını kısmak için bizden, atölyeciden kısıyor. Bir ürünün baskısını bir TL'ye yapıyorken şimdilerde 50 kuruşa kadar inmiş. Böyle olunca da elemanlarımıza yüksek maaşlar veremiyoruz." diye konuştu.
"Bu zamlar sebebiyle kazancımızın yarısını devlete ödemek zorunda kalıyoruz"
Faturalarda yaşanan zamlardan ve piyasada çalışacak eleman bulamamaktan şikâyet eden Ter, konuşmasını şu şekilde sürdürdü; "6 ay önce bin TL gelen elektrik faturam şimdi 2 bin 500 TL geliyor. Bu zamların gerekçesini çok merak ediyorum. Bu zamların gerekçesi hiçbir mantıkla izah edilemez. Halkımız da artık bu tarz işlerde çalışmak istemiyor. Çalışabilmesi için iyi bir maaş vermek gerekiyor. Çoğu zaman kendim çalışmak zorunda kalıyorum. Burada çalışınca dışarıdaki işlerim, dışarda çalışınca da buradaki işlerim aksıyor. Bu şekilde devam ederse kapatmaktan başka çaremiz kalmayacak gibi görünüyor. Kimsenin ekmeğinde gözümüz yok. Biz kazanalım ki yanımızdaki çalışana da iyi maaş verelim. Elemanıma 2 bin 500 lira yerine 5 bin lira vermek isterim. Ben buraya 100 bin lira para bağlıyorum ama bana getirisi 2 bin 500 lira oluyor. Hükümetten talebimiz; zamların bir an önce kesilmesi, yapılan zamların geri alınması, düşürülmesidir. Öncelikle elektrik, su, stopaj gibi vergilerin düşürülmesi gerekiyor. Bu zamlar sebebiyle kazancımızın yarısını devlete ödemek zorunda kalıyoruz.
"Durumlar gittikçe kötüye gidiyor"
Yaklaşık 2 yıldır tekstil piyasasında "Kesim Atölyesi" işleten Engin Yamadağ, ise şu değerlendirmede bulundu; "Ülkemizin zor bir dönemden geçtiğinin bilincindeyiz. Ülkemizin kalkınması için herkes elinden geleni yapıyor ama son dönemlerde vatandaşa çok yükleniliyor. Zam üstüne zam yapılıyor. Her şey çok pahalı. 2 ay önce gelen faturayla şimdi gelen fatura arasında 2 kat fark var. Bu da insanları zorluyor. Son dönemlerde tanıdığım 10-15 esnaf, zamlar sebebiyle kepenk kapattı. Esnaf direnmeye çalışıyor. Hiçbir esnaf kazanıyorum diyemez. Ayakta durabilenler iyi olduklarını söylüyorlar. Durumlar gittikçe kötüye gidiyor."
Türkiye ile ABD arasında yaşanan Rahip Brunson kriziyle birlikte Türkiye'de dengelerin bozulduğuna dikkat çeken Yamadağ, o dönemde doların hareketliliğinden ötürü enflasyonun 2 katına çıktığını ve piyasaları olumsuz etkilediğini, ardından üst üste yapılan seçimler sebebiyle de piyasaların ciddi manada olumsuz etkilendiğini ifade etti.
"İşçi maaşları artıyor ama fasonlar aynı"
10 sene önceki fason fiyatlarıyla şimdiki fason fiyatlarının aynı olduğunu belirten Yamadağ, "10 sene önce bir bady 50 kuruşa dikiliyordu ve bir makinacı 400 TL maaş alıyordu. Şimdi bir bady yine 50 kuruşa dikiliyor ama makinacı 3-4 bin TL maaş alıyor. Her şey pahalılaşıyor ama bizim fiyatlarımız hala aynı." dedi. (Nizamettin Aşkın-İLKHA)