Kurban kesmenin meşruiyeti kitap, sünnet ve icmâ-ı ümmet ile sabit olduğunu ifade eden DİVA-SEN Yönetim Kurulu Üyesi Musa Doğrusever, "Allah Teâlâ'nın Kur'ân-ı Kerîm'de 'Rabbin için namaz kıl ve kurban kes.', Hazreti Peygamber'in de 'İmkânı olup da kurban kesmeyen bizim namazgâhımıza yaklaşmasın' şeklindeki ifadeleri konunun önemini ortaya koymaktadır." dedi.

Kurban denilince akla ilk gelen Hazreti İbrahim'in, oğlu İsmail'i kurban etme imtihanından başarıyla çıktığı hadiseye vurgu yapan Doğrusever, daha sonra Peygamber Efendimiz ile Hazreti Aişe arasında geçen kurban dağıtma hadisini anlattı:

"Kurban, kelime manası olarak yakınlaşmak demektir. Hazreti Âdem'den günümüze taşınan bir ibadettir Kurban. Aslında samimiyettir, her şeyden önce bir teslimiyettir. Hazreti İsmail'in babasına olan teslimiyetini biz kurbanda görüyoruz. Hazreti İbrahim'in kurban keseceği vakit göstermiş olduğu samimiyeti görüyoruz ve Allah Resulü (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'nün kurbanla ilgili söylemiş olduğu hadis-i şerifleri vardır. Bunlardan biri de şu şekildedir: Âişe (r.anhâ)'den rivayet edildiğine göre, Resûl-i Ekrem'in ailesi bir koyun kesmişlerdi. Peygamber (s.a.v) Efendimiz bir ara "Ondan geriye ne kaldı?" diye sordu. Hz. Âişe: "Sadece bir kürek kemiği kaldı." cevabını verdi. Bunun üzerine Hz. Peygamber: "(Desene) bir kürek kemiği hariç, hepsi duruyor!" buyurdu. "

"Kurban kesmeyenler namazgâhımıza yaklaşmasın"

Özellikle bölgemizdeki Şafii Mezhebine bağlı Müslüman kardeşlerime söylemek istiyorum. Her Kurban Bayramı'nda imkânınız olduğu zaman mutlaka Allah için bir kurban kesin tavsiyesinde bulunan Doğrusever, şu hatırlatmada bulundu:

"Kurban ibadeti hem Kur'an hem de hadislerde sabit olan bir ibadettir. Peygamber Efendimiz Aleyhisselatu Vesselam hicretin 2'nci yılından vefat edinceye kadar her yıl kurban kesmiştir ve kurban kesmeyen Müslümanlarla ilgili "Kurban kesmeyenler namazgâhımıza yaklaşmasın" uyarısında bulunmuştur. Bu vesileyle kurban kesmeyen kardeşlerimizi kurban kesmeye davet ediyoruz."

"Kurban kesen Müslüman en güzel infak örneğini sergilemiş olacaktır"

Kurbanın sosyal boyutuna da değinen Doğrusever, "Kurbanın kesilip dağıtılmasıyla komşular ve akrabaların görülüp gözetilmesine, zengin ile fakir arasında güzel bir köprü kurulmasına yardımcı olduğu dikkat çekti.

Doğrusever, "Maalesef bölgemizde kurban kesmemeyle ilgili yanlış bir algı bulunmaktadır. Bu bölgenin ekseriyeti Şafii Mezhebine mensup kardeşlerimizden oluşuyor. Bu ibadetin sünnet olmasından dolayı isteyen kesebilir isteyen de kesmeyebilir anlayışına sahip bir düşünce oluşmuş. Hâlbuki kurban bir ibadettir. İmkânı olan kardeşlerimizin kurban kesme ibadetini yerine getirmesi gerekir. Kesilen kurban komşulara, ihtiyaç sahipleri ve akrabalarına dağıttığı zaman yıldan yıla evlerine et girmeyen kardeşlerimizi de bu sayede kurbanla tanıştırmış ve en güzel infak örneğini de sergilemiş olacaktır." ifadelerini kullandı.

"Kurban ibadeti için cüzi sayılacak bir miktarı vermeyi ihmal edebiliyoruz"

Dünyada birçok Müslümanın muhacir ve ıstırap içerisinde bulunduğuna ve kendi ihtiyaçlarımıza gelince hiçbir masraftan kaçınmadığımıza dikkat çeken Doğrusever, senede bir defa elimize geçen kurban kesme ibadetini fırsata çevirmemiz gerektiğini ifade etti.

Doğrusever, "Dünyanın birçok bölgesinde mağdur ve muhacir birçok kardeşimiz bulunmaktadır ve bu kardeşlerimiz büyük bir ıstırap içerisinde hayatlarını sürdürmektedirler. En azından kurban bayramını fırsat bilerek bu ibadeti yârine getirmeliyiz. Bizler evlerimizin bir dekoruna, bir iş yeri açtığımızda veya kiraladığımızda içerisinde yapacağımız değişikliklere, çocuğumuzun okuluna, dershanesine, düğününe milyarlarca lira harcayabiliyoruz ve bu bizim gözümüze hiç gelmiyor ama senede bir defe yapılan kurban ibadetine çok cüzi sayılacak bir miktarı vermeyi ihmal edebiliyoruz." dedi.

"Kardeşlerimiz kurban kesmeyi ihmal etmesinler"

Kurbanın sosyal boyutuna da değinen Doğrusever, "Bütün Müslüman kardeşlerimizin üzerine düşen bir vazife vardır. Bu ibadeti ihmal etmeyelim ve emin olunuz kurban eti girecek olan evlerdeki dualar bizlere büyük bir tesir olarak geri dönecektir. Bugün Diyanet İşleri Başkanlığının 135 ülkede böyle bir organizasyonu mevcut. Televizyon ekranlarından izlediğimiz kadarı ile hayatında etin tadını almamış çocuklara denk geliyoruz ve o eti tattıkları vakit yüzlerindeki, gözlerindeki mutluluğu görebiliyoruz. Bizler bir nebze olsun bu insanlara bu mutluluğu hissettirebilirsek en büyük mutluluk bizlere ait olacaktır. Onun için kardeşlerimiz kurban kesmeyi ihmal etmesinler." diye konuştu. (Murat Orhan-İLKHA)