DİYARBAKIR- Ekonomik büyümenin yanı sıra, iklim değişikliği, yüksek enerji fiyatları, küreselleşme ve hızlı kentleşmenin, gıda tüketimi ile üretimini etkilediğini belirten Doç. Dr. Fatma Çelik, \"Gıda fiyatlarındaki enflasyon 2008 yılındaki zirve seviyesinden önemli oranda aşağıya doğru düştü ve genel enflasyona katkısı azaldı\" dedi.

 

Gelişmekte olan birçok ülkede gıda fiyatlarındaki enflasyonun yüksek düzeyde seyrettiğini ve incelenen ülkelerin çoğunda hala genel enflasyon oranını geçtiğini söyleyen Fatma Çelik, şunları söyledi: \"Dünya tarımının karşı karşıya bulunduğu başlıca sorun; artan gıda, yem, yakıt ve lif talebini karşılamak için verimliliğin sürdürülebilir bir şekilde nasıl arttırılabileceğidir. Gelişmekte olan ülkeler, tarıma ayrılmış arazilerin ve üretkenliğin arttırılması için daha fazla potansiyele sahip olmaları sayesinde, 2021 yılına kadar global üretimin artmasında ana kaynak olacaklar. Gelişmekte olan ülkelerde yıllık üretim artışının ortalama yılda yüzde1.9, gelişmiş ülkelerde ise yüzde1.2 olması öngörülüyor.\"

 

Gezegenimiz üzerinde yaşayan insan sayısının 2021 yılına kadar 680 milyon artacağı, en hızlı büyüme oranlarının da Afrika ve Hindistan`da olacağının tahmin edildiğini kaydeden Çelik, \"Özellikle Hindistan ve Çin de artan gelirler ve kentleşme, beslenme rejimlerinde değişikliklere yol açarak, tüketim daha çok işlenmiş gıdalar, yağlar ve hayvansal proteine doğru kaymaktadır. Bu durum, kaliteli et ve süt ürünlerine talebi arttıracağı gibi, besi hayvanlarına yem için kaba taneliler ve yağlı tohumlara olan dolaylı talebi de arttırmaktadır.

 

Gıda kayıplarını ve atıklarını azaltmaya yönelik önlemler de artan talebin karşılanması ve tedarik zincirinde üretkenliğin arttırılmasında önemli bir yere sahiptir. Maalesef gıda arzı da çabuk yanıt vermeyen özelliğe sahiptir. Diğer bir ifade ile dünya piyasaları, fiyat değişikliklerine karşı çabuk yanıt verememektedir\" dedi.

 

Yüksek gıda fiyatlarının gıda güvenliği üzerinde de büyük bir tehdit oluşturduğuna dikkat çeken Çelik sözlerini şöyle sürdürdü: \"Bunlar gıdanın tüketilen miktarını ve kalitesini azaltmaktadır. Çünkü artan fiyatlar reel gelirleri azaltarak, açlık ve kötü beslenmenin yaygınlığı daha da kötüleştirebilir. Yüksek fiyatlarının etkisi, özellikle yoksulların üzerinde daha ağır hissedilir. Ülkelerde anaerkil ve/veya toprak sahibi olmayan hanelerde hane gelirinin %80 e varan oranı gıdaya ayrılmaktadır. Hızlı fiyat artışları sonucu bu hanelerde diyet çeşitlendirme eksikliği, sorunu daha da ağırlaştırmaktadır. Gıda fiyatlarındaki artışlara bağlı olarak tüketimdeki değişimler, ülkeden ülkeye ve tüketici gruplarına göre farklılık göstermektedir. Düşük gelirli ülkelerdeki tüketiciler, yüksek gelirli ülkelerdeki tüketicilerle karşılaştırıldıklarında değişen fiyatlara daha fazla tepki göstermektedirler.\" (Osman İçli-İLKHA)