Bircan, Mekke Din Hizmetleri Ataşelik Binası'nda, hac organizasyonuna ilişkin bilgi verdiği gazetecilerin sorularını yanıtladı.
Diyanet İşleri Başkanlığının hac organizasyonunun icrasının, Mekke-i Mükerreme'de ve Medine-i Münevvere'de gerçekleştirildiğini belirten Bircan, 2019 hac organizasyonu sürecinin geçen yılın son ayında başladığını söyledi.
Hacı adaylarına kesin kayıt işlemlerinin ardından il ve ilçe müftülüklerinde eğitim seminerleri verildiğini ifade eden Bircan, hacı adaylarına mihmandarlık yapacak 4 bine yakın din görevlisi, kafile başkanı, sağlık görevlisi, tercüman, değişik kalem ve unvanlardaki görevlilerin de eğitimini tamamladıktan sonra Mekke ve Medine'ye intikallerini başlattıklarını dile getirdi.
Sundukları hizmetlerin başında koordinasyon ve iskanın geldiğini aktaran Bircan, Mekke'de 5 bölge halinde Türk hacı adaylarının otellere yerleştirildiğini, yeme içme hizmetlerini de Türkiye'den gelen 150'ye yakın aşçı kadrosuyla Türk damak tadına uygun yemeklerin hazırlanması için oluşturdukları mutfakla verdiklerini söyledi. Bircan, mutfağın günlük kapasitesinin 70 bin kişiye kadar hizmet sunabilecek şekilde ayarlandığını, burada pişirilen yemeklerin hacı adaylarının konakladıkları otellere ulaştırıldığını bildirdi.
Sağlık hizmetlerine de büyük önem verdiklerini belirten Bircan, Mekke'de 120 yataklı hastaneleri bulunduğunu, ihtiyaç olması durumunda kapasiteyi 200 yatağa kadar çıkarabildiklerini anlattı. Bircan, Sağlık Bakanlığı ile yaptıkları koordinasyonla hastanede hemen hemen tüm branşlarda uzman doktor bulundurduklarını söyledi.
Remzi Bircan, hacı adaylarının Kabe'ye intikallerini, ring usulü 100 otobüsle gerçekleştirdiklerini açıkladı.
24 SAAT İRŞAT HİZMETİ
Fetva ve irşat ekibiyle de hizmet verdiklerini, hacı adaylarının dini konulardaki sorularının bu ekip tarafından cevaplandırıldığı ifade eden Bircan, 24 saatlik telefon hizmetiyle de hacı adaylarının kendilerine ulaşabildiğini aktardı.
Bu yılki organizasyonlarına ilişkin istatistiki bilgileri de paylaşan Bircan, hacı adaylarının yaş ortalamasının 60 olduğunu bildirdi.
MEKKE'DEKİ HACI ADAYI 75 BİNE YAKLAŞTI
Başkanlıkça Mekke'ye getirilen hacı adayı sayısının, bugün itibarıyla 47 bin 723 olduğunu, bu sayının şirketlerin getirdiği hacı adaylarıyla 75 bine yaklaştığını belirten Bircan, bu yıl hacı adaylarının yüzde 54'ünün kadın, yüzde 46'sının erkeklerden oluştuğunu ifade etti.
Bircan, en küçük hacı adayının kutsal topraklara anne babasıyla gelen 14 Mayıs 2019 doğumlu Ayşenaz Yıldırım, en yaşlı hacı adayının ise 1 Temmuz 1922 doğumlu 97 yaşındaki Fikriye Çam olduğunu aktardı.
Remzi Bircan, Türkiye'den ilk kafilenin kutsal topraklara geldiği 5 Temmuz'dan bu yana 17 Türk hacı adayının hayatını kaybettiğini; vefatlara kalp krizi, trafik kazası, doğal iklim şartları, zatürre ve yaşlılığa bağlı hastalıkların neden olduğunu bildirdi.
"ÇEVRECİ BİR HAC" PROJESİ
Bu yıl israf ve temizlik konusunda farkındalık oluşturmak için "Çevreci Hac" projesi oluşturduklarını anlatan Bircan, projeyle, gezilen kutsal mekanlarda ve konaklanan yerlerde temizlik ve israf konusuna dikkati çeken çalışmalar yaptıklarını söyledi.
Arafat'ta ilk kez 2016 yılında klimalı yüksek çadırların kurulmasını sağladıklarını belirten Bircan, "Bu yıl da çevreci ve israftan uzak bir hac yapmak için çalışmalarımıza devam ediyoruz." dedi.
Hacı adaylarını, Arafat'a 9 Ağustos Cuma günü saat 16.00'dan sonra çıkarmayı planladıklarını aktaran Bircan, "İnşallah Arafat vakfemizi de 10 Ağustos günü hep beraber Arafat Dağı'nın eteğinde, Diyanet İşleri Başkanımız Ali Erbaş'ın yapacağı dua ve konuşma ile hep beraber günahlarımızdan arınmış bir şekilde yapıp döneceğiz." diye konuştu.
GAZETECİLERİN SORULARI
Konuşmasının ardından gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bircan, "Hac için uzun yıllardır bekleyen vatandaşların durumuna ilişkin bir gelişme olup olmadığıyla" ilgili soru üzerine şunları söyledi:
"Türkiye'de hac için ön kaydını yaptıran yaklaşık 2 milyon 130 bin vatandaşımız şu an bekliyor. Suudi Arabistan'da Arafat ve Müzdelife'de mekanlar çok dar, fiziki şartların yetersizliği her ülke için bazen bu istenilen sayının getirilmesini engelliyor, hacı adayları belli bir kota çerçevesinde getiriliyor. 1989 yılında Ürdün'ün başkenti Amman'da alınan bir karar çerçevesinde ülke nüfuslarının binde biri oranında her ülke için kota tahsisi var. Ülkemizin nüfusu 80 milyon olduğu için bu yılki kotamız 80 bin ama vatandaşlarımızdan sürekli bu yönde bir talep geliyor. Burada bu hacı adaylarımızın belirlenmesi noktasında birkaç kriter var. Bazı ülkelerde sıra sistemi var, Malezya'da mesela. Hac için 30, 40, 50 yıl sonrasına sıra veriliyor. Hatta bu uygulamayı yerinde gördüm, bir Malezyalı kardeşimiz geldi, hac başvurusunda bulundu, kendisine 98 yıl sonrasına sıra verilmişti 2017 yılında. Bu bir yöntem, uygulanabilir mi, biraz zor."
KATSAYILI KURA SİSTEMİ
Türkiye'de "katsayılı kura" sistemi olduğunu ifade eden Bircan, sisteme ilişkin detayları şöyle aktardı:
"Vatandaşlarımızın beklemiş olduğu yıla göre katsayı uygulanıyor. Örneğin bir vatandaşımız 10 yıl beklemiş ise bunun katsayısı 10 çarpı 10 şeklinde 100 oluyor. Kurada ismi 100 defa dönüyor ama vatandaşımızın ilk yıl başvurusunda bir çarpı bir şeklinde katsayısı 1'dir. Bunun çıkma şansı çok çok düşüktür ama çıkabilir de. Çok bekleyene çok sık çıkma şansı oluyor. 2019 yılı verilerine baktığımızda en çok bekleyen vatandaşlarımızdan kurada çıkanların oranı yüzde 50'ye yakın. 9 yıllar yüzde 40, 30, 25 diye devam ediyor. Bu katsayılı kura sisteminde bekleyen vatandaşlarımıza çıkma imkanı daha çok sağlanıyor."
KONTENJANIN ARTIRILMASI İÇİN YAPILANALR
Hac kontenjanının artırılması için Suudi Arabistan Hac Bakanlığı'nın büyük gayreti olduğunu aktaran Bircan, "Altyapı hizmetleri ile Mekke Medine arasındaki ulaşım sistemlerini, hatta Mina'da katlı çadır sistemini kurmaya çalışıyorlar. Bunun için çalışma devam ediyor. O gerçekleştiğinde 2030 yılında bize verilen bilgiye göre bu sayı, geçen sene 2 milyon 700 bin insan gelmişti tüm dünyadan, ama 2030 yılında 5 milyon kadar hacı adayı getirme gibi bir hedefleri bulunmakta." diye konuştu.
Bircan, "Bizde de aynı oranda, 5 milyon geldiğinde ülkemize tanınan kota belki 80 bin değil de 200 bin, 300 bin, 500 bin olacak. Biz aynı sistemle vatandaşlarımızdan kura usulü alacağız, 2 milyonluk bekleyen sayısını azaltmaya çalışacağız." dedi.
Genel Müdür Remzi Bircan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Önemli bir gelişmeyi de paylaşayım, 80 binden bahsediyoruz. Buraya gelmeden önce temmuz başlarında, ülke nüfusumuzun 80 milyon olmadığını, resmi rakamlarını TÜİK'ten aldığımız verilerle Birleşmiş Milletler'den de teyidini yaptırarak Hac Bakanlığına sunuyoruz. 83 milyon olduğunu hedefleyerek kotamızın 83 bin şeklinde revize edilmesini talep ettik. İnşallah 2020 yılında, tabii temennimiz o, kesin değil, şu aşamada 3 bin kişilik daha fazla hacı adayı getirmek için çaba içerisindeyiz. Başkanlık olarak, ne kadar fazla hacımız gelirse biz o kadar mutlu oluruz. Onun için bütün gayretimizi, bütün resmi yazışmalarımızı yaparak bu konuda çaba sarf ediyoruz."
KLİMALI ÇADIRLAR
Arafat bölgesindeki klimalı çadırların geliştirilmesi konusundaki soru üzerine ise Bircan, şunları kaydetti:
"2015 yılına kadar eski usul bir çadır sistemiyle Arafat'ta hacılarımızın vakfesini sağlıyorduk. Maalesef bu kadar olmasa da sıcaklığın zirvede olduğu dönemlerdi, eylül ayı gibi. 2015'te Arafat'ta sadece 26 vatandaşımızı sıcaklar yüzünden kaybettik. Buranın yetkilileriyle de düşünerek 'Ne yaparız' diye kafa yorduk ve yüksek klimalı çadır sistemine geçtik. O yıl, 2016'da sadece Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarımız üzerinde uygulanan bir sistemdi. Bunu başardık. 2017'de bu bütün dünya ülkelerine şamil oldu. Geçen yıla kadar bu çadırlardaki, camilerde bulunan dolap tipi klimalardı. Hava çok sıcak, bu klimalar yetişmiyordu. Geçen sene sanayi tipi klimaya geçtik. Bu yıl da o klimalar yine devam edecek. Estetiğini düzelteceğiz bu sene."
Bircan'a, toplantıda, Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Ekrem Keleş de eşlik etti.