İslam'ın 5 şartından biri olan namazın, İslam dininin en önemli ibadeti olduğunun altını çizen Namaz Gönüllüleri Platformu Başkanı Araştırmacı-Yazar Abdullah Yıldız, Türkiye'de namaz kılanların sayısının oldukça düşük oranlarda kaldığını ve bu durumun ise çok üzücü olduğunu belirterek, "Namazsız bir Müslümanlık ve İslam düşünülemez." dedi.

Kur'an Nesli Platformu tarafından Türkiye'nin çeşitli bölgelerinde "Hayat Namazla Güzeldir" temasıyla düzenlenen programların önemine de dikkat çeken Yıldız, bu tür programların sayısının artırılması ve bu konuda Diyanet İşleri Başkanlığı başta olmak üzere namaz konusunda bir seferberliğin başlatılması gerektiğini belirtti.

Namaz kılanların sayısını arttırmada anne ve babalar ile topluma önemli görevler düştüğünü belirten Yıldız, özellikle ebeveynlerin çocuklarına örnek olması gerektiğini dile getirdi.

Namazın dinin direği, cennetin anahtarı olduğunu belirten Yıldız, Türkiye'deki Müslümanların yüzde 75'inin namaz kılmadığını, namaz kılan yüzde 70'inin de sabah namazına kalkmadığını ve namazı huşu içerisinde kılamadığına dikkat çekti.

Türkiye'de namaz konusunda yeterli bilinçlendirme ve bilgilendirmenin yapılmadığını belirten Yıldız, "İnsanımızın namaz kılması, namazla karşı olan tavrı maalesef istenilen düzeyde değil. Yani insanımız, 'Namaz kılmasam da olur, ben namaz kılmadan da cennete gidebilirim ve namaz kılmasam da kalbim temiz, ben namaz kılmıyorum ama namaz kılanlardan daha iyiyim.' gibisinden kendilerine göre bir takım mazereti ileri sürebiliyorlar. Aslında bu konuda insanımızı ve halkımızı suçlamak bizim işimiz değil. Hastalığı tespit etmek lazım. Bu nereden kaynaklanıyor? Namazı gereği gibi ve gerçekten insanımızın sevebileceği tarzda öğretmiyoruz, anlatmıyoruz ve bununla ilgili gerekli programlar, yönlendirmeler yapamıyoruz." dedi.

"Namazsız bir Müslümanlık ve İslam düşünülemez"

İslam'da, imandan sonra ilk hakikatin ve ilk farzın namaz olduğuna dikkat çeken Yıldız, İbrahim Süresi 31'inci ayete atıfta bulunarak, "İman ve ardından namaz emrediliyor. Hazreti İsa (Aleyhisselam) henüz annesinin kucağında iken mucize olarak konuşur. İlk cümlesinde, 'Rabbim beni Peygamber seçti, kitap ve hikmet verdi, yaşadığım sürece namaz kılmamı, zekat vermemi, anneme de saygılı olmamı öğretti.' şeklinde konuşur. Hazreti Musa'ya (Aleyhisselam) mukaddes Tuva Vadisi'nde Rabbimiz Peygamberlik verir. İlk talimatı, 'Ben Allah'ım, benden başka bir ilah tanımayacaksın, bana kulluk edeceksin ve beni hatırlamak için namaz kılacaksın.' diyor. Peygamber Efendimiz (Aleyhisselam)'e de Kadir Gecesi'nden sonra gelen ilk emir ve ertesi günün sabahında Cebrail (Aleyhisselam)'ın ilk öğrettiği ibadet namazdır. Namaz bütün Peygamberler döneminde vardır. Dolayısıyla da namazsız bir Müslümanlık, namazsız bir İslam düşünülemez." ifadelerini kullandı.

Namazın cennetin anahtarı olduğunu vurgulayan Yıldız, "Namazın olmazsa olmazını anlatırken sadece 'Namaz kılmayan cehenneme girer.' demekle yetinmemeliyiz. Evet, Kur'an-ı Kerim'de Müddessir suresi 41-42'inci ayetlerinde geçtiği gibi cehennemde yanmakta olanlara sorulacak, 'Siz neden buradasınız? Biz namaz kılanlardan değildik.' diye cevap verecekler. Dolayısıyla cennetin anahtarı namazdır. Cennetin kapısını ancak namaz ile açabiliriz. Namaz huzur kaynağıdır, namaz günde 5 defa Rabbimiz ile buluşma saatidir. Halimizi, sıkıntılarımızı ve derdimizi Allah'a açma vesilesidir. Namaz, Rabbimize yaratılışta söz verdiğimiz bir randevudur. Kendimiz için, günde 5 defa bu randevuya gitmek durumundayız. Çünkü Allah'ın bizim namazımıza ihtiyacı yok. İnsanların hiçbiri namaz kılmasa -bütün kâinat Allah'ı tespih ediyor zaten- bir o kadar daha insan Allah için ibadette bulunmasa Allah'ın gücüne, kudretine hiçbir zarar veremezler ama biz kaybederiz." şeklinde konuştu.

 "Aile, okul ve cami üçgeninin çok iyi kurulması lazım"

"Ey Muhammed! Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayâsızlıktan ve kötülükten alıkoyar. Allah'ı anmak olan namaz elbette en büyük ibadettir. Allah, yaptıklarınızı biliyor." şeklindeki Ankebût Suresi'nin 45'inci ayetine atıfta bulunan Yıldız, şunları söyledi:

"İlmi, sosyolojik ve akademik olarak yapılan tüm araştırmalarda bu gerçeği ortaya koyuyor. Gerçekten güzelce dosdoğru namaz kılan bir toplumda suç oranı son derece düşüktür. Namaz kılmayan veya namazın terk edildiği toplumlarda, namazı önemsemeyen insanlar; kötülüklere, haramlara her an düşebilirler. Demek ki bu ülkede namaz yaygınlaştırılsa kötülüklerden 'Eser kalmayacaktır.' demeyelim ama kötülükler en az seviyeye inecektir. Bu manada ülkemizde aile, okul ve cami üçgeninin çok iyi kurulması lazım. Anne ve babalar bizatihi kendileri Kur'an-ı Kerim'de emredildiği üzere namazı çocuklarına, ailesine emretmelidir. Çocuklar anne ve babalarını, kendi büyüklerini, devlet adamlarını, sanatçıları, edebiyatçıları ve öğretmenleri namaz kılarken görürlerse o çocuklar da namaz kılarlar. Ama 'Bu çağda namaz kılmak gençlere ayıp, namaz kılıyorsunuz ama yaşınız ilerlesin sonra namaz kılarsınız.' türünden mahalle baskılarıyla, gençliği binbir türlü sosyal medya, televizyon, internet ve buna benzer şeylerle namazdan alıkoymak için her türlü şehevi ve nefsanî arzular kamçılanıyorsa namaz kılma oranı da elbette düşer."

"Topyekûn namaz seferberliği başlatmalıyız"

Meryem Suresi 58'inci ayete atıfta bulunan Yıldız, Türkiye'de 5 vakit namaz kılma oranının yüzde 25 olduğunu belirterek, son olarak şunları kaydetti:

"Türkiye Müslümanlarının yüzde 75'i, 5 vakit namaz kılmıyor, yüzde 60-70'i de sadece cuma namazı kılıyor, yüzde 90-95'i bayram namazı kılıyor ve namaz kılan yüzde 25'in de yüzde 70'i sabah namazına kalkamıyor, kıldıkları namazdan bir zevk alamıyorlar. Eğer Türkiye'de topyekûn bir namaz seferberliği başlatmazsak, Diyanet İşleri Başkanlığımız, TRT, Milli Eğitim Bakanlığımız, Gençlik ve Spor Bakanlığımız ile Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığımız, sivil toplum kuruluşlarımız, ilahiyatçılarımız ve imam hatiplerimiz bütün İslami camialar, yöneten ve yönetilen herkes namaz konusunda ortak bir çalışma başlatmazsak Allah bize neden yardım etsin? Allah-u Teâlâ, 'Benden namaz ve sabır ile yardım isteyin.' diyor. Biz bu şartları yerine getirirsek Allah'ın yardımı gelir ve Allah'ın izniyle Türkiye Müslümanları ve dünya Müslümanları tarihin nesnesi olmaktan çıkar, öznesi haline gelirler. Çünkü Allah'ın yardımı gelirse bize kimse galip gelemez. Bunun şartı da elbette namaz kılmaktır, Kur'an ahlakına ve İslam'ın hayat ilkelerini bütün hayatımızın alanlarına hâkim kılmaya bağlıdır. Rabbim bizlere; namaza ve Allah'ın kitabı Kur'an-ı Kerim'e ve Peygamber Efendimiz (Aleyhisselam)'in sünnetine gereği gibi değer veren ve hayatına hâkim kılan Müslümanlar olmayı nasip eylesin." temennisinde bulundu. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)