Gaziantep'te yaşayan 40 yaşındaki Hasan İsti, halk arasında "tavuk karası" ve "gece körlüğü" olarak da bilinen hastalığı nedeniyle 10 yıl önce görme yetisini tamamen kaybetti. Görme yetisini kaybettiği için çalışamayan, aldığı 580 TL maaş ve komşuları ile çevresinin verdiği yardımlarla geçinmeye çalışan İsti, maddi imkânsızlıklar içinde hayata tutunmaya çalışıyor.

Şehitkamil ilçesi Eyüp Sultan Mahallesi'nde bir gecekondunun üst katındaki iki odalı kapı ve pencereleri kırık, bazı pencereleri de naylon ile kapatılan derme çatma evde çok zor şartlar altında yaşam mücadelesi veren İsti ailesinin dramı yürekleri burkuyor.

Yaşadığı maddi zorlukları aşabilmek için kendilerine uzanacak bir yardım ve şefkat elini bekleyen İsti, tek isteğinin çocuklarını görebilmek ve onları daha sağlıklı bir evde büyütmek olduğunu söyledi.

Doğuştan "tavuk karası" hastası olduğunu ve 10 yıl önce de görme yetisini tamamen kaybettiğini dile getiren İsti, "Doğuştan beri gözlerimde 'tavuk karası' var. Göz tansiyonum yükseldi ve görme yetisini tamamen kaybettim. Daha önceleri tek başıma yürüyebiliyordum ve biraz da olsa kendi imkanlarımla gezebiliyordum. Ama şimdi yardım almadan hiçbir şey yapamıyorum. Hiç kimseyi de göremiyorum. Evin içerisinden çıkamıyorum ve sürekli evde oturuyorum. Bir yere gittiğim zaman da ancak eşimin, komşularımın veya tanıdıklarımın yardımıyla gidebiliyorum. Yoksa tek başıma hiç evden çıkamam." dedi.

"Maddi imkânsızlıklar içinde hayata tutunmaya çalışıyorum"

Görme yetisini tamamen kaybettiği için çalışamadığını, aldığı 580 TL maaş ve komşuları ile çevresinin verdiği yardımlarla geçinmeye çalıştığını belirten İsti, "Maddi imkânsızlıklar içinde hayata tutunmaya çalışıyorum. Komşuların ve çevremizin yardımıyla geçiniyoruz. Herhangi bir gelirim de yoktur. Sadece 580 TL bir destek alıyorum. Bu para ile ancak temel ihtiyaçlarımızı yetiştirmeye çalışıyoruz. Durumum ortadadır, bir yere gittiğim yoktur. Sürekli ev içerisinde çocuklarla birlikte oturuyorum. Eşim bana ve iki çocuğuma bakıyor. Yani anlayacağınız zor durumdayız. Başkaca bir gelirimiz yoktur." ifadelerini kullandı.

"Komşularımızın yardımıyla geçiniyoruz"

Adeta harabeyi andıran evde 2 çocuğu ve eşiyle birlikte hayata tutunmaya çalıştıklarını söyleyen İsti, "Ev bizim değil, bizden kira almıyorlar ama bu evi satacaklar. Biz de ne yapacağımızı bilmiyoruz. Allah büyüktür. Komşularımız bize bir şeyler verirse yiyeceğimiz oluyor, yoksa da hiç yok. Akşamları da bir tabak yemek veriyorlar, çocuklara yiyecek veriyorlar. Yani komşularımızın yardımıyla geçiniyoruz." diye konuştu.

"Bu şartlarda oturmak zor oluyor ama yapacak bir şey yok"

Ailesini geçindirebilmek için evde bakım maaşından faydalanmak istediğini ancak raporunun yüzde 85 ve yatalak olmadığı için bu maaştan faydalanamadığını aktaran İsti, "Yetkililere durumumu bildirdim ve evde bakım parası istedim. Bu parayı yatalak olanlara verdiklerini söylediler. Raporum da yüzde 85 olmadığı için evde bakım parası alamıyorum. Belediyenin gıda mağazası vardı, 3 ayda bir bize 5'er kilo gıda yardımında bulunuyorlardı. Şimdi ise bazen senede bir bazen de 3 ayda bir ve 2,5 kilo olarak bir yardım veriyorlar. Bunun dışında başka bir gıda gelirimiz yok. Bir de kışın kömür yardımı alıyoruz. Kışın ev çok soğuk oluyor. Çünkü kapı ve pencere yok. Bu şekilde ve bu şartlarda oturmak zor oluyor ama yapacak bir şey yok." çaresizliğini dile getirdi.

"Doktorlar bu hastalığa çare olmadığını söylediler"

Hastalığının tedavisinin olmadığını belirten İsti, "Doğuştan beri gözlerimde 'tavuk karası' vardı. Gittikçe gözlerim daha çok zarar gördü. Bir gözüm tamamen görmüyor, tedavi oldum ve gözümün tansiyonu yükseldi, ameliyat oldum ama değişen bir durum olmadı. Yani bir çare bulamadım. Diğer gözüm de yüzde bir görüyor. Bu hastalığın tedavisi yoktur. Olsa bile tedavi olacak imkânım da yok. Doktorlar da zaten bu hastalığa çare olmadığını söylediler." şeklinde konuştu.

"Sadece çocuklarım için yardım istiyorum"

Çok zor şartlar altında yaşadıklarını belirten İsti, "Benim sadece çocuklarıma yardım etsinler, başka bir şey istemiyorum. Çünkü çocuklar her şeyi istiyorlar, onlar da zor durumdalar. Yetkililerden çocuklarım için yardım istiyorum. Sadece çocuklarıma yardım etsinler. Düzensiz bir evde oturuyoruz. Merdivenler tehlikeli, çocuklar düşer diye korkuyorum. Çocuklarım için yetkililerden yardım istiyorum. Yazın olmasına rağmen buzdolabımız, aklı başında kıyafetimiz ve yiyeceğimiz yok. Çocuklar sürekli süt istiyorlar, hasta oluyorlar. Hastaneye götürülmeleri zor oluyor. Görme engelli olduğum için çocuklarıma yardımcı olamıyorum." diye konuştu.

Paylaş İnsani Yardım Derneği Genel Başkan Yardımcısı Celalettin İncioğlu da İsti ailesinin durumunun içler acısı olduğunu belirterek, şunları söyledi:

"Kardeşlerimiz aileyi daha önceden ziyaret ettiler. Ailenin durumunun çok kötü ve içler acısı olduğunu gördük. Çocuklar kuru yerde uyuyorlar. Mutfağa girdik, buzdolabı, tüp ve ocakları yok. Ağustos ayının içersindeyiz, bu durumdalar. Evin pencereleri ve kapıları naylon ile kapatılmış. Çocuklarının kıyafetleri yok. Yine çocukların süt, bez ve diğer ihtiyaçları düzenli olarak karşılanamıyor. Ailenin acil ihtiyaçlarını inşallah karşılamaya çalışacağız. Fakat bizim imkânlarımız sınırlı ve bu ev oturulacak durumda değil. Hayırseverlerden ve yetkililerden bu aile için yardım bekliyoruz." (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)