Hüseyin Kaya / Doğruhaber
CHP'de bugünlerde işler karışık. İzmir'in Karaburun ilçesi Belediye Başkanı İlkay Girgin Erdoğan’ın, maaşının yanı sıra belediye şirketinden de maaş alması ve Torbalı Belediye Başkanı Ramazan İsmail Uygur’un oğlunu belediye şirketinde yüksek maaşla görevlendirmesi gündemden düşmüyor.
Aslında sorun seçimden hemen sonra kendini gösterdi.
Bolu belediye başkanı daha göreve başlar başlamaz, bazı işçileri işten çıkardı, Suriyelilere ekmek vermemekten söz etti.
Sonra diğer belediyelerde işten çıkarmalar ve sürgünler gündeme geldi.
Bunlar fazla dikkati çekmedi. Hatta CHP işten çıkarmalara cevap verme ihtiyacı bile hissetmedi. Ne de olsa bu memlekette herkes “Adalet”i sadece kendisi için istiyordu.
Ama başkanların belediye iştiraklerinden ekstra maaş alması, henüz üniversiteyi bitirmemiş başkan çocuğunun önemli göreve atanması kamuoyunu rahatsız etti ve CHP yönetimini harekete geçirdi.
CHP grup başkanvekili Özgür Özel şunları söyledi:
“CHP olarak yerel yöneticilerin birinci derece yakınlarının belediye ve iştiraklerinde görevlendirilmemesi, kendilerinin herhangi bir ikinci maaş ve ödeme alamamaları konusunda kanun teklifi hazırlıyoruz. Meclis Başkanlığı’na sunacağız. Bu kanun teklifini AK Parti ve küçük ortağının nasıl değerlendireceğini göreceğiz. Gelin kanuna koyalım, hiçbirimiz yapamayalım. Bunun ikinci derece yakınlarını da kapsayacak olmasını düşünüyoruz.”
Bence AK parti bu teklifi şöyle bir eklemede bulunarak kabul etsin: Yerel yöneticilerin birinci ve ikinci derece yakınları belediye ihalelerine de katılmasınlar!
Buna elbette AK Parti içindeki müteaahitler de karşı çıkar; ama CHP’de kazan kaldırma süreci başlar.
Yani olacak şey mi?
Bu kadar zaman sonra yerel yönetimlerde birçok yer kazanılmış durumda, bundan faydalanılmasın mı?
Belediyelerde para artmış, imkanlar büyümüş, devasa projeler gündeme gelmişken…
Akraba, eş-dost bundan faydalanmayacaksa yerel yönetimlerde durmanın anlamı var mı?
Hatay Büyükşehir belediye başkanı Lütfü Savaş, kardeşlerini belediyede önemli yerlere getirmiş, bu da ortaya çıkınca “Ben liyakati esas aldım” demiş.
Oğlunu göreve getiren de “Güvenilir bir kimseyi bulamadım” demişti.
Şimdilik geri adım atılmış gibi görünüyor; ama itirazlar kısa sürede başlar.
Bu da dalga dalga büyüyecek.
CHP genel merkezi bunun karşısında duramaz.
Nihayetinde yapacağı tavsiye şu olur: Bir şey yaptığınızda hissettirmeden yapın!
Ya da “takas” gibi bir şeyler geliştirin.
Mesela Antalya ve Mersin belediyeleri arasında “akraba takası” yapılırsa her iki belediye başkanına da kimse “Akrabanı önemli göreve getirdin” diyemez.
Liyakat ve güven sorunu da aşılmış olur.
Zaten sızan bilgilere göre Kılıçdaroğlu da belediyelere “1 yıl süreyle” yakınların yerleştirilmemesini istemiş.
Topu topu sekiz ay kaldı şunun şurasında.