Bakanlıktan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
Bakan Akar, tarafından görüşmede;
- Türkiye’nin ABD’den beklentisinin terör örgütü PKK / YPG’ye desteğini tamamen sonlandırması olduğu,
- Türkiye’nin güneyinde bir terör koridoru kurulmasına izin verilmeyeceği,
- Türkiye’nin sadece kendi ülkesi ve milletinin güvenlik ve emniyetini değil, aynı zamanda bölgede yaşayan Kürtler, Araplar, Asuriler, Hristiyanlar ve Yezidiler gibi diğer dini ve etnik grupların da güvenlik ve emniyetini istediği ifade edilmiştir.
Suriye’nin kuzeyinde kurulması planlanan Güvenli Bölgeye ilişkin olarak;
- Türkiye’nin Güvenli Bölgede kontrolü sağlayabilecek tek uygun, yeterli ve yetenekli güç olduğu,
- Güvenli Bölgede yer alan YPG / PKK’nın tüm silahlarının toplanması,
- PKK / YPG’nin Güvenli Bölgeden tamamen çıkarılması,
- Güvenli Bölgenin, daha önce birçok kez açıkladığımız sebeplerden ötürü, 30-40 km. derinliğinde olması,
- PKK / YPG’nin bölgede yaptığı tüm tünel, mevzi ve tahkimatların imha edilmesi,
- Güvenli Bölgenin ABD ile koordineli bir şekilde Türkiye tarafından kontrol edilmesi kriterlerine göre oluşturulması gerektiği dile getirilmiştir.
Sayın Cumhurbaşkanımızın da 26 Temmuz 2019 tarihinde ifade ettiği gibi, ABD ile ortak bir noktada buluşamazsak Güvenli Bölgeyi tek başımıza oluşturmak zorunda kalacağımız ifade edilmiştir.
F-35 programı ile ilgili olarak ise; Bakan Akar tarafından, Türkiye’nin, projenin sadece müşterisi değil, aynı zamanda yatırımcısı ve üretim ortağı olduğu,F-35 projesinin kendi yolunda ilerlemesi gerektiği bir kez daha hatırlatılmıştır.
Bakan Akar, Esper’in Savunma Bakanlığının onaylanması nedeniyle kendisini tebrik etti.