Gelişen bilişim teknolojileriyle birlikte başlayan dijital dönüşüm, her alanda olduğu gibi ithalat, ihracat ve ticaret faaliyetlerini etkilemiştir. Bu etkinin katlanarak başka alanlara da sıçradığını gördüğümüzden, bazı kavramlar birbirinin içerisine geçmiştir ve bazıları da karıştırılmaktadır. Özellikle son dönemin popüler sektörü olan e-ticaret, sıklıkla e-ihracat ile karıştırılmaktadır. Bunun sebebi ikisinin de ticari faaliyetler olmasından kaynaklanmaktadır. Bunun yanında e-ticaretin yurt dışı ayağı olan e-ihracatın öneminden de bahsetmek gerekir. Lojistik süreçlerin farklılığından oluşan bu ayrım önemlidir.
E-ticaret
E-ticaret, internet siteleri üzerinden alım, satım, ikinci el eşya ve hatta temel gıda maddelerinin alımına olanak sağlayan yapıdır. Sektör, giderek daha fazla firmanın e-ticarete yönelmesiyle Türkiye’nin artan dolar kuru ve yükselen enflasyonla mücadele ettiği 2018’de yüzde 42’lik bir büyümeye imza attı. Geçen yıl online alışverişe 59.9 milyar TL harcanırken, en hızlı büyüyen alan ise uçak biletlerinin sırtladığı tatil ve seyahat oldu... Dijital dönüşümle ve iletişim yöntemlerinin de artmasıyla birlikte kanallar da çoğalmaktadır. E-ticaret genel olarak son veya bireysel kullanıcı (B2C veya C2C) üzerine yoğunlaşan bir yapıdır.
E-ihracat
E-ticaret ülkemizde genel olarak yurtiçinde gerçekleştirilirken, kimi firma da yalnızca veya ağırlıklı olarak yurt dışına satış yapmaktadır. E ihracat yurtdışına satış yapan e-ticaret sitelerine verilen isimlerden birisidir. Genel olarak şirketlere ve kurumlara (B2B) yönelik çalışan bu firmalar, ülkelerin gümrük mevzuatlarını bilerek çalışmaktadır. Elektronik Ticaret Gümrük Beyanı (ETGB) teşviki sayesinde KDV’siz olarak 7.500 Euro’yu ve 150 kilogramı aşmayan ihraç ürünlerine “mikro ihracat” denilmektedir. E-ticaret siteleri için e-ihracat oldukça önemlidir ve geleneksel satış yöntemlerinden çok daha hızlı biçimde e ihracat ile verim alınmakta; girişimler büyümekte ve döviz bazlı ciro hacmi artmaktadır.