Muhsin Şenol-DOĞRUHABER
Uyuşturucuyla mücadelede kararlılık şart TEDAVİ MERKEZLERİ YETERSİZ
Uyuşturucuyla mücadele kapsamında her yıl binlerce operasyon yapılıyor ve binlerce ton uyuşturucu madde ele geçiriliyor. Bağımlılıkla mücadelede yapılan operasyonlar kadar tedavi merkezleri de önem arz ediyor. Sadece İstanbul’da 200 bin uyuşturucu bağımlısı olduğunu söyleyen Temiz Toplum Derneği Bakanı Bilal Ay, tedavi merkezlerinin az olduğunu ifade ediyor. Ay, “AMATEM’lerdeki yatak kapasitesi 1062. Randevu almak isteseniz 2-3 aydan önce verilemiyor” dedi.
“ZEHİR TACİRLERİ AKLA HAYALE GELMEDİK YÖNTEMLERLE UYUŞTURUCU PAZARLIYOR”
Madde kullanım yaşının giderek düştüğünü belirten Ay, “Birkaç sene önce 16 yaşından bahsederken bugün bu rakam üzülerek ifade edeyim ki 8’e kadar düşmüş durumda. İnanması güç belki ama 7 yaşında bile vakalara rastlıyoruz. Atılan her adım çok kıymetli ama bizim kaybedecek tek bir gencimiz dahi yok. Sadece okul önlerinde yapılan denetimlerle bu işin önünü almak mümkün değil. Zehir tacirlerinin akla hayale gelmedik yöntemlerle uyuşturucu pazarladıklarını biliyoruz. Zayıflatır yalanıyla, sivilceleri geçirir yalanıyla gençleri kandırıyorlar. Bunu da sadece okul önlerinde yapmıyorlar. Gençlerimizin en yakın dedikleri, güvendikleri arkadaşları dahi yapıyor. Çünkü bir genç bağımlı olduysa ve ekonomik geliri yoksa önüne iki seçenek çıkıyor. Ya hırsızlık yapacak ya da uyuşturucu pazarlayacak. Ayrıca şunu da belirtmek istiyorum. Uyuşturucuya başlayan gençlerin yarısı bunu okulda değil kendi odalarında yapıyor. Bu noktaya da özellikle dikkat çekmek istiyorum uyuşturucu internetten bile pazarlanıyor. Tabiri caizse torbacılar gençlerimizin ceplerine girmiş durumda.” ifadelerini kullandı.
“REHABİLİTASYON KÖYLERİ KURULMALI”
Tedavi merkezlerinin azlığına vurgu yapan Ay, şöyle devam etti: “Bugün sadece İstanbul’da uyuşturucuya bulaşmış kişi sayısının 500 bin, bağımlı sayısının ise 200 bin olduğunu öngörüyoruz. Ülkemizde tedaviye başlama yaşı 11’e kadar düşmüş durumda. Buna karşın AMATEM’lerdeki (Alkol ve Madde Tedavi Merkezleri) yatak kapasitesi 1062. Randevu almak isteseniz 2-3 aydan önce verilemiyor. Çocuklara yönelik hizmet veren ÇEMATEM’lerde (Çocuk ve Ergen Madde Bağımlılığı Tedavi Merkezi) ise bu rakam sadece 100. Üstelik AMATEM’lere uyuşturucu girdiği bilgisi herkesin bildiği bir gerçek. Türkiye’de tedavide başarı oranı ise sadece ve sadece yüzde 1,5. Tedavi sonrası rehabilitasyon aşaması ise hiç yok. Türkiye’de hızla rehabilitasyon köylerinin kurulması gerekiyor. En azından 7 bölgede 7 merkez ile bu işe başlanmalı. Bakın, ülkemizde tedavi olanların yarısından biraz fazlası yeniden tedavi için başvuru yapıyor. Bu da rehabilitasyon aşamasının önemini bir kez daha gözler önüne seriyor.”
“ÜZERİMİZE BOMBA YAĞMASIYLA SOKAKLARDA UYUŞTURUCU SATILMASI ARASINDA FARK YOK”
Sivil Toplum Kuruluşlarının ve devletin birlikte hareket etmesi gerektiğine değinen Ay, “Bu konuda her kim ne adım atarsa takdire şayandır diye düşünüyoruz. Öncelikle bunu belirtmek isterim. Bunun hemen akabinde evet bu konuda atılan adımlar var. Devletin adımları var. STK’ların çalışmaları var. Koordineli çalışmalar var ancak yeterli değil maalesef. Biz, Temiz Toplum Derneği olarak tek bir insanımızın dahi uyuşturucuya kurban edilmemesi gerektiğini düşünüyoruz. Ortada bir sorun varsa ve bu sorun maalesef büyüyorsa, kimsenin attığı adım yeterli değildir. Ülkemiz eskiden uyuşturucunun transit geçtiği bir ülkeydi. Ancak artık genç nüfusu sebebiyle tüketim ülkesi haline geldi. Ben buradan tüm topluma seslenmek istiyorum. İstisnasız herkes elini taşın altına koymalı. Üzerimize bomba yağmasıyla, sokaklarımızda uyuşturucu maddelerin dolaşması arasında fark yok.” şeklinde konuştu.
“AİLELER ÇOCUKLARINI GÖZETİM ALTINDA TUTMALI”
Uyuşturucuyla mücadelede ailelere büyük pay düştüğünü ifade eden Ay, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün uyuşturucudan ölüm yaşı 14’e kadar düştü ise bu noktada da atılması gereken adımlar var demektir. Ailelere düşen en büyük görev çocuklarıyla ilgilenmeleri. Onlara sarılmaları. Hayatlarından haberdar olmaları. Evlatlarını sıkboğaz etmeden gözetim altında tutmaları. Ancak bugün maalesef aile içinde bile kimsenin kimseden haberi yok. Herkes akşam eve geliyor. Kimi dizi izliyor. Kimi cep telefonunda. Aileler akşam yemeklerinde dahi bir araya gelemiyor. Biz dernek olarak sofra hareketi başlattık. Herkes en azından akşam yemeklerinde bir arada olsun. Böyle olursa ebeveynler çocuklarında bir problem var mı? Kötü bir koku var mı? Bir değişiklik var mı? Farkına varabilirler. Yoksa başta da ifade ettiğim gibi gençlerimizin yarısı uyuşturucu ile kendi odalarında tanışıyor.”
BONZAİ KULLANIMI HÂLÂ YAYGIN
Bir süre önce sıkça gündeme gelen Bonzai kullanımı ile ilgili de çarpıcı bilgiler veren Temiz Toplum Derneği Başkanı Bilal Ay, “Haberler daha çok gündeme göre şekil alır. Bu konuda yapılan haberlerin azalması madde kullanımının azalması manasını taşımıyor. Yine birkaç rakam vermek istiyorum. 2015’te uyuşturucu olayı sayısı 73 bin iken bunun 11 bini sentetik kannabionid dediğimiz, kamuoyunda bonzai olarak bilinen uyuşturucu ile ilgiliydi. Bu rakamlar 2017’de 118 bine 24 bin olarak gerçekleşiyor. Hem toplam olay sayısında bir artış söz konusu hem de bonzainin oranında bir artış söz konusu. 2015’te toplam uyuşturucu olayı arasındaki oranı yüzde 15 iken bu rakam 2017’de yüzde 20’ye çıkıyor.” ifadelerini kullandı.
2017’DE 941 KİŞİ UYUŞTURUCUDAN ÖLDÜ
Uyuşturucudan ölenlerle ilgili istatistik bilgi veren Ay, “Resmi kayıtlara geçmeyenlere dair bir veri bilemiyoruz ama resmi rakamlar dahi ürkütücü. 2011 yılında 105 kişi uyuşturucu sebebiyle hayatını kaybetmiş. Bu rakam 2017’de 941’e yükseliyor. Yani ortalama her gün 3 insanımızı uyuşturucuya kurban veriyoruz. Ayrıca az önceki sorunuzla bağıntılı olarak ifade etmiş olayım 2017’deki 941 ölümün 564’ü, yani yüzde 60’ı bonzaiden.” şeklinde konuştu.
“GENÇLERİMİZİ BATAKLIKTAN KURTARMAYA GAYRET EDECEĞİZ”
Dernek olarak yaptıkları çalışmalardan söz eden Ay sözlerini şöyle noktaladı: “Biz Temiz Toplum Derneği olarak, bugüne kadar uyuşturucuya hiç bulaşmamış insanlarımıza yönelik çalışmalar yürüttük. Nereye çağırılırsak gitmeye gayret ettik. Yakın zamanda da artık tedavi aşaması ile ilgili bir adım atmak istiyoruz. Şu an çalışmalarımız sürüyor. Bu çalışmalar tamamlandığında, tedavi merkezleri ile işbirliği yaparak gençlerimizi bu bataklıktan kurtarmaya gayret edeceğiz. Biz dernek olarak, hem evlatlarımızı bu işten vazgeçirerek uyuşturucuya yeni kurbanlar vermemek hem de onları da kurtarabilmek adına “Islah ve Rehabilitasyon Merkezleri” kurulmasını talep ediyoruz. Uyuşturucu satıcılarının yeniden zehir tacirliği yapmamaları için cezalarının bir kısmını buralarda geçirmeleri gerektiğini düşünüyoruz.”