Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve İller Bankası A.Ş. tarafından düzenlenen "Cami Tasarımı Fikir Yarışması Ödül Töreni", Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş ve Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum'un katılımıyla Ankara'da yapıldı.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş ve Bakan Kurum ödül töreni öncesi yarışmacıların cami tasarımlarının yer aldığı sergiyi gezdi.
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Konferans Salonu'nda düzenlenen törende konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, "Tarihten günümüze, sevginin, bilginin ve birliğin merkezi camiler inşa ederek; sanat ve estetiğin mezc edildiği şehirler kurarak; hak ve hukukun, ahlak ve erdemin, paylaşma ve kaynaşmanın teminatı olan bir medeniyete katkı sunan herkesten Allah razı olsun." dedi.
Erbaş, yarışmanın yapılmasından ve ödül törenine şahitlik etmekten duyduğu mutluluğu dile getirerek, "Emeği geçen, katkı sunan herkese şükranlarımı arz ediyorum. 2018 yılı Ağustos ayında Diyanet İşleri Başkanlığımız, beraber yürüttüğümüz cami mimarisi ve tasarımı çalışmaları kapsamında Çevre ve Şehircilik Bakanlığımızla böyle bir yarışma düzenlenirse çok iyi olacağı müzakere edilmişti. Aynı yılın yani 2018'in sonunda başlayan sürecin tamamlanması ve ödül törenine gelinmesi bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir." diye konuştu.
İslam'da hayatın, şehrin ve medeniyetin merkezinde caminin olduğuna vurgu yapan Erbaş, "Bireyin inanç dünyasından toplumsal ilişkilere, kulluk ve sorumluluk bilincinin oluşmasından hukukun inşasına, eğitimden sanata, aileden çevreyle ilişkilere, hayatın bütün alanlarına yönelik değerlerin ruh köklerinin birleştiği mekânlardır camiler." ifadelerini kullandı.
Erbaş, Hazreti Peygamberin hicret yolundayken, ilk fırsatta Kuba'da bir mescid, ardından da Medine'de Mescid-i Nebi'yi inşa ederek orada İslam'ın en güzide topluluğu olan sahabe nesli yetiştirdiğini hatırlatarak, "Camilerimiz sadece ibadet yapılan, namaz kılmak için açılıp kapatılan yerler değil, içinde ilim, irfan, bilgi, hikmetin öğretildiği eğitim kurumları olarak değerlendirilmesi gerekiyor. Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 90 bin camimizde, cami dersleriyle, Kur'an öğretimiyle, yaz ve hafta sonu düzenlenen Kur'an kurslarında bu fonksiyonu yerine getirmeye çalışıyoruz." şeklinde konuştu.
"Caminin bireye kazandırdığı; adalet, merhamet, yardımlaşma gibi değerler şehrin huzuruna ve güvenine yansımıştır"
İslam tarihi boyunca şehirlerin cami merkezli planlandığına dikkat çeken Erbaş, "Müslümanlar, asırlar boyu farklı mimarî ve sanatsal özelliklere sahip muhteşem camilerle yeryüzünü adeta donatmışlardır. Camideki tevazu iş hayatına, merhamet aile hayatına, şefkat insan ilişkilerine taşınmıştır. Caminin bireye kazandırdığı; adalet, merhamet, yardımlaşma gibi değerler şehrin huzuruna ve güvenine yansımıştır." dedi.
Erbaş, camilerin, İslâm geleneğinde özellikle de Osmanlı döneminde "külliye" kültürünün çekirdeğini oluşturduğunu belirterek, şöyle devam etti:
"Bu muazzam mimarî yapının hemen bitişiğine veya çevresine eğitim ve sosyal hizmet kurumları, hamam, misafirhane, hastane gibi diğer unsurlar da inşa edilerek, camiye gelen insanların ihtiyaçlarının karşılandığı merkezî bir konuma sahip olmuştur. Estetik ve mimari özellikleri ve güzellikleriyle yüzlerce yıldır varlığını devam ettiren pek çok camimiz, manevî yönden dinin gücünü; biçimsel açıdan sağlamlık ve kusursuzluğu; sanatsal açıdan da özgünlüğü yansıtan şaheserler olarak bütün insanlar nezdinde hayranlık uyandırmaya devam etmektedir."
"Camilerimizi, yeniden ve köklü şekilde ele almamız gerekmektedir"
Erbaş, bugün camilerin estetik ve fonksiyonellik açısından yeniden ele alınmasının gerekliliğine işaret ederek, "Gecekonduyu andıran, plansız, projesiz camiler üzücü bir gerçeklik olarak karşımızdadır. Camilerin nüfus oranına göre dağılımında ciddi dengesizlikler ortaya çıkmıştır. Pek çok kalabalık mahalle ve toplu konut bölgelerinde ihtiyaca cevap verecek sayıda ve büyüklükte cami yoktur. Bugün camilerimizi; hem şehirleşme düşüncesi, cami, çevre, şehir, mekân, estetik, nüfus gibi açılardan, hem de özellikle mevzuat açısından yeniden ve köklü şekilde ele almamız gerekmektedir. Bunun için de ortak bir toplumsal bilinçle Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız, yerel yönetimlerimiz, üniversitelerimiz ve sivil toplum kuruluşlarımız ile birlikte çalışmamızın gerekliliği açıktır." diye konuştu.
Erbaş, cami planlama ve tasarımı ile camilerin, toplumun her kesimine hitap edecek nitelikte, kadın, genç, çocuk, engelli, yaşlı bireyler için bütün ihtiyaçlar açısından her yönüyle tam donanımlı şekilde planlanmasını, herkesin rahat ve huzur içinde ibadetini yapabileceği şekilde tanzim edilmesini sağlamaya çalıştıklarını söyledi.
"Camilerimiz, şehrin ruhuna ve görünüşüne güzellik katacak şekilde planlansın"
"Cami ve mescitlerin, deprem, yangın ve sel gibi doğal afetlere karşı dayanıklı, bulunduğu coğrafyanın iklimsel özelliklerine göre bitkisel peyzaj düzenlemeleri olan, tarihi dokuya uygun mekânlar haline gelmesini istiyoruz." diyen Erbaş, şöyle konuştu:
"Camilerimiz, ihtiyaca göre Kur'an kursu, aile ve dini rehberlik bürosu, kitabevi, kütüphane, gençlik merkezi, çocuk oyun alanı, seminer salonu, çok amaçlı salon, sergi salonu, sanat atölyesi, spor alanı, konferans salonu vb. alanlarla bir külliye özelliği taşın istiyoruz. Camilerimizi, iç donanım, akustik, estetik, ışık, havalandırma gibi bütün yönlerden en ideal şekilde tasarlayarak inşa edelim istiyoruz. Camilerimiz, şehrin ruhuna ve görünüşüne güzellik katacak şekilde planlansın, kubbesiyle, minaresiyle ve diğer tüm unsurlarıyla orantılı olacak şekilde inşa edilerek özgün eserler olsun diye çalışıyoruz."
Cami mimarisi ile ilgili çalışmalar ve yarışmayla ilgili yaptıkları için Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum ve ekibine teşekkür eden Erbaş, yarışmada dereceye giderenleri de tebrik etti.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Kurum: "Camilerin etrafında şekillenen bir sosyal hayat tasavvur ediyoruz"
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, törende yaptığı konuşmada yeni fikirler sunmak, yeni projeler ve yeni eserler ortaya koymak için gençleri cesaretlendirmek ve yollarını açmak gerektiğini söyledi.
Kurum, camilerin insanların buluştuğu, birlik olduğu yerler olduğunu ifade ederek, "Yapmış olduğumuz 'Cami Tasarımı Fikir Yarışması'nın konsepti de bu anlayış üzerinedir. Çünkü ecdadımız, camileri şehrin merkezine yapmışlardır. Böylece hem inancımızı hem de birlik duygusunu hayatın merkezine taşımışlardır." dedi.
Günümüzde camilerin şehir planlarının merkezine alma noktasında ihmallerin olduğunu belirten Kurum, şöyle konuştu:
"Bu süreçte estetikten uzak, mimari özelliği bulunmayan yapılar ortaya çıktı. Son yıllarda ise bu gidişata dur demek için önemli adımlar attık. Bu adımlardan bir tanesi de 'Cami Tasarımı Fikir Yarışması'dır. Cumhurbaşkanımızın talimatlıyla artık yapacağımız yeni projelerde medeniyetimizin bize tarif ettiği gibi camiyi merkeze aldık. Camilerin etrafında şekillenen bir sosyal hayat tasavvur ediyoruz. Üsküdar'da açılışını gerçekleştirdiğimiz Büyük Çamlıca Camisi bu anlattığımız şehircilik anlayışına en önemli örneklerden biridir."
Kurum, kentsel dönüşümde yatay mimariye uygun, komşuluk ilişkilerini önceleyen ve cami merkezli bir dönüşüm hedeflediklerini söyledi.
Camilerin, çevre, kentsel büyüklük, mekân, nüfus ilişkileri açısından yeni bir bakış açısıyla ele alınmasının gerekliliğini dile getiren Kurum, "Nüfusun kalabalık olduğu yerlerde ihtiyacı karşılayacak hacim ve alanlara sahip camiler inşa etmeli, buna imkân sağlamak üzere imar planlarında gerekli güncellemeler yapmalıyız. Cami gibi sembol yapıtları inşa eden mühendisler, mimarlar ve ihya edenler yani din görevleri bir araya gelerek ortak karar vermelidir. Ancak o zaman mekânın ruhunu yakalamış oluruz." şeklinde konuştu.
"Yurt dışında inşa edilen camilerin İslamofobi ile mücadelede önemli bir rol oynadığını düşünüyorum"
Diyanet İşleri Başkanlığının Türkiye Diyanet Vakfı ile birlikte yurt dışında inşa ettiği camiler için teşekkür eden Kurum, "Bu camiler, ülkeler arasındaki dostluğu pekiştiren ve Türkiye'nin izlerini kıtalar ötesine taşıyan önemli miraslarımızdır. Dünya genelinde yaptırmış olduğumuz camilerin dünyada bir endüstri haline gelmiş olan İslamofobi ile mücadele için de önemli bir rol oynadığını düşünüyorum." ifadelerini kullandı.
Cami Tasarımı Fikir Yarışması'nın bölgesel olarak hayata geçirildiğini anlatan Kurum, ilkinin Güneydoğu Anadolu Bölgesi bazında yapıldığını belirtti.
Yarışmayı diğer 6 bölgede de yaparak tüm bölgeler için bir envanter elde etmiş olacaklarını ifade eden Kurum, "O envanterle, yapacağımız yeni kentsel dönüşüm projelerinde bu yarışmadan aldığımız projeleri kullanma fırsatı bulacağız." dedi.
"Cami Tasarımı Fikir Yarışması"yla ilgili detayları aktaran Kurum şunları söyledi:
"Genç kardeşlerimizden, mahalle camisi sayılabilecek büyüklükte bir cami ile bir merkez cami tasarlamalarını istedik. Yer olarak da Güneydoğu Anadolu Bölgemizden iki farklı parsel verildi ancak bu parsellerin hangi şehirde hangi konumda olduğuna dair bilgi vermedik. O bölgeyle ilgili detayları ön plana çıkaran, engelli ve yaşlıların kolay ulaşabilmelerini sağlayan, kadınlara özel kullanım imkânları tanıyan tasarımları değerlendirmeye aldık."
Konuşmaların ardından, Bakan Kurum ve Erbaş, jüri üyeleri ile yarışmanın düzenlenmesinde emeği geçenlere plaket takdim etti.
Daha sonra Erbaş, Bakan Kurum ve protokol üyeleri tarafından yarışmada dereceye giren proje sahiplerine ödülleri verildi.
200 ve bin kişilik cami tasarımıyla iki farklı kategoride düzenlenen yarışmaya 325 proje katıldı.
16 farklı projenin ödüle layık görüldüğü yarışmada, 200 kişilik cami kategorisinde Emrah Bal ve İbrahim Bal, bin kişilik cami kategorisinde ise Bünyamin Atan birinciliği kazandı. (İLKHA)