Gaziantep'te henüz 10 yaşında iken çırak olarak başladığı bakırcılık mesleğini hiç ara vermeden 46 yıldır severek sürdüren 57 yaşındaki İsmet İşçi, emekli olmasına rağmen halen her gün iş yerine gelerek tezgâh başında çalışmaya devam ediyor. Tarihi Antep Kalesi'nin yanındaki işyerinde 46 yıldır bakırcılıkla uğraşan İşçi, bakırı çekiciyle oluşturduğu çeşitli motiflerle süslüyor.
Çıraklıktan ustalığa bir ömrü bakır işleme sanatına adayan İşçi, "Ömrüm elverdiği müddetçe çalışmaya ve mesleğimi yaşatmaya devam edeceğim." diyerek, çalışma azmiyle de örnek oluyor.
Bakırcılık sanatına yıllarını veren İşçi, ürettiği bakır eşyaları müşterilerinin beğenisine sunuyor. Kentte bakırdan sefer tası üretimi yapan tek usta olan İşçi, sefer taslarının yanı sıra talebe göre güğüm, ibrik, kazan, sini, kalkan, tepsi ve buna benzer birçok ürünü de yapıyor.
İşçi, bir zamanlar unutulmaya yüz tutmuş bakırcılık mesleğinin son zamanlarda tekrar altın dönemini yaşadığını belirterek, bakırcılık mesleğinin bakır mutfak eşyalarına artan ilgi ile birlikte tekrar o eski canlılığını yaşadığını belirtti.
Çocukluk yıllarından beri mesleğini severek yaptığını belirten İşçi, "40 yılı aşkın süredir ustalığım var. Bu mesleğe yaklaşık 46 yıl önce başladım. Ben küçükken hem okula gidiyordum hem de çalışıyordum. Lise dönemine kadar bu şekilde devam ettim. Daha sonra da liseyi terk etmek zorunda kaldım. Mesleğimi çok severek yapıyordum. O yüzden okulu bıraktım. Biraz daha fedakârlık yaparak bu mesleği daha çabuk öğrenmek için çabaladım. Mesleği öğrendikten sonra da dükkân açtım." dedi.
"Mesleğimi severek yapıyorum"
İşçi, "Hem okula gidiyordum hem de bir bakırcıda çalışıyordum. İlkokul ve ortaokulu bu şekilde bitirdim. Liseye başladıktan sonra hem çalışmak hem okumak biraz zor oldu. Bundan dolayı okulu bırakıp kendimi mesleğime adadım. Liseyi terk ettiğimde henüz 17 yaşındaydım ve bakırcılık mesleğini iyice öğrenmiştim. Mesleği öğrendikten sonra dükkân açmaya karar verdim. Dükkân açtığımda 18 yaşındaydım. Bugüne kadar onlarca işçimiz oldu. Onlara bu mesleği öğrettik. Askere gidip geldikten sonra bakırcılık mesleğime devam ettim. Halen mesleğime devam ediyorum." ifadelerini kullandı.
"Sanatkâr mesleğini terk edemez"
Emekli olmasına rağmen halen çalışmaya devam ettiğini ve mesleğini severek sürdürdüğünü belirten İşçi, "Bakırcılık mesleğinde emeklilik yoktur." diyerek şunları söyledi:
"Halen çalışmaya devam ediyoruz. Hem yaptığımız işi seviyoruz hem de bir şeyler öğretmenin zevkini tadıyoruz. Kendimizi eve hapsedemeyiz. Çünkü biz sanatkâr insanlarız. Sanatkâr mesleğini terk edemez. Ülkemize ve halkımıza verimli olmak, kendimizi kanıtlamak ve yeni bir şeyler üretmenin mutluluğunu yaşamak için mesleğimize devam ediyoruz. Mesleğimi sevdiğim için evde oturmak bana zor geliyor."
"Ömrüm elverdiği müddetçe mesleğime devam edeceğim"
Bakırcılık mesleğinin gelişmesi için aynı zamanda çeşitli kurslarda da bakırcılık eğitimi verdiğini ifade eden İşçi, "Çeşitli kurslarda bakırcılık mesleğini öğretiyoruz. Hem el becerilerini geliştirmek hem de bakırcılık sanatını sevdirmek amaçlı da projeler hazırladık. Türkiye'de ilk defa ilkokul seviyesindeki öğrencilere bakırcılığı öğretiyoruz. Bu kurslarımız halen devam ediyor. Bizi ABD'ye davet ediyorlar. ABD'de özel bir okulda bir bölüm açtık. Gerçekten bir şeyler yapmak, insanlara bir şeyler öğretmek bizi mutlu ediyor. Bununla birlikte ülkemize bir faydamızın olması bizi mutlu ediyor. O yüzden gücümüzün yettiği ve ömrümüz elverdiği müddetçe mesleğime devam etmeyi düşünüyorum." şeklinde konuştu.
"Bakır eşyalar yeniden mutfağa girdi"
Bir dönem mutfaklardan çıkan ve sadece süs eşyası olarak kullanılan bakır eşyaların yeniden mutfağa girdiğini söyleyen İşçi, "Bizim Türkiye genelinde bölgede müşterilerimiz var. Şu an bu müşterilerimize bakır gönderiyoruz. Bakır bir ara mutfaktan çıkmıştı. Şimdi bakır eşyalarda pişirilen yemeğin ve çayın lezzeti anlaşıldığı için ve sağlık açısından faydalı olduğundan dolayı tekrar bakıra yönelme var. Bakır mutfaktan çıktığı esnada biz bakırı, hediyelik ve turistik görsel amaçlı süs eşyasına çevirdik. Ama şimdi bakır tekrar mutfağa girdi. Bizim yaptığımız ürünler, hem dekoratif olarak kullanılır hem de göze hitap eder." diye konuştu.
"Sefer tasları şimdilerde nostalji oldu"
Bakırdan sefer tasları yaparak mesleğini devam ettirdiğini belirten İşçi, "Genellikle eskiden kullanılan bakır eşyaları tekrar üretiyoruz. Sefer tası ve sabunluk yapıyoruz. Her dükkânın kendisine has yaptığı ürünler var. Biz de bu ürünleri yapıyoruz. Zaten bizden başka da bu ürünleri yapan yok. Sefer tası daha önceleri yemek konulmak amacıyla yapılmış. Ama şimdilerde hem yemek koymak için hem de dekor amaçlı kullanılıyor. Bizim yaptığımız ürünler, evladın evlada miras bırakabileceği ürünlerdir. Kültür-sanat anlamında bu eşyaların her yönüyle güzelliği var. Benim evimde Çanakkale Savaşı'na gitmeden önce dedemden kalma bakır eşyalarım var. Onları halen salonun en güzel yerinde koruyorum. Şu an bizim yaptığımız bu ürünler de 200-300 yıl sonra yine kullanılabilecek ve gittikçe değer kazanacak ürünlerdir. Zaten bakırcılık mesleğinin güzelliği de budur." dedi.
İşçi, bir dönem, başta işçi ve esnaf olmak üzere çalışanların sabah evlerinden çıkmadan önce katığını ve aşını içine koyduğu bakır sefer taslarının şimdilerde nostaljik süs eşyaları olarak kullanıldığını da sözlerine ekledi. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)