ENES DURMAZ- DOĞRUHABER

Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin üzerinden bir yıl geçti. Uygulamada birçok noktada kolaylıklar sağlasa da bazı noktalarda eski sistem üzerinden devam etmesi aksaklıklara neden oldu. Son dönemlerde bazı kesimler sisteme eleştiriler yöneltmeye başladı. Kimileri eski parlamenter sisteme dönüşü savunurken kimi kesimler de sistemin revize edilerek devam etmesi görüşünü paylaşıyor. Başkanlık sistemi ile ilgili gazetemize özel demeç veren HÜDA PAR Genel Başkan Vekili Zekeriya Yapıcıoğlu, “Bize göre yapılması gereken şey, mevcut sistemin aksayan yönlerini iyi tespit ederek sistemi iyileştirmek veya tamir etmektir.” dedi. Yapıcıoğlu, geçmiş parlamenter sistemin çözüme hiçbir katkısı olmadığını ve bu konuda diğer muhalefet partilerinin düşündüğü gibi geriye dönüşü savunmadıklarını dile getirdi.

AKSAYAN YÖNLER İYİ TESPİT EDİLEREK TAMİR EDİLMELİ

1982 Anayasasında defalarca değişiklik yapıldığını ve değiştirilmiş de olsa halen kırk yamalı bohça gibi devam ettiğini dile getiren Yapıcıoğlu, “2017 yılında yapılan değişiklik oldukça kapsamlıydı ve Ocak ayında mecliste kabul edilmesinden sonra halk oylamasına gidildi. 16 Nisan 2017 günü yapılan oylamada da halkın çoğunluğunun desteğini aldığı için değişiklikler gerçekleşmiş oldu. Referandum sürecinde de değişikliğe karşı çıkanların ileri sürdüğü gerekçelerin başında, başkanlık veya diğer tabiri ile partili cumhurbaşkanlığı sisteminde kuvvetler ayrılığının ortadan kalkacağı, bütün yetkilerin tek elde toplanacağı itirazı geliyordu. Şu anda da aynı gerekçe ile parlamenter sisteme geri dönülmesini istiyorlar. Aslında teorik olarak başkanlık sistemleri kuvvetler ayrılığının daha keskin olarak uygulandığı sistemlerdir. Muhalefet partilerinin dönmek istediği parlamenter sistemde hükümet parlamentonun içerisinden çıkıyor ve çoğunluğu elinde bulunduran hem hükümet ediyor hem de istediği kanunları çıkarıyor. Hükümet üyeleri yani bakanlar aynı zamanda milletvekiliydiler. Yani parlamenter sistemde kuvvetler ayrılığı daha zayıftır. İktidarın yerel seçimlerde bazı büyükşehir belediyeleri muhalefete devretmesi üzerine bir anlamda anayasa değişikliğinin rövanşını almak istiyorlar. Bize göre yapılması gereken şey, mevcut sistemin aksayan yönlerini iyi tespit ederek sistemi iyileştirmek veya tamir etmektir. Yoksa uzun süre uygulanan ve diğer muhalefet partilerinin iddia ettiği gibi sorunların çözümüne fazladan bir katkısı olmayan parlamenter sisteme geri dönüş değildir.” ifadelerini kullandı.

SİVİL BİR ANAYASA ŞART ANCAK…

Başkanlık sistemine verdikleri desteğin nedenini de açıklayan Yapıcıoğlu, “Hükümet sistemini değiştiren anayasa değişikliğine destek vermemizin en önemli nedeni cunta anayasasının kısmen de olsa değişmesi ve vesayet odaklarının gücünün kırılmasıydı. 1982 anayasasının tamamen değiştirilmesine giden bir yol da açılmış oldu. Anayasa tamamen değişmeden onun getirdiği vesayet sisteminden ve onun askeri ruhundan tamamen kurtulmak mümkün olmaz. Fakat bugün mevcut siyasi tablo ve konjonktür anayasanın tamamen değiştirilmesi ve bütünüyle sivil bir anayasanın yapılmasına uygun değildir. Şu anda siyasetin gündeminde böyle bir anayasa değişikliği yok ve maalesef uzun bir süre gündeme girecek gibi de görünmüyor.” dedi.

GEREKTİĞİNDE HIZLI KARAR ALINABİLMELİ

Son olarak sistemin aksayan bazı yönlerini dile getiren Yapıcıoğlu şunları söyledi; “Sistemin uygulanmaya başlamasının üzerinden bir yıl geçti. İlk yılın değerlendirilmesi iyi yapılmalı ve aksayan yönler ortak akılla iyi tespit edilerek düzeltmeler yapılmalıdır. Eski sistemden kalma alışkanlıklar henüz terk edilemedi. Hükümetin yani Cumhurbaşkanının bütçe kanunu dışında kanun teklif etme yetkisi yok. Kanuni düzenlemeler meclisin görevi. Fakat uygulamada daha çok hükümetin hatta bürokratlarının yasal düzenlemelerle ilgili çalışmaları yürüttüğü şikayet konusu. Halbuki yeni sistemde parlamentonun daha güçlü ve görünür olması gerekirdi. Pek çok konu kararnamelerle düzenleniyor ve kararnamelerle düzenlenen konularda parlamento bir düzenleme yapmıyor ya da yapamıyor. Karar alma mekanizması hızlı çalışsın diye bazı konular yeterince tartışılmıyor ve bunun sonucu olarak yanlış kararlar alınabiliyor. Gerektiğinde hızlı karar alınabilmeli ancak her zaman hızlı olmak iyi değil. Bazı konular etraflıca tartışılmadan karar verilmemeli. Atılan yanlış adımların veya alınan yanlış kararların sistemi tartışmaya açtığı unutulmamalı. Sistem oturacaktır ancak zamana ihtiyaç var.”