HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Osman Aktaş, 15 Temmuz darbe girişiminin yıl dönümünde açıklamalarda bulundu.
HÜDA PAR'ın darbelere karşı tavrının net olduğunu ifade eden HÜDA PAR Diyarbakır İl Başkanı Aktaş, partilerinin 15 Temmuz akşamı darbeye karşı ilk tepki gösteren siyasi partilerden biri olduğunu hatırlattı.
Darbeye karşı elde edilen zaferin farklı mecralara çekilmesinin doğru olmadığının altını çizen Aktaş, Amerika'nın darbedeki rolüne dikkat çekerek, Amerika'nın Türkiye'deki varlığının darbe tehlikesi olduğunu belirti.
Amerika bizim topraklarımızda olduğu sürece darbe tehlikesi hep vardır ve var olacaktır.
Darbe girişimi sırasında üyelerinden şehid verdiklerini dile getiren Aktaş, "Bugün ABD destekli kanlı 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden 3 yıl geçti. Darbe girişimi, Müslüman halkımızın destansı direnişiyle geri püskürtüldü. Bu darbe girişiminde şehid olan kardeşlerimize Allah'tan rahmet, yaralanıp halen tedavisi devam edenlere de şifa diliyorum. HÜDA PAR olarak darbelere karşı tavrımız nettir. Parti programımızda da darbelere karşı tavrımız belirtilmiştir. 15 Temmuz akşamı darbeye karşı ilk tepki gösteren siyasi partilerden biri de HÜDA PAR'dır. Darbe girişimini öğrendiğimizde hemen parti üyelerimize 'Abdestinizi alın, kefenlerinizi giyin sokağa çıkın ve direnin' dedik. İstanbul'da Diyarbakır'ın bağrından kopmuş parti üyemiz Mehmet Karaaslan darbeye karşı direnirken şehid oldu." dedi.
"Tekbir sesleriyle meydanlara dökülen halkın zaferi, 'demokrasi zaferi' söylemi ile farklı mecralara çekildi"
15 Temmuz darbesine karşı direnişteki birliğe dikkat çeken Aktaş, "15 Temmuz zaferi, Müslümanların birlik olmasıyla neleri başarabildiğinin göstergesidir. O gece sokaklarda 'Ben Müslümanım' diyen herkes vardı. Herkes aynı amaç uğruna, tekbirlerle tanklara karşı direndi ve zaferi elde etti. Bu, Müslüman halkın darbe teşebbüsüne refleksiydi. Tekbir sesleriyle meydanlara dökülen halkın zaferi, 'demokrasi zaferi' söylemi ile farklı mecralara çekildi. Allah için tankların karşısında mücadele edip canını çekinmeden veren şehidlerimiz 'demokrasi şehidi' diye nitelendirildi. Bu da darbeye karşı meydana dökülen Müslüman halkımızın vicdanını derinden yaralamıştır. Açıkçası Müslüman halkın kazanmış olduğu zafer çalınmıştır. Şehid ve şehadet kavramları Kur'an'i bir kavramdır. Bu kavramlar başka aidiyetlerle eşleştirilemez." ifadelerini kullandı.
"Topraklarımızı, her darbenin arkasında açıkça olan Amerika'ya kapatma vakti gelmedi mi?"
Amerika'nın darbe girişiminin rolünden bahseden Aktaş sözlerine şöyle devam etti:
"Evet, 15 Temmuz darbe girişimi püskürtüldü ama darbeye çekinmeden destek veren, tüm darbelerin arkasında olan ve her Müslüman'ın dökülen kanında eli olan Amerika'ya karşı herhangi bir girişim olmadı. Hatta işin faillerinden olan papaz Brunson Amerika'ya iade edildi. Neden verildiğini de anlamadık. Adana İncirlik Askeri Üssü'nden kalkan tanker uçakları darbecilerin uçaklarına havada yakıt ikmali yapmadı mı? Bütün bunlar ortadayken topraklarımız halen Amerika üsleriyle işgal altında. Buradan yetkililere sesleniyorum: topraklarımızı her darbenin arkasında açıkça olan Amerika'ya kapatma vakti gelmedi mi? Bu bize büyük bir zillettir. Amerika bizim topraklarımızda olduğu sürece darbe tehlikesi hep vardır ve var olacaktır. Bunu 15 Temmuz'da FETÖ ile yaptılar, yarın başka bir kukla örgütle de yapabilirler. Bu zafer İslami hassasiyetleriyle canları pahasına meydanlara çıkarak tanklara ve ağır silahlara karşı direniş göstermiş olan Müslüman halkın zaferidir. Bundan sonra da yaşanabilecek herhangi bir darbe girişimine karşı uyanık olunmalıdırlar." (M. Hüseyin Temel–İLKHA)