ABD destekli 15 Temmuz darbe girişiminin üçüncü yıldönümü nedeniyle değerlendirmelerde bulunan Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı Ahmet Gök, 15 Temmuz’un Türkiye’ye yapılmış bir ihanet ve işgal girişimi olduğunu belirtti.
"15 Temmuz, ülkemizin ve milletimizin geleceğini karanlığa mahkûm etmek isteyen küresel emperyalistlerin işbirlikçi hainlerle yaptığı ölümcül saldırının, destansı bir direnişle bozguna uğratıldığı tarihi bir gündür" diyen Gök, "15 Temmuz kanlı ihanetine karşı ölümüne direniş, dar siyasi bakış ve ideolojik yorumlarla izah edilecek bir hadise değil; taşıdığı tarihsel ve sembolik anlam itibarıyla milli bir davadır. 15 Temmuz, amaçlarına ulaşmak için dini değer ve motifleri istismar da dâhil, hiçbir hak, hukuk ve ahlakta sınır tanımayan FETÖ ihanet şebekesinin, kökü ve derin bağlantıları dışarıda olan güçlerden aldığı emir ve talimatla, millet iradesine yapılan darbe olmanın ötesinde doğrudan vatanı işgal hareketidir. 15 Temmuz’da doğrudan vatan, millet ve devlet varlığımız yok edilmek istenmiştir." dedi.
"Milletin kararlılığı emperyalistlerin hesaplarını bozmuştur"
Darbe girişiminin bilançosunun çok ağır olduğunu, uçaklarla, helikopterlerle, tanklarla ve silahlarla direk halkı hedef alan darbecilerin 251 kişiyi şehit ettiğini ve 2 bini aşkın kişiyi de yaraladığını belirten Gök, şunları söyledi:
"Yeniden canlanan Çanakkale ruhuyla çıplak elleri ve çelikten zırha dönüşen iman dolu göğüsleri ile tankların karşısına çıkan milletimiz, vatan savunması için yeni bir istiklal savaşı vermiştir. Cumhuriyet tarihinde ilk kez, daha ilk aşamasında kanla, ateşle başlayan bir darbe ile karşılaştık ve ilk kez bu kadar şiddetli olmasına rağmen millet ölümüne bir direnişle darbecileri püskürtmüştür. Milletin varoluş kararlılığı, emperyalistlerin üzerimizde yaptığı hesapları bozmuştur, ilelebet bozacaktır. Bize yıkım getirmek ve ölüm yağdırmak isteyenler, bize yaşatmak istedikleri çaresizliğe kendileri düçar olmuştur. Şehit ve gazilerimizle birlikte milletimizin tartışmasız saf samimiyeti, bedeli bir kez daha kanla ödenerek, üzerinde özgürce yaşamayı hak ettiğimiz bu vatanın çiğnenmez değerini pekiştirmiştir. İçinde milletimizin nesiller boyu kanı teri olan bu değere asla gölge düşürülmeyecektir. Bu bilincin bize yüklediği ilk sorumluluk ihanete müsamaha etmemek, unutmamak ve cezasız bırakmamaktır."
"Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak meydanlardaydık"
Gök, "Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak, vatan ve milli değerler söz konusu olduğu zaman asla başka hesapların içinde olmadık, olmayız ve olmayacağız. Bu duyarlılıkla o menfur gecede, hiç düşünmeden, tereddüt etmeden, ‘bekleyip sonucu görelim’ demeden, sağımıza solumuza bakmadan alanlara çıktık. Üyelerimize ve milletimize meydanlardan direniş çağrısı yaptık. Kamu görevlilerinin teveccühüyle ulaştığımız bir milyon üyemizle birlikte temsil ettiğimiz asli mesuliyetimizin gereği olarak, üzerimize gelen ihanetin karşısında olduk. Ulaşabildiğimiz tüm medya imkânlarını ve sosyal iletişim ağlarını hızlı, etkin, kararlı kullanarak Anadolu’nun her karışını direniş hattına dönüştürdük. Fedakâr, imanlı milletimizle birlikte dalga dalga zulmün ve zalimlerin karşısına çıktık. Şehit düşen üyelerimiz, gazi mertebesine erişen kardeşlerimiz oldu. Onların kalbinde yanan ateş, üzerimize kâbus gibi çöken ihanetin karanlığını kökünden söküp atmış, ufkumuzu aydınlatan güneşe dönüşmüştür." diye konuştu.
"Bu ihanetin en kahredici tarafı dinin istismar edilmesidir"
Yıllardır dini istismar eden FETÖ’nün, gerçek yüzünün 15 Temmuz’da ortaya çıktığını ifade eden Gök, "Ülke ve millet olarak maruz kaldığımız yakıcı, yıkıcı saldırılara rağmen bu ihanetin en kahredici tarafı, dini referanslarla insanımızın iyi niyet ve yardımseverlik duygularının istismar edilerek ve sözüm ona bir cemaat tarafından sinsice yapılmış olmasıdır. Üzerinde çok ciddi düşünülmesi gereken diğer husus, eğitim alan ve imkânını bu terör örgütünün kendi yapılanma zemini olarak kullanabilmesidir. Din ve eğitim alanının istismarı ile düşünme, irade ve sorgulama yetenekleri felç edilmiş, mankurtlaştırılmış bir güruh, mutlak itaatle kendi vatanına, milletine, milli değerlerine göz kırpmadan saldırabilecek hâle getirilebilmiştir. Kıtalar ötesi siyonist efendilerinden aldıkları emirleri ‘hizmet’ aşkıyla yerine getirip kendi insanını vurma zilletini seçenler, eşi görülmemiş bir ihanet ve alçaklığın temsilcisi olmuşlardır. Zulme ve zillete rıza göstermeyen milletimiz, ihaneti tam kalbinden vurarak izzetli yaşamayı, izzetiyle yaşamayı fazlasıyla hak etmiştir. Sezai Karakoç’un deyimiyle, ‘geceye yenilmeyen her kişiye, ödül olarak bir sabah, bir gündüz, bir güneş vardır. Umulur ki 15 Temmuz karanlığından sonra üzerimize gerçek bir nur olarak doğan güneşimiz, medeniyetimizi yeniden canlandıracak bir ağarmanın müjdesi, müjdecisi olsun." şeklinde konuştu.
"Batının da gerçek yüzü ortaya çıkmıştır"
Batının ikiyüzlülüğüne de dikkat çeken Gök, "İnsan hakları ve özgürlükler söz konusu olduğunda kimseye söz söyletmeyen çoğu batılı çevrelerin, milletimizin canı pahasına demokrasiyi yaşatmayı amaçlayan hareketine destek vermemesi, bilakis darbenin ve darbecilerin püskürtülmesine üzülmeleri çok ilginç ve manidardır. Batılı kimi ülke, siyasi aktörler ve basın organının, artık bizi şaşırtmayan bir tutumla, oluşturmak istedikleri negatif algılarla dünya kamuoyunu etkileme gayretleri bize dönük asıl niyetlerini bir kez daha deşifre eder mahiyette olmuştur." diye konuştu.
"İşgal girişimine karşı canımızla ve kanımızla bilfiil direndik"
15 Temmuz’da verilen istiklal mücadelesi ile Çanakkale ruhunun içselleştirilerek güncellendiğini dile getiren Gök, "Muazzam bir silkinişle benliğimiz ve kimliğimiz yeniden inşa edilmektedir. Sıcak etkisi ve artçı sarsıntıları hâlâ devam etmekte olan bu alçak darbe ve işgal girişimine karşı canımızla, kanımızla bilfiil direndik. Bugün de en kesin, kararlı dil ve tutumla her türlü darbe girişimini, vesayet düzenini, demokrasi dışı arayışları, milli iradeye muarız çabaları tartışmasız olarak reddediyoruz. Karanlığın çökertilen bütün hatlarından sonra şimdi yeni ufukları, oradan yeni umutları menzil edinme vaktidir. Eğitim-Bir-Sen olarak, yeniden yüksek bir özgüven kazanan milletimizin, özellikle de genç kuşakların benliğini ve kimliğini tahkim eden 15 Temmuz bilincini, yaşayan canlı algılar olarak çoğalan bir fikir, büyüyen bir ideal, yorulmak bilmeyen bir azim ve kararlılıkla hep diri tutacağız. Okyanus ve kıtalar ötesi kirli, kanlı bağlantıları olan darbeci çapulculara darbe vuran milletimize selam ve şükranlarımızı sunuyor; şehitlerimize Allah’tan rahmet, gazilerimize sağlıklı uzun ömürler diliyoruz." diye belirtti. (İbrahim Koçyiğit-İLKHA)