HABER MERKEZİ
Arkasına ABD’nin desteğini almış FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişiminin üzerinden bugün itibariyle tam 3 yıl geçti. 251 Kişinin şehit edildiği kanlı darbe girişiminde direnişin o gece TEKBİR şifresi vardı; o da ALLAH’U EKBER nidalarıydı. Darbe girişimini haber alanlar akın akın meydanlara çıktı. Hiç kimse ne ilerleyen tanklara, ne uçan uçaklara ne de patlayan silahlara aldırış etmeden direniyor ve teker teker ya şehit oluyordu ya da yaralanıyordu. O gecenin birçok direniş hikâyesi var ancak en önemlisi Allah’u Ekber nidalarıyla tanklara, mermilere göğsünü siper eden Müslüman halkın darbecilere karşı direnişinin hikayesi ve getirdiği zaferdi. İşte o kahramanların hikâyelerinden bazıları;
“ALLAH’U EKBER" DİYEREK ŞEHADETE UZANAN KUTLU YÜRÜYÜŞ
İstanbul'da bir inşaatta doğal gaz ve su tesisatı ustası olarak çalışan oğlunu, 15 Temmuz gecesi darbecilere direnirken şehit veren baba Yaşar Gündüz, oğlunun "Allah’u ekber" diyerek şehadete uzanan kutlu yürüyüşünü anlattı. Baba Gündüz, yaptığı açıklamada, şöyle konuştu: "15 Temmuz gecesi Recep, aradığında annesine darbe girişimi olduğunu ifade ederek 'kardeşlerimi ve babamı dışarı bırakma ana ben de Kur'an-ı Kerim okuyup yatacağım' demiş. Oğlum Kur'an-ı Kerim okuduktan sonra, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın darbe gecesi halka seslenişinin ardından, Kartal'da çalıştığı inşaatın şantiyesinden arkadaşı ile birlikte çıkarak 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'ne yürüyerek gitmiş. Hiç gidilir mi, bunlar gitmiş. Köprüde bunlara kurşun sıkmışlar. Oğlumun arkadaşı diyor ki 'Recep ağabey bize kurşun sıkacaklar' Recep, 'korkma onlar Mehmetçik bize kurşun sıkmaz' demiş. Recep, kasığından bir kurşun yiyor, yola devam ediyor ve 'Allah’u ekber, kaçın hakiki Müslümanlar geldi' diye bağırıyor."
'ALLAH'U EKBER' DİYE BAĞIRIYORDUK, HAİNLER İSE ATEŞ EDİYORLARDI
(FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimi sırasında İstanbul'daki 15 Temmuz Şehitler Köprüsü'nde askerler tarafından vurularak gazi olan Harun Öztürk, "15 Temmuz bizi kendimize getiren, gücümüzü ve imanımızı hatırlatan bir destandır." dedi. Öztürk, Boğaziçi Köprüsü'ne gitme kararı aldıklarını dile getirerek, "Kısıklı'dan köprü bağlantı noktasına geldik ama polisler buradan geçmemize izin vermedi. O sırada tanklar köprüye doğru gidiyordu." ifadelerini kullandı. Askerlerin önlerini kesmeye çalıştıklarını anlatan Öztürk, şöyle devam etti: "Tanklar durmuyordu. Bulduğumuz duba ve taşlarla yolları kapatıyorduk ama tankları durduramadık. Telefonla arkadaşlarımı aradım, 'Köprüye gelin' dedim. Onlar da Çengelköy'de yolu kapatmışlardı, asker ateş ediyordu, 'Gelemiyoruz, burada sıkıştık.' dediler. Köprünün girişine yaklaştıkça bayraklar elimizde 'Allah'u ekber' diye bağırıyorduk. Asker görünümlü hainler ise ateş etmeye başlamışlardı." Öztürk, çektiği videoları, vatan ve bayrak uğruna verilen mücadeleyi ileride çocuklarına ve torunlarına göstermek amacıyla sakladığını belirterek, şunları kaydetti: "Çünkü bu vatan ve bayrak kolay kazanılmadı. Bizler, şayet Kur'an-ı Kerim'de geçen ayeti kerimeye göre, Allah'ın ipine sımsıkı sarılıp bölünmezsek bu ülkeyi hiçbir güç asla işgal edemez. Yeter ki bir olalım, kardeş olalım, iç ve dış düşmanlara karşı tek bir vücut halinde olalım. İçimizdeki hainlere karşı her zaman uyanık olalım. Devletimizden, milletimizden, büyüklerimizden istediğim tek şey 15 Temmuz hiç bir zaman unutulmasın ve her zaman hatırlansın çünkü geçmişinden ders almayan, geleceğine yön veremez. Biz de bu doğrultuda ilerlemeye çalışıyoruz."
"İNSANLARI MOTİVE EDEN TEK ŞEY TEKBİRDİ"
15 Temmuz gecesi gazi olan Mustafa Demirkapı ise, "Orada tekbir seslerinden başka hiçbir eylem yoktu. İnsanları motive eden tek şey tekbirdi." dedi. Demirkapı, "Allah şehadeti nasip etmedi. İnşallah onu da nasip eder. Allah, 'Şehitlere ölüler demeyin, onlar diridirler.' diyor. Ateş edilme anında kendi kendime vurulacağımı kelime-i şehadet getirmem gerektiğini düşündüm. Ateş edilmesine rağmen üzerime bir serinlik çöktü. Bir arkadaş geçenlerde oraya giderken korkup korkmadığımı sordu. Şimdi düşündüğümde o anı mantığa vuramıyorum. İnsanların anlayamadığı durum da budur. Toplumlar bu milletin seve seve canlarını verebilmelerini anlayamıyorlar. Bizim insanımız merminin, tankın önüne geçti. Bu milletin özünde bu var. İnsanlar bunu anlayamadı. Hele FETÖ alçağı hiç anlayamadı. Bu milleti kendileri gibi alçak, korkak, sinsi zannettiler. Bu milletin buna karşı çıkacağını hesap edemediler." şeklinde konuştu. 15 Temmuz gecesi mütedeyyin olmayıp ta tekbir getiren, verdikleri mücadeleyi Allah rızası için yapanlara şahit olduğunu belirten Demirkapı, son olarak şu ifadelere yer verdi; "Elhamdülillah Müslümanız. Şehitlik bizim için peygamberlikten sonra en kutsal şeydir. Biz dua ederken şehitlik için, şehitlerle beraber olmak için dua ederiz. Özümüzde İslami gelenek olduğu için bunun da etkisi var. Toplumdaki insanların ağırlıkla İslami düşüncede olanlar olduğunu görüyoruz. O gece Kelime-i Tevhitler, La ilahe illallah, Allah-u Ekber ve tekbir sesleri hafife alınamaz. Orada mütedeyyin olmayıp ta tekbir getiren, verdikleri mücadeleyi Allah rızası için yapanlara şahit oldum. Orada benim aklıma Tunus, Cezayir, Libya, Suriye geldi. Eyvah dedim. Ateş küçükken su dökülmezse büyüdüğünde su etki etmez. Baştan su atmak gerekiyor. İnsanlar; manevi, milli, dini şuurla hareket ediyordu. Oradaki insanların maneviyatını ölçen iman ölçer yok ki; ama orada verilen mücadeleye hayret ettim. Orada tekbir seslerinden başka hiçbir eylem yoktu. İnsanları motive eden tek şey tekbirdi. Bu memlekette vatanı için, dini için canını verecek insanımız çok."
O GÜN YAŞANAN ÖNEMLİ BAZI GELİŞMELER
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN’DAN ÖNEMLİ ÇAĞRI
251 kişinin şehit düştüğü 15 Temmuz 2016'daki darbe girişiminde FETÖ'nün hain planında olayların merkez üssü Ankara oldu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısı üzerine Ankara ve İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin dört bir tarafında meydanlara inen halk, canlarını hiçe sayarak tankların üzerine çıktı, namlunun önüne durdu ve hain darbe girişimini bertaraf etti. TSK’ya sızmış FETÖ mensubu ve bu örgütsel faaliyeti destekleyen 8 binin üzerinde askeri personelin, savaş uçakları da dahil 35 uçağın, 3 geminin, 37 helikopterin, 74'ü tank 246 zırhlı aracın ve 4 bine yakın hafif silahın kullanıldığı darbe girişimi Türkiye tarihine kara bir leke olarak düştü.
GİRİŞİMİN MERKEZ ÜSSÜ AKINCI ÜSSÜ
Girişimin yönetim merkezi Akıncı Üssü'nün de bulunduğu başkentte 15 Temmuz 2016'da "kara" bir gece yaşandı. Olayın yaşandığı tarihte Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreteri olan Fahri Kasırga ile Genelkurmay Başkanlığı yapan Orgeneral Hulusi Akar'ın da arasında bulunduğu birçok komutan darbecilerce alıkonuldu. Şehrin semalarında alçak uçuş yapan savaş uçakları TBMM, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi, Emniyet ve TÜRKSAT'ı bombaladı. Ayrıca kentin farklı yerlerindeki birçok birlikteki tank ve zırhlı araçlar da kışla dışına çıktı. Ertesi gün öğle saatlerine kadar süren olaylarda vatandaşlar kahramanca direndi.
HALİSDEMİR'E TARİHİ GÖREV
Darbe faaliyetleri için Özel Kuvvetler Grup Komutanı Tuğgeneral Semih Terzi ve beraberindeki ÖKK askerlerini Diyarbakır'dan taşıyan uçak, saat 01.13'te Etimesgut Havalimanı'na indi. Terzi ve ekibi, buradan helikopterlerle Gölbaşı'ndaki ÖKK karargahına hareket etti. Özel Kuvvetler Komutanı Korgeneral Zekai Aksakallı'nın, "Sana tarihi bir görev veriyorum. Semih Terzi darbeci bir haindir, vatan ve millet adına Semih Terzi'yi öldür. Bunun sonunda şehadet var. Hakkını helal et." dediği ÖKK'da görevli Astsubay Ömer Halisdemir, ÖKK karargâhına gelen Tuğgeneral Terzi'yi vurarak öldürdü. Ancak Halisdemir de Terzi'nin ekibindeki darbeci askerlerce şehit edildi.
KÜLLİYEYİ HEDEF ALDILAR
Darbeciler günün aydınlanmasıyla Cumhurbaşkanlığı Külliyesini hedef aldı. Darbe girişimi içinde yer alan pilotların kullandığı F-16'ların birinden saat 06.19'da Cumhurbaşkanlığı Külliyesi yakınındaki köprülü kavşak ve otoparka iki bomba atıldı. Burada 15 kişi şehit edildi, 7 kişi yaralandı.
BOĞAZİÇİ VE FATİH SULTAN MEHMET KÖPRÜLERİ TEK TARAFLI TRAFİĞE KAPATILDI
İstanbul'da stratejik bölgeleri hedef alan darbeciler önce şehrin iki yakasını bağlayan Boğaziçi ve Fatih Sultan Mehmet köprülerini saat 22.00 sıralarında tek taraflı trafiğe kapattı. Sosyal medyada Ankara ve İstanbul başta olmak bazı şehirlerde patlama ve silah sesleri duyulduğu haberleri yer aldı. Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım'ın bir televizyon kanalına bağlanarak olayları "kalkışma" diye nitelemesinin ardından Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da askeri kalkışmaya tepki gösterdi ve halkı meydanlara davet etti. Bu çağrı Ankara'da olduğu gibi İstanbul'da da karşılık buldu, binlerce halk Atatürk Havalimanına, Boğaziçi Köprüsü'ne akın etti. Köprüyü geçmeye çalışan vatandaşlara darbeci askerlerce ateş açıldı. Tankın da kullanıldığı saldırılarda aralarında polis memurları Münür Alkan, Kemal Tosun, reklamcı Erol Olçok, 16 yaşındaki oğlu Abdullah Tayyip Olçok'un da bulunduğu 34 kişi şehit oldu. Askerler, halkın direnişini kıramadı, sabaha karşı teslim olmak zorunda kaldı. Fatih Sultan Mehmet Köprüsü'nün Anadolu Yakası tarafı giriş kısmında ise biri Mehmet Aslan olan 3 sivil şehit oldu.
HALKIN DİRENİŞİ KARŞISINDA HAVALİMANINI TESLİM ETTİLER
Darbeci askerler, Atatürk Havalimanı da ele geçirmek istedi. Havalimanına giriş çıkışlar saat 22.15 itibarıyla kapatıldı. Uçuş kontrol kulesini ele geçiren darbeciler, tüm uçuşları durdurdu. F-16 savaş jetleri ile havalimanı üzerinde alçak uçuş yapılarak yolcu uçaklarının iniş-kalkış yapmaları engellendi. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın çağrısıyla havalimanına gelen binlerce kişinin üzerine ateş açıldı. Pistte bulunan 17 yaşındaki Mahir Ayabak şehit düşerken, onlarca kişi yaralandı. Halkın direnişi karşısında askerler burayı terk etmek zorunda kaldı. Atatürk Havalimanı'nda yaşananlara ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında 1 üsteğmen, 3 uzman ve 7 er gözaltına alındı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, saat 03.20'de uçakla Atatürk Havalimanı'na geldi. Erdoğan, kendisini karşılayan kalabalığa "Milletin üzerinde hiçbir güç yoktur. Bu bir ayaklanma, ihanet, vatana ihanet hareketidir. Bunun bedelini çok ağır ödeyecekler." diye seslendi.
DİRENİŞ KAZANDI
Dönemin Başbakanı Binali Yıldırım, 16 Temmuz'da saat 12.57'de Çankaya Köşkü'nde yaptığı açıklamayla hain darbe girişiminin bastırıldığını duyurdu. Darbe teşebbüsüne karşı ülkenin her köşesinde gösterilen direniş ve kararlı duruş, önemli bir zafer olarak tarihteki yerini aldı.