15 Temmuz 2016 yılında yaşanan hain darbe girişiminin üzerinden 3 yıl geçti. 251 vatandaşın şehid olduğu, 2 binden fazla kişinin de gazilik mertebesine ulaştığı hain FETÖ darbe girişiminde şehit olanların aileleri ve o gece gazi olanlar yaşadıklarını unutamıyor.
15 Temmuz 2016'ya kadar Eminönü'nde esnaflık yaparak hayatını sürdüren Kenan Ekşioğlu, darbe teşebbüsünde bulunulan gecede ciddi bir yara alarak gazi oldu. Uzun süre tedavi olduktan sonra sağlığına kavuşan Ekşioğlu, şimdilerde memur olarak çalışıyor. Aslen Sivaslı olup Erzincan'da doğan ve Erzincan İmam hatip lisesinden mezun olan 3 kız çocuğu babası Kenan Ekşioğlu, 15 Temmuz gecesi yaşadıklarını anlattı.
15 Temmuz gecesi darbe olacağı haberini aldıktan sonra arkadaşlarıyla buluşup meydanlara çıkarak Saraçhane'de gazi olan Ekşioğlu, "Mermi geldikten sonra sadece kelime-i şehadet ve tekbir getirmem gerektiğinin söylendiğini hissettim. 2-3 kez şehadet getirdim. Sala eşliğinde o an hissettiğim haz o kadar farklıydı ki, 3 çocuğum, eşim, anne-babam olmasına rağmen orada o şekilde kalmak isterdim." diye konuştu.
Nesil olarak darbeye şahit olmadıklarını ve o an nasıl davranılması gerektiği hakkında bilgi sahibi olmadıklarını belirten Ekşioğlu, "15 Temmuz gecesi eve geldim. Yatsı ezanı okunduğunda namaz kıldım. Üzerimde Cuma gününün yorgunluğu vardı. Biraz uzandım. Telefon sesine uyandım. Beraber çalıştığımız arkadaş aradı. 'Darbe oldu, haberin var mı?' diye sordu. Ben de yok dedim. Televizyonu açıp haberlere baktım. O ara TRT'deki spiker bayanın duyurusunu duydum. Şaşırıp kaldım. Hiçbir şey yapamadım. Nesil olarak darbeyi görmedik. Nasıl davranılacağı, ne yapılacağı, nasıl bir yol izleneceği hakkında bilgim yoktu. Ben de kendi çevremden daha önce darbeyi gören ve bilenleri aradım. Kocamustafapaşa'da bulunan Sümbülefendi Camisi'nde 4-5 arkadaş buluştuk. Oradan Vatan Caddesi'ne, Emniyet Müdürlüğü'nün önüne yürüdük. Oraya geldiğimizde olaylar bertaraf edilmişti. Yalnız Cumhurbaşkanı'nın öldürüldüğü ile ilgili bir söylenti yayıldı. Bir kısım polis, 'Darbe engellendi, artık dağılın.' diyerek bizi eve göndermeye çalıştı. Müthiş bir kalabalık vardı. Tabiri caizse, bir insan seli vardı. Ama başlarında bir yönetici olmadığı için insanlar bir o tarafa bir bu tarafa gidiyorlardı. Sonra Ak Parti Fatih İlçe Başkanı çıkıp emniyette olay kalmadığını, yalnız Saraçhane'de, İBB'nin orada ve valilikte olayların hala devam ettiğini söyledi. Biz de 300 kişilik bir grupla emniyetten Saraçhane'ye yürüdük." şeklinde konuştu.
"Çanakkale ruhunun hala içimizde olduğu bariz olarak görüldü"
Saraçhane'ye geldiklerinde orada bulunan özel hastanenin bahçesinin dahi yaralı insanlarla dolu olduğunu belirten Ekşioğlu, "Hastane, bir kişiyi dahi alacak durumda değildi. Araçları durdurup yaralı bindirmeye çalışanları gördük. Kısa bir süre biz de yaralıların taşınmasına yardım ettik. Sonra kepçe ve kamyonların olduğu bölgeye doğru geldik. İnsanların tekbir getirerek yürüdüklerini ve vurulup düştüklerini gördük. Bir kepçenin ardında duruyordum. Yaralılara yardım etmek için kolumu uzattım. Çıktığım an hafif bir sızı hissettim. Tüm sesler kesildi. Şehzadebaşı Camii'nin salası o kadar güzeldi ki… Biz, ölmeden salası okunan bir milletiz, kaderi düzgün bir milletiz. Hep, 'Bu nesilden bir şey olmaz. Bu nesil ecdadı tanımadı.' deniliyordu. Biz de bu neslin içerisindeyiz. Hâlbuki öyle değilmiş. Çanakkale ruhunun hala içimizde olduğu bariz olarak görüldü." dedi.
"Bir canım var, onu da her türlü feda ederim"
Ekşioğlu, konuşmasını şu şekilde sürdürdü;
"Bunu anlamak için yaşamak gerekiyor. Bu çok abes olarak algılanabilir ama ben eşime de söylüyorum. En küçük kızımı hiç görmeyecektim. O daha doğmamıştı. Ona rağmen orada o şekilde kalmayı isterdim. Hiç acı hissetmedim. Toplu iğnenin batması, hissettiğim acıdan daha fazladır. Kurşun sol omuzumdan girip akciğer, kaburga kemiği, kürek kemiğinden geçip omuriliğin yanından çıktı. O gece Vakıf Gureba Hastanesine yetiştirildim. Kendi kanımla boğuldum. Akciğere gelen kurşun sol lobu söndürüyor ve kalp akciğere kan basıyor. Gözümü açtığımda hastanedeydim. 10 gün yoğun bakımda kaldım. Sonrasında hastanede büyük acılar çektim. Çok şükür şimdi iyiyim. Vatanımız, milletimiz sağ. Devletimiz, bayrağımız yerinde. Bir canım var onu da her türlü feda ederim. Yiyip içtiklerimiz Allah'ın bize bir lütfudur."
"Darbe yapmak isteyenlere darbe yapıldı"
Ekşioğlu, "O gece hiçbir siyasi parti fark etmeksizin inançlı, imanlı insanların tümünün bir araya geldiği, bu ülkenin bölünmezliğini, bütünlüğünü korumak için canlarını seve seve feda ettiklerine inanıyorum. Bunların birçok şahidi, birçok yaşanmışlıkları var. Herkesin farklı bir hikâyesi var. Ben de onlardan birisiyim. Sonuçta inançlı insanlarız. Bu ülkemiz, bayrağımız, devletimiz var olduğu sürece burada olacağız. O gün burada Suriyeliler de başka ülkelerden insanlar da vardı. Tabi ki öncelikli olarak kendi vatandaşlarımız vardı. Bunlar canlarıyla ülke ve bayrağı sonuna kadar savundular. Darbe yapmak isteyenlere darbe yapıldı." diye konuştu.
"Bu ülkenin parçalanmayacağını tüm dünyaya ispat ettik"
Birlik ve beraberlik sağlandığı müddetçe ülkemizi düşmanlara karşı koruyabileceğimizi hatırlatan Ekşioğlu, son olarak şunları kaydetti; "O gün darbe yapıp ertesi gün işe giden bir milletiz. Birlik, beraberlik ve inancımızla her manada birlikte olduğumuza inanıyorum. Ülkemizde tekrar böyle bir şey olsa bu sefer yaralı ve şehit sayımızın bu kadar çok olmayacağına inanıyorum. Çünkü insanlar burada hiçbir şey yapmadan bize kurşun sıktılar. İnanıyorum ki böyle bir şey bir daha olsa farklı bir karşılık verilir. Çanakkale ruhunun içimizde var olduğunu, devam ettiğini, ecdadımızın bu mirası bize bıraktığını ve bu ülkenin parçalanmayacağını tüm dünyaya ispat ettik. Avrupa'nın ekonomik krizle üzerimize yüklenmesi sebebiyle zorluk yaşıyoruz ama milletimiz tek çatı altında birleşince ülkemizi, devletimizi, dinimizi koruyacağımıza inanıyorum." (Nizamettin Aşkın-İLKHA)