Faruk Kuzu-Haber yorum
İnanç Özgürlüğü Batı Medeniyetinin insanlığa sunduğu en önemli argümanlardan biridir. Buna göre tüm dinlere tüm inançlara saygı duyulacak, toplumların kendi inançlarını özgürce yaşayabilmeleri için yönetimler gerekli yasaları çıkaracaklardır.
Batı Medeniyetinin özünü Hristiyanlık oluşturduğu için bu inançla ilgili sembollere mümkün mertebe saygı gösterilir. Hristiyanlıkla birlikte Musevilik ve Uzak Doğuya has olan Sih,Budist, Konfüçyünist,Paganist inançlara da saygıda kusur edilmediği görülür. Tüm bu uygulamaların Batı Medeniyetinin temel ilkelerine olan sadakatinden kaynaklandığı düşünülürken iş İslama ve Onun kutsallarına geldiğinde durumun öyle olmadığı görülür.
Dün Avustralya'dan basına düşen bir haber üzerinde düşünmeyi gerektirecek kadar önemliydi. Haberde:
"Dünyanın dört bir yanından insanlar, Avustralya'da yerli halk Aborjinlerin kutsal kabul ettiği Uluru adlı kayaya son tırmanışlarını gerçekleştirmek için akın ediyor. Uluru-Kata Tjuta Milli Parkı Yönetim Kurulu, 2017 yılında bölgenin manevi önemi nedeniyle tırmanmaya son verilmesi için oylama yaptı ve yasak oy birliğiyle kabul edildi. Yasak Ekim 2019'da yürürlüğe girecek. "deniliyordu.
Avustralya yönetimi Pagan (Putperest) olan Aborjinlerin inançlarına olan saygısını bu şekilde göstererek hem bu topluluğu kazanıyor hem de insanlığa Batı Medeniyetinin yüce değerlerini (!) göstermiş oluyor.
Avustralya belki de inanç özgürlüğünün en geniş olduğu ülke olmasına rağmen ne müslümanların camileri bu kayalık kadar saygı görüyor ne de müslümanların yaşam tarzları Aborjinler kadar tolere ediliyor.
İslam düşmanlığında sınır tanımayan Avrupa Ülkeleri ile ABD'yi ise anlatmaya gerek yok.