AK Parti Genel Başkan Danışmanı Yasin Aktay, Yeni Şafak'ta "Muhafazakar mahallede neler değişiyor?" başlığıyla yayımlanan yazısında "AK Parti'nin bir siyasi hareket olarak diğerlerine nazaran en önemli gücünün baştan itibaren sosyolojiye ve toplumu anlamaya dönük bütün verilere kulak kesilmesi olduğunu zaman zaman burada ifade ettik... bu AK Parti'nin en ayırdedici özelliklerinden biri oldu. Son zamanlarda ise bu şekliyle sosyolojinin ihmal edildiğine dair epey şey duyuyor, görüyoruz. Bu ihmalin siyasi hareketi nereye doğru götürebileceğine dair bir uyarıya bile gerek yok aslında. İbn Haldun'u bu aralar çok daha dikkatli ve özenli okumak gerekiyor. Tarih bugüne ışık tutacak ibretlerle doludur" dedi.
Aktay şöyel devam etti:
FATİH ve BAŞAKŞEHİR ÜZERİNE YAPILMIŞ SOSYOLOJİK ÇALIŞMA
"AK Parti'nin ilk zamanlar çizdiği toplum resminde kendisini en güçlü hissettiği, geleneksel anlamda Fatih ile bizzat AK Parti kent siyasetinin inşa etmiş olduğu Başakşehir üzerine çok ufuk açıcı bir sosyolojik çalışma var elimde. İrfan Özet'in Muhafazakar Mahallenin iki önemli örneği olarak nitelediği Fatih ve Başakşehir'de ‘iktidar ve Dönüşen Habitus'u incelediği kitabı bir bakıma AK Parti tabanının kendi özdüşünümselliği için, yani kendini görüp anlayabilmesi için ayna niteliğinde bir çalışma olmuş.
Sadece Fatih ve Başakşehir üzerine değil, belki AK Parti'nin kendini güçlü ve zayıf hissettiği belli yerler için özel olarak bu tür çalışmaların yapılması, sadece iktidarı sürdürmenin bir tedbiri olarak değil, daha münasip, ilkelerle gerçekler arasındaki mesafeleri daha iyi dikkate alan siyasetler geliştirebilmek için önemlidir.
Fatih ve Başakşehir toplumun madun, göçmen, sınıf atlamaya çalışan, küçük ve ortasınıf kesimlerini barındırsa da, son 17 yıl içinde, siyasi anlamda iktidarla olan eklemlenmişlikleri bu iki kentsel mekana çok farklı bir hava kazandırmıştır. Bu süreç içinde Anadolu'nun farklı yerlerinden ya bu dönemde gelmiş veya önceki dönemde gelmiş olup tutunmaya, yükselmeye fırsat arayan kesimlerin izledikleri süreçler, bu kentsel mekanlara girerken karşılaştıkları sorunlar, gerilimler ve 17 yıl sonrasında ortaya çıkan manzara… Bu sefer Suriyeli veya başka ülkelerden gelen göçlerin sadece az önce gelip yerleşmiş olan kesimlerce nasıl karşılandığına dair hikayeler…
"STK'LAR KARİYER NOKTALARI HALİNE DÖNÜŞTÜRÜLDÜ"
Kitapta muhafazakar, İslamcı STK'ların bu göçü karşılama, yönetme ve onanla ilgili siyasetler geliştirme ile ilgili hikayeleri anlatılırken bir yandan da STK'ların habitusunda zamanla yaşanan değişime dair tespitler üzerinde fazlasıyla durulmayı hak ediyor. 'İktidar aygıtına dönüşen STK ağları' ifadesi mesela çok şey söylüyor. Muhafazakar iktidarla eklemlenmiş haliyle STK'lara üyeliğin tam gönüllü bir faaliyetten ziyade kariyer için bir basamağa dönüşmüş olması. Bundan mustarip bir STK temsilcisi durumu şöyle ifade ediyor: ‘Ben dava adamı arıyorum. Onlar ise, ‘imkanlarım ne olacak?' diyor' (s. 107).
Kuşkusuz hem Başakşehir hem Fatih Türkiye'nin sosyolojik gelişimini izlemek açısından tam bir laboratuvar gibi, ama isabetli bir siyaset için, siyaseti güncellemek için de dikkatle izlenmesi gereken mekanlar.
Özet'in çalışmasını okurken, bizzat kendisi tarafından kendi doktora çalışması için yapılmış olmasa AK Parti tarafından kurumsal olarak yaptırılmalıydı diye düşündüm. Tabi benzerlerini de…"